Ince buz Çeviri İspanyolca
101 parallel translation
Doktor, çok ince buz üzerindeyiz.
Doctor, nos estamos adentrando en un terreno muy delicado.
Burnunu sokmasan iyi olur çünkü ince buz üzerinde yürüyorsun.
" Anda con cuidado, que si no, algo te va a pasar
Siz ikiniz ince buz üzerindesiniz!
Ustedes estan sobre hielo fino!
O etraftayken sanki ince buz üzerinde yürüyor gibiyim.
Tengo que andar con cuidado cuando está por aquí.
Dinle, Bilko, ben sana bütün kışlanın keskin patenlerle ince buz üzerinde kaydığını söyleyebilirim.
Bilko, todo el cuartel está patinando sobre hielo fino con cuchillas calientes.
Benim için fazla değerli değilsin. Hatta ince buz üzerindesin.
No eres indispensable para mí, es más, estás colgando.
Güçlü rüzgarlar ince buz tabakasını dün temizlemişti.
Un fuerte viento limpió el fino hielo ayer
Çok ince buz üzerinde!
¡ Está a un paso de hacerlo!
"ince buz" işaretini görmedin mi?
¿ No viste la señal de "hielo delgado"?
Yüzeyde ince buz tabakaları oluşur ve bunlar üst üste tabaka halinde birikirler yavaş yavaş aşılmaz bir duvar oluştururlar.
En la superficie se forman delgados mantos de hielo y se apilan, capa sobre capa, creando gradualmente una barrera impenetrable.
Bak, Manny'nin kaynayan kazanda olduğunu biliyorum. Sende ince buz üzerindesin ama hiçbiriniz telefonlarımı açmıyor.
Mira, entiendo que Manny se encuentra en problemas y sé que pendes de un hilo pero que ninguno de ustedes atiende mis llamados.
- Zaten Dekan ile ilişkim ince buz üzerinde.
- Estoy en capilla con el decano.
Buz çok ince, Alexander. Altımızda kırılabilir.
El hielo es delgado se puede romper.
İnce buz.
Hielo delgado.
İnce buz.
Hielo grueso.
- İnce buz.
- Hielo delgado.
Uygun bir yer bulduk. İnce buz altındayız efendim.
Estamos bajo hielo delgado, señor.
İnce buz üzerinde dans ediyoruz.
Vamos a salir sobre hielo muy delagado.
İnce buz üstünde dans ediyorsun.
Tu situación ya es bastante delicada.
İnce buz üstündesiniz.
Este es un tema escabroso.
Ayrıca ince bir buz üzerindesin. Işığı kapat.
También estás en una situación delicada.
İnce buz üzerindeysen hızlı ilerleyeceksin.
Cuando el terreno es peligroso, hay que andar deprisa.
İnce buz üstündesin, George, çok ince.
Mala pregunta, George, muy mala pregunta.
İnce buz!
¡ Hielo fino!
Su altında olacağım. Bir düşünsene! Buz gibi, yemyeşil su ile aramda sadece ince bir çelik parçası olacak.
Imagínate, tan sólo una delgada membrana de acero entre tú y el agua congelada.
İnce buz üzerindeyiz dostum.
Estamos en peligro. Si perdemos Vancouver, nos fregamos.
- İNCE BUZ
- HIELO DELGADO
Buz ince yerinden kırıldı ve suya düştüm.
Me caí en el hielo quebradizo.
Hesaplamalarımız, ince bir buz tabakasının altında bir okyanus olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyordu.
"Nuestros cálculos indicaban que era probable que hubiese un océano bajo aquella fina capa de hielo".
İnce buz üstündesiniz, köpek mamalarım.
Andáis en la cuerda floja, compinches.
Büyük, yuvarlak ince bir taş parçasını... buz gibi mesela, atarsın, ve kaydırırsın...
Lanzas un gran bloque de piedra redondo sobre el hielo, y se desliza...
Buz Çubuğu metodu. Ön orbital kortekse ince metal bir pipet sok... ve ön lobun yumuşak dokusundan gir.
El método del pica-hielos... insertar la pipeta metálica en el corte orbitofrontal y presionar en el tejido del lóbulo frontal
! İnce bir buz üzerindesin...
Estás en el hielo...
Zaten patronunla ilişkin ince bir buz üzerindeydi, ve şimdi ona çok fazla para kaybettirdin.
Ya andabas mal con tu jefe antes de hacerle perder dinero
Jerusalem's Lot'a bakmak çocukken ince bir buz tabakasından bakmak gibidir.
Mirar Jerusalem's Lot es como mirar tu infancia por una fina placa de hielo.
- İnce bir buz tabakası üzerindesin.
- Patinas sobre hielo muy delgado.
İnce bir buz üzerinde yürüyoruz.
Estamos en un terreno peligroso.
- Üstünde dolaştığın şey bir buz. İnce bir buz.
No juegues con fuego.
Buz ince ve bu kar araçları için çok tehlikeli.
El hielo es muy fino y las motonieves serían peligrosas.
Buz zaten yeterince ince, bir de siz zorlamayın.
Con lo fina que es la capa de hielo y encima la desgastáis.
Diego, hadi. Buz ince olabilir, ama on tonluk bir mamutu ve dokuz tonluk bir opossumu taşıyacak kadar sağlam.
El hielo será fino, pero aguanta a un mamut de diez toneladas y a una zarigüeya de nueve.
İnce bir buz tabakası üzerinde yürüyorsun dostum.
¡ Oiga! ¡ Está a un paso de colmar mi paciencia!
Bak, şu an ince bir buz tabakası üstünde seyrediyorsun.
Te la estás jugando. Creo que los dos sabemos por qué no se lo has dicho.
"Kaymak", "ince" ve "buz" kelimeleri sana bir şey ifade ediyor mu?
¿ La frase "andar sobre hielo quebradizo" significa algo para ti?
Bak, Manny kaynar suda, anlıyorum. Sen de ince bir buz üzeridesin biliyorum ama- -
Mira, entiendo que Manny se encuentra en problemas y que caminas sobre hielo delgado, pero -
İnce buz üzerindesin, küçük bayan.
Estás parada sobre hielo frágil, señorita.
Dışında buz. En dışta da bazen atmosfere dönüşen bazen dönüşmeyen ince bir buz tabakası.
roca en su interior, hielo en el exterior, y una fina capa de escarcha en la parte más exterior que a veces se evapora para formar una atmósfera, y a veces no lo hace.
Denizin dışındaki buz, yavruların babalarını taşıyamayacak kadar ince.
En el mar, ahora el hielo es demasiado fino para soportar al padre de los oseznos.
Devamlı ince bir buz üstündeyim ve kırılmadan önce karşıya geçmeliyim.
Estoy siempre patinando sobre un hielo muy delgado y tengo que cruzarlo antes de que se quiebre.
Zaten hayatım boyunca, sanki ince bir buz üzerindeydim.
He pisado terreno peligroso toda mi vida.
İnce buz tabakası üzerinde kayıyorsun, Jake.
Estás patinando sobre hielo fino, Jake.