Jell Çeviri İspanyolca
116 parallel translation
# Jell-O marka jelatin #
Jell-O gelatina
Hey. Hey, o Jell-O'yu istiyor musun dostum?
¿ Quieres esa gelatina, tío?
Packard var, Studebaker var, Jell-O var. Evden gelen şeyler.
Tiene anuncios de autos, productos americanos.
Kendimi şu Jell-O pastalarından yapmaktan alıkoyamadım.
Fui incapaz de hacer gelatina.
Ben Jell-O. Fockyerdoder'lar mı?
Yo soy Jell-O. ¿ Cojetuija?
Senin için bir kova Jell-O getir.
Traeré gelatina para ti.
Sana Jell-O shot, Miami, üzüm getirebilir miyim?
¿ Te traigo un Jell-O shot, Miami?
- Ve nasıl Jell-O yapılacağını da biliyorum.
Sé preparar gelatina.
Daha ilham vermeniz gereken reklam yıldızı bir kız var.
Tenemos a una pequeña niña desencantada en un comercial de Budín Jell-O.
Rosto, yeşil fasülye ve de ismi şöyle birşey... [br] Jell...
Estofado de carne, judías verdes y una cosa llamada "gelatina". - ¿ Sabe hacer gelatina?
Nasıl Jell-O yapıldığını biliyor musun?
- Incluso para el cóctel de frutas.
Çocuklar için jelibon.
Aquí, Jell-O para los chicos.
Joey? Jell-O kadehler nerde?
Joey, ¿ y los tragos de gelatina?
Evet, Jell-O.
Sí, gelatina.
Tereyağı katılaşıyor ve jell-o sallanıyor!
¡ La manteca se pone dura y la gelatina tambalea!
- Jell-O puding!
- ¡ El postre!
- Hadi. Hepiniz tüm paramı aldınız ve hemşire Jell-O dedi diye kaçtınız.
Tomarán todo mi dinero y se irán corriendo porque la enfermera dijo que hay postre.
- Ben Jell-O istemiyorum.
- No quiero postre.
Jell-O hakkında hiçbir şey söylemedim.
No dije nada sobre el postre.
Onun hayalarını gördükten sonra Jell-O istemiyorum artık.
No quiero postre después de ver esas bolas viejas.
Kim Jell-O ister ki bunu gördükten sonra?
¿ Quién querría disfrutar el postre después de ver lo que vi?
Jell-O bile istemiyorum.
No quiero postre.
Bende de yumuşak jöle. Tamam.
Tengo un poco floja Jell-O, está bien.
"İki artı iki kaç yapar?" "Jell-O."
- "¿ Cuánto son 4 y 4?" - "Amarillo."
- Hey. - Hiç "Jell-O shooter" denedin mi?
- ¿ Te gusta la gelatina con alcohol?
Yağ donuyor... ve jöleler sallanıyor.
La mantequilla esta dura, Y la gelatina de Jell-O'.
Jöle, kraker ve punç var.
Jell-O? Lunchables? Pokemon golpe?
- Pekala. Yeşil Jello.
Todos los derechos, verde Jell-O.
Bende bir kaç Jell-O ( tatlı ) var.
Tenia un par de tragos de Jell-O encima.
- Tamam bir Jager Meister, bir de Jell-O shot.
Muy bien, quiero Yaegermeister y un vaso de Jell-O.
- Şey, bir seferinde Jell-O reklamında oynamıştım.
- Bueno, hice un comercial de gelatina.
Mavi Jell-O kızı.
La chica azul de gelatina.
- Acayip Jell-O sattırdı.
- También vendió mucha gelatina.
"Kahretsin, jöleyi nasıI bu hale sokarsınız yahu?" diyordum.
Estaba como, "Maldición, hombre, ¿ como vas a arruinar asi al Jell-O?"
Benim için jöle, aileye has nezih bir şeydir.
Jell-O es tan saludable y familiar.
Jöleme kıI koymak ha?
Poner el pelo en mi Jell-O.
Ve şöyle diyemezsin : " Jölemde kıI var, bunu geri göndermek istiyorum.
Y no te puedes ir, "Hay un pelo en mi Jell-O. Me gustaría devolverlo."
Lokantada adamın tekiyle kavga ettim Son Jell-O paketini almıştı.
Me pelee con uno en el comedor. Cogió la última gelatina.
- Neredesin? - Bakayım. Jöle ve kokteyl sosisler var.
- A ver, hay Jell y salchichas de cocktail
Arada bir çok iyi bir pas da atıyorsun... onun için Jell-O dondurması yiyeceksin.
Y, de vez en cuando, lanzas un pase decente... o sea que te ganaste tu paleta helada.
Ve tatlı olarak da, Ella Fitz Jölesi.
Y para el postre, gelatina Ella Fitz Jell-O.
İster piknik, ister partide, Jöle-O bir nimet.
" Para día de campo o para fiesta, Jell-O es una ventaja.
Jöle-O her yemeği çevirir şölene.
Jell-O hace de tu evento un recuerdo gozoso ".
Doğru, ama yakında Jell Lisesi'ne geçecek.
Si, pero ella pronto se cambia a la secundaria Jee.
Jöle!
Jell-O!
Projesi jölenin içindeki böcek.
Su proyecto es un insecto en Jell-O.
Jöledeki böceği yenemeseydik senin mahallendeki okula giderdim.
Si no podemos derrotar a un bicho en un Jell-O, Tendré que ir a la escuela que hay al lado de tu vecindad.
Jöleli böceği yendik en azından.
Al menos derrotamos al bicho del Jell-O.
Jell-O ( jöle )'ya dönüşmek üzere..
- Él está estresado.
- Jell-O mu?
Está perdiendo el control.
Tamamen kıllarla dolu jöle çıkardı.
Jell-O con un pelo en todo el molde.