Huseyin Çeviri İspanyolca
41 parallel translation
Veli Özen. Konservede etiket işi, 23 kişi. Görevli gardiyan :
Dos, tres personas para etiquetar las conservas, el guardia encargado es Huseyin Sari.
- Hüseyin Karakuş, 2. Koğuş. [ALARM SESİ]
Huseyin Karakus, celda 2.
Çakır'dan Uzunların Hüseyin'dir bu.
- Debe ser Huseyin.
Görevli Türklerden biri Hüseyin Rauf'tu.
Uno de los turcos de la misión era Huseyin Rauf.
Huseyin millete borç para verir, öyle ki faizini harcasa bitmez.
Hossein le presta dinero a la gente y su interés es sólo por vanidad.
- Hüseyin!
Huseyin! Miralo!
Hüseyin!
Huseyin! Fuiste al granero?
Hüseyin bu, dedenin isminden hani.
Este es Huseyin, es el nombre de tu abuelo
Sadık gider gitmesine de, Hüseyin Efendi ile azıcık zor.
Los compromisos no son una opción para Huseyin.
Evladın o senin Hüseyin Bey!
. Es tu propio hijo, Huseyin.
Tabii, sen koskoca Hüseyin Ağasın, değil mi?
¡ Claro, tú eres el gran Huseyin Agha! .
Hüseyin!
Huseyin!
Kızım ittir, Hüseyin gel buraya!
Vamos, empuja. Ven aquí, Huseyin.
Hoş geldin Hüseyin Ağa!
Bienvenido Huseyin Agha.
De bakayım Hüseyin Ağa ne diyeceksen.
¿ Qué te pasa, Huseyin Agha?
İki salkım üzüm koptu diye o Hüseyin Efendi, sabaha kadar uyumaz.
Huseyin tendrá insomnio si le cogemos un puñado de uvas.
- Afiyet olsun Hüseyin Ağa.
Que aproveche, Huseyin Agha.
Hüseyin ile pek bir anlaştılar.
. - Está jugando con Huseyin.
Ne olmuş benimki de Hüseyin, Allah Allah.
¿ Y qué? . Yo me llamo Huseyin.
- Geçmiş olsun Hüseyin Efendi.
- Espero que se mejore, Huseyin.
Hayret pek uslular bugün. Ayşegül, Hüseyin len ne oldu?
Huseyin, Aysegul, ¿ qué os pasa?
Hayırlı sabahlar Hüseyin abi.
Buenos días, tío Huseyin.
- Hüseyin amca topla kendini.
- Para, tío Huseyin.
Hüseyin var, Ayşegül var. Büyük teyzen var. İbrahim amcan var.
Huseyin, Aysegul, tu tía abuela.
BM İÇİNDEKİ IRAK BÜYÜKELÇİSİ... İsyancılar onları kontrol etti... General Schwartzkopf ne zaman Saddam Huseyin'e yardım edecek... savaş helikopteriyle... isyancıları bastıracak, adamlar, Kadınlar ve çocuklar.
EMBAJADOR DE IRAQ EN LA ONU... las controlaban los rebeldes... cuando el general Schwartzkopf le permitió a Saddam Hussein... usar los helicópteros de combate... para masacrar a los rebeldes, hombres, mujeres y niños.
Tarlaları yine Hüseyin'e icara verdim. " Böyle dedik dede.
Alquilê el campo a Huseyin otra vez. Esto es lo que hemos puesto, abuelo.
Tarlaları yine Hüseyin'e icara verdim.
Alquilê el campo a Huseyin otra vez.
Amerikan hükümetiyle bağlantılı bazı arkadaşlarım Irak'taydı ve Saddam Huseyin'in saklı hazinesinin nakit, altın ve mücevher şeklinde büyük bir parçasını buldular.
Algunos de mis socios se relacionaron con el Gobierno de los Estados Unidos estando en Irak, y descubrieron una parte considerable de la fortuna escondida de Saddam Hussein, en efectivo, oro y joyas.
- Kolay gelsin, Hüseyin.
- Buenas tardes, Huseyin.
Hadi kolay gelsin, Hüseyin.
Que tengas buen día, Huseyin.
Hüseyin Waabri.
Huseyin Waabri.
Ve sonra biz bu tekniği tekrar Saddam Huseyin tarafından katledilmiş Kürt ailelerini tanımlamak için kullanmak zorunda kaldık.
Y después la utilizamos otra vez para identificar familias de kurdos enteras que fueron brutalmente masacrados por Sadam Husein.
Alayınızı çok beğendim, Hüseyin Avni Bey.
Me impresiona mucho tu regimiento, Huseyin Avni Bey.
Hüseyin Avni Bey bayram namazı bitiminde, selamlaşma sonrası şehit olmuş, komutanım.
Huseyin Avni Bey... Señor, justo después de las oraciones de la fiesta... se convirtió en mártir.
Saddam Huseyin Kuveyt'i işgal etti ve Suudi Arbistan'ın liderleri fark etti ki bütün teçhizatlara, uçaklara füzelere, bombalara ve radar sistemlerine rağmen ülkeleri bunları düzgünce kullanıp kendilerini Saddam Hüseyin'e karşı koruma kabiliyetinden yoksundu.
Saddam Hussein invadió Kuwait y los líderes de Arabia Saudita daba cuenta de que, a pesar de todo este hardware - todos los aviones, los misiles, las bombas y los sistemas de radar - que su país era incapaz de utilizando adecuadamente para defenderse contra Saddam Hussein.
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI
CUARTELES DE SADDAM HUSSEIN EN CANADÁ
SADDAM HÜSEYİN'İN GİZLİ KARARGÂHI H.Q 16 : 05 Bay Hüseyin, Birleşmiş Milletler hükümeti endişeli.
Sr. Hussein, el gobierno de EE.UU. está preocupándose.
Ee, kaçıyor musun sen Hüseyin Ağa?
¿ Dónde vas, Huseyin?
Hüseyin Efendi!
¡ Huseyin!
"Bir haini ilk görüşte anlarım!" SADDAM HÜSEYİN
"Conozco a un traidor antes de que se conozca a sí mismo".
"Ölürsem parmağımı bile bulamayacak ve benimle öleceksiniz" SADDAM HÜSEYİN
"Si muero, no hallarán ni uno de mis dedos y todos Uds. morirán conmigo".