Iyi yapmışsın Çeviri İspanyolca
548 parallel translation
İlk müdahaleyi iyi yapmışsınız.
Hizo un buen trabajo con los primeros auxilios.
Evet, gelmelerini gerçekten istiyorsan çok iyi yapmışsın.
Sí, has estado fantástica, si querías a los Ferncliffe.
Hayır, hayır, iyi yapmışsın Poole.
Sí, sí, muy bien, Poole.
Saçını erkek gibi kısa kestirmekle iyi yapmışsın.
Ha hecho muy bien en peinarla a lo chico.
Çok iyi yapmışsın.
Qué bien hecho.
Sizler iyi yapmışsınız.
Tranquilizaos.
Gerçekten iyi yapmışsınız.
Lo habéis hecho muy bien.
Çok iyi yapmışsın George.
No podías hacer nada mejor.
- Çok iyi yapmışsın.
- Ha prosperado mucho.
Çok iyi yapmışsınız çocuklar!
Espero que les fastidiaras.
İyi de, kendine ne yapmışsın sen böyle? Ah, hiçbir şey.
¿ Qué diablos te has hecho?
Açtıysan iyi bir şey yapmışsın.
Puede ser algo bueno el que lo hayas hecho.
Oldukça iyi bir başlangıç yapmışsın gibi görünüyor.
- Parece que comenzaste muy bien.
İyi yapmışsın, Homer.
Me alegra que hayas venido, Homer.
Rujla aranızın iyi olmadığını görüyorum. Saçınızı da çok tuhaf yapmışsınız, ya da yapmamışsınız! Durun bakalım.
Veo que no le gusta la pintura de labios y qué modo tan curioso de peinarse, o mejor, de no peinarse.
İyi yapmışsın Jessie hala.
Muy amable, tía Jessie.
Sizi tebrik ederim. Bunu bitpazarından aldıysanız, iyi bir yatırım yapmışsınız. Çok ucuza alamadım.
Si lo compró en el Mercado de las Pulgas, es una buena inversión.
İyi ki yapmışsın.
Me alegro de ello.
Sen de iyi de yapmışsın.
Has hecho bien, muy bien.
- İyi yapmışsınız.
- ¡ Hizo bien!
Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın. Bunu niye yaptın?
Estás yendo por el camino equivocado. ¿ Por qué lo haces?
İyi yapmışsın, LeRoy.
Sí, LeRoy. Están en el cuarto de baño.
Çok iyi bir iş yapmışsın doğrusu.
Has acertado de verdad.
Görünen o ki baba, iyi iş yapmışsınız.
Parece que os las arreglasteis bien, papá.
İyi yapmışsın.
Buena psicología
İyi yapmışsınız.
Bien.
- İyi yapmışsın.
Hay cosas peores que sufrir por amor.
Henüz bir duygusal gelişme olmadan,... iyi niyetle teklifini yapmışsın.
Hiciste una oferta en buena fe antes de todo avance emocional.
Sen daha iyi bir seçim yapmışsın. Nasıl geçti?
Buena idea. ¿ Y cómo fue?
İyi bir anlaşma yapmışsın.
Sólo esto.
İyi iş yapmışsın.
¡ No se te da mal!
İyi yapmışsın, böyle bir şey yapsaydı benimkini öldürürdüm.
Bien hecho, si mi padre me trata así, lo mato.
Askerliğinizi yapmışsınız, sizi aramıza alamayacağımı çok iyi biliyorsunuz.
Usted ha sido militar,... sabe perfectamente que no puedo dejarle.
- İyi yapmışsınız.
- Está bien.
İyi stok yapmışsın.
Bueno, tienes un buen cargamento.
Çok iyi seçim yapmışsın.
Has conseguido una ganadora.
İyi araştırma yapmışsınız.
Han investigado a fondo.
- İyi yapmışsın, Cagle.
Y tienes razón, Cagle.
Sana ödediklerimle iyi bir iş yapmışsın.
- De bien a mejor. Financiándome ha hecho un buen negocio.
İyi yapmışsın. Hepsi cana yakın insanlar.
Son amigos muy simpáticos.
İyi bir şey yapmışsın.
Pues hiciste lo correcto.
Bu sefer iyi pazarlık yapmışsın Chuncho.
Esta vez hiciste un gran negocio.
İyi iş yapmışsın Bill.
Muy bien, Bill.
İyi yapmışsın.
- Te lo montaste muy bien.
İyi yapmışsın.
Qué bien.
- Evet, iyi yapmışsın.
No quería dejar la casa sola.
- 100 dolar ile iyi işler yapmışsın.
Ha hecho grandes cosas con cien dólares.
Hayır Tony, sen iyi iş çıkardın, iyi iş yapmışsın.
No, Tony, tú lo hiciste bien, muy bien.
Bu parayı biriktirmekle çok iyi bir iş yapmışsınız.
Hicisteis verdaderamente bien en conseguir estos cien ryo.
Bob Amcana gelmekle iyi iş yapmışsın.
Has hecho bien en acudir a mí.
İyi yapmışsın, çünkü bizim arabamız çalındı.
Sí. Eso es bueno, porque alguien robó nuestro carro.