Kacırdı Çeviri İspanyolca
22,872 parallel translation
Neyi gözden kaçırdığımızı bulalım.
Averiguar lo que podríamos hemos perdido.
Ne, bir bölümü daha mı kaçırdınız? Herife bak arkadaş.
¿ Qué, te perdiste otro episodio?
Ne kaçırdıklarını bilmiyorlar, ne dediğimi anlıyor musun?
No saben lo que se están perdiendo.
Ruth, randevunu kaçırdın.
Ruth, faltaste a tu ecografía.
Randevunu kaçırdın ve bu önemli bir randevuydu.
Faltaste a tu ecografía y esa era muy importante.
Bilmem, kaç tane tavşan çağırdın?
No sé, ¿ a cuántos conejos invitaste?
Tadını kaçırdıysam özür dilerim...
Lo siento por si estropee cualquier otra cosa que...
Bayağı iyi bir vaazı kaçırdınız.
Se perdió todo un sermón.
Altıma kaçırdım biraz.
Literalmente, me oriné en los pantalones.
Birileri fazla kaçırdı galiba.
Alguien bebió demasiado.
Ama şimdi istemiyorum, iştahımı kaçırdı şu adam.
Pero ya no la quiero, me ha quitado el apetito.
Aklını mı kaçırdın sen?
MIRA EL UNIVERSO DE FORMA DIFERENTE ¿ Estás loco?
Alex'in keyfini kaçırdıysam özür dilerim.
Mira, lo siento si agrió el humor con Alex.
Onları kaçırdın.
Las extraño.
İşte bu, Norman Rockwell'in her nasılsa kaçırdığı.. .. kalp ısıtan bir tabloydu.
Vaya, esa es una bonita estampa que de algún modo Norman Rockwell no retrató.
Babanız kendisini kaçırdığınızı iddia ediyor...
Tu padre ha dicho que le secuestraste...
Babanız kendisini kaçırdığınızı iddia ediyor ve ona saldırdığınızı...
Su padre ha afirmado que lo secuestró y lo atacó...
Bir kez daha, kel adamı kaçırdınız.
Otra vez aprovechándose de los pelados.
- Aklını mı kaçırdın?
- ¿ Estás loco?
- Aklını mı kaçırdın?
¿ Estas loco?
Yerel polislerin kaçırdığı şeyler olabilir.
Han encontrado detalles de la policía local omitidos claramente.
- Aynen. O kaçıklar bana saldırdı.
Sí, esos tarados me atacaron.
Eroin taşımacılığı 2003'den bu yana Erikssons'lar tarafından gerçekleştiriliyor, bu durumlar patlak verdiğinde bir sevkiyatlarını kaçırdılar.
Transportaban la heroína procesada por los Eriksson hasta el año 2003 cuando tuvieron desavenencias por un envío robado.
Noah Shuster'ı mı kaçırdın?
¿ Has cogido a Noah Shuster?
Baz seni kurtardıktan sonra kaçırdı.
Baz lo hizo, después de salvarte.
Sanıyorum Anya Patinka'yı kaçırdın.
Creo que has secuestrado a Anya Patinka.
Kızımı kaçırdılar.
Ellos secuestraron a mi hija.
Kızını kimin kaçırdığına dair bir ipucunuz var mı?
¿ Tienen alguna pista sobre quién secuestró a su hija?
- Adamın arkasından saldırdı ve beni kaçırıp seni serbest bıraktı.
Lo atacó por detrás un hombre suyo, quién me secuestró y lo ayudó a escapar.
Sen olan sensin Bütün bu insanları kaçırdı.
Tú eres el que ha secuestrado a toda esa gente.
Ülkeden mal kaçırdığı ve ülkeye kaçak mal soktuğu için sabıkası bulunan Vladivostok'taki eski bir mahkum yetkililere bir not ulaştırmış.
Un exconvicto en Vladivostok, con un largo historial de contrabando en el país, ha entregado una nota a las autoridades.
Tom Carter beni kaçırdıktan sonra.
Después de que Tom Carter me secuestró.
Beni kaçırdı ve bana işkence yaptı.
Él me secuestro y me torturó.
Onlara Cade'in seni kaçırdığını ve kaçtığını söyle.
Diles que Cade te secuestró. Pero te escapaste.
Ziyaret günlerini kaçırdığım için çok özür dilerim gelinim.
Mira, lamento haberme perdido la visita, esposa mía.
Dosyalara bak, kaçırdığımız bir şey ara.
¿ Revisar archivos? ¿ Ver si falta algo?
Yemeği kaçırdı.
Faltar a la cena.
Aklını mı kaçırdın sen?
¿ Estás loco?
Yarın tekrar ilmekleyelim, kaçırdığımız bir şey olmalı.
Vamos de nuevo puntada en la mañana y ver si hemos perdido nada.
- Kaçırdığımız çok şey var.
- Tenemos mucha para perder.
Rapor saatini kaçırdılar.
Se han saltado el contacto programado para informar.
Yani Northlake bu askerleri kaçırdı ve yerine sahte cesetler koydu.
Así que Northlake secuestró a estos soldados, fingió sus muertes.
Seni kadınları kaçırdıkları yere kadar takip edeceğiz.
Te seguiremos hasta donde sea que lleven a las chicas.
Burada kesinlikle kaçırdığımız bir şey var.
Bueno, definitivamente hay algo aquí que nos estamos perdiendo.
7 : 15'teki yeni işe eleman alımını kaçırdı.
La eche de menos a las 7 : 15 a.m., con los nuevos reclutas.
Kaçırdığımız yılların suçluluğunu taşımanı istemiyorum.
No quiero que cargues la culpa por estos años que hemos perdido.
Ne kaçırdığımı söyle o zaman.
- Cuénteme qué no vi.
Pek çok kız, karşıdakine neleri kaçırdığını göstermek için seksi görünmeye çalışırdı.
Ya sabes, un montón de chicas habría intentado parecer atractivo para mostrarle lo que se pierde.
Ancak seni görme şansını kaçırdığım için de üzgünüm.
Aunque lamento no tener la oportunidad de volverte a ver.
Arka arkaya üç tedaviyi kaçırdın.
Te has perdido tres tratamientos consecutivos...
Aklını kaçırdın
¿ Perdiste la cabeza?