Götür Çeviri İspanyolca
14,331 parallel translation
- Dorothy götür bizi. Götür bizi buralardan.
- Dorothy, sálvanos.
Bir yere götürmen gerekiyorsa da götür.
Y si te las vas a llevar, pues llévatelas.
Dükkana götür de sat. Ya da müzeye götür.
Las llevas al bazar de la mierda y las vendes, o las pones en un museo de mierda.
Dışarıya götür demiş olabilir.
Puede que dijera que lo sacáramos fuera.
Al bu tavırlarını da markette erkekler reyonuna götür bana da rahat ver biraz.
Así que reserva esa actitud para cuando vayas al Carrefour, porque tienes que darme un resp... ingador.
Aileni götür buradan!
¡ Saca a tu familia de aquí!
Asansöre götür onları.
¡ Llevadlos al ascensor!
Güvenli yere götür.
¡ Ponedlos a salvo!
- Asansöre götür.
- ¡ Llevadme al ascensor!
- Beni hemen eve götür ve at rengine dönüşene kadar yataktan çıkmama izin verme.
Llévame a casa ahora y no me dejes salir de la cama hasta que esté de tu color.
Şimdi küçük poponu sahneye geri götür ve sorunu çöz.
Así que lleva tu pequeño trasero al estudio y resuélvelo.
Şimdi beni evime götür.
Ahora llévame a casa.
- Beni posta kutuna götür.
- Llévame a tu punto de entrega.
Götür onu da.
Llévela con usted.
Pekâlâ, götür bakalım.
Está bien. Llévatela.
- Beni posta kutusuna götür.
- Llévame al punto de entrega.
Sonra yolcu listesini Saul'a götür.
Lleva a Saul la lista de pasajeros.
Onu doğrudan havaalanına götür.
Llévalo directo a la pista.
- Götür onu buradan.
Bueno, sácalo de aquí.
Şimdi götür beni buradan.
Ahora me lárgate de aquí.
Jenna ve bebeği güvenli bir yere götür.
Coge a Jenna y al bebé y llévatelas a algún lugar seguro.
Gerekirse hastaneye götür.
Que reciban asistencia médica si lo necesitan.
Beni eve götür lütfen.
Llévame a casa, por favor.
Bunu olabildiğince hızlı bir şekilde ona götür.
Llévale esto, lo más rápido que puedas.
Onunla The Cripples'ta buluş, onu oraya götür ve adamın ödeme yaptığından emin ol.
Reúnete con ella en Los Lisiados, llévala, asegúrate que él paga.
Bunları Bay Pickwick ve misafirlerine götür, tamam mı?
Lleva eso al Sr. Pickwick y a sus invitados, ¿ vale? Lo más rápido que puedas.
Beni eve götür, lütfen.
Acompáñeme a casa, por favor.
- Hadi götür de oyna.
- Cógelo y vete a jugar.
- Lütfen beni de götür yanında.
- Por favor, llévame contigo.
- Connors, bu salağı revire götür.
Connors, lleva a este idiota a enfermería.
Beni Flynn'e götür.
Llévame con Flynn.
Derhâl aileni ve diğerlerini al ve geçip gittiklerinden emin olana dek tepelere götür.
Lleva a tu familia y a las otras a las colinas... hasta que estemos seguros que han pasado. Hazlo ahora.
Beni ona götür.
Llévame con él.
Ona bunu götür.
Llévale esto.
Onu hücresine götür.
Cójela y devuélvela a su celda.
Onu eve götür.
Llévelo a casa.
Nereden geldiysen Carl'ı oraya götür. Çünkü burda olman için randevu alman gerek.
Bueno, puedes llevarte a Carl de donde has venido porque necesitas una cita para estar aquí.
G.tünü Jersey'e geri götür bankasından aldık.
Del Banco de Devolver tu Culo a Jersey.
Toplayabildiğin herkesi topla, odalara götür ve kapıları kilitle.
Muy bien, quiero que agarre a todos los que pueda y los ponga en las habitaciones y asegure las puertas.
Bela çıkaranları arka tarafa götür.
Lleva a los que causan problemas a la parte de atrás.
Tommy'nin resimlerini görüşmeye götür.
Lleva el arte de Tommy a la reunión...
Beni bu adama götür.
Llévame ante este hombre.
O gece kulübü sahibi cins arkadasini da ben tutuklamadan buradan götür.
- Vale. Y llévate a tu extraño compañero propietario de club contigo
- Sensörlerim- - Çekirdeği daha güvenli bir sıcaklığa götür almak için yeterince uzun Binanın dışına.
- Mis sensores aún no están... - Tienes que enfriar el núcleo el tiempo suficiente para sacarlo del edificio.
Penny'yi Mandy'yle buluşmaya götür.
Lleva a Penny a conocer a Mandy.
Bizi Booth'a götür, biz de ölüm cezası isteminde bulunmayalım.
Nos conduce a Booth y no lo presionaremos para la pena de muerte.
Şu iki salağı götür buradan.
Saca a estos dos idiotas de aquí.
Güvenli mekana götür onları.
Te veré allí.
Beni güneşe götür ki bu kadar üzgün olmak zorunda kalmayayım.
♪ Si pudiera hacer el mundo como pura ♪ [sollozos] me Volar hacia el sol así que no tengo que ser tan triste nunca más.
Hadi götür bizi buradan.
No voy a ir.
Bunu annene götür.
Lleva esto a tu madre.