Kanıtlayabilirim Çeviri İspanyolca
748 parallel translation
- Bunu kanıtlayabilirim.
- Puedo probarlo. La llave en la lámpara...
Bay Guarry'nin, kendi hayatına son verme sebebini kanıtlayabilirim! "
¡ Puedo probar que Mr. Guarry tenía motivos para ello!
Ben de Bayan William Chandler. İsterseniz kanıtlayabilirim.
Pues yo soy la Sra. de William Chandler y puedo probarlo, también.
- Bunu kanıtlayabilirim!
- ¡ Eso es mentira!
Bu adamın hayatta olduğunu kanıtlayabilirim.
Puedo demostrarles que está vivo.
-... yüksek matematikle kanıtlayabilirim.
- con matemáticas altas.
Sakın unutma, Anemone... çeviri : konor Edebiyattan örneklerle kanıtlayabilirim.
Probarlo con ejemplos de literatura.
O gün hipodroma gitmedim, kanıtlayabilirim.
No me acerqué al hipódromo ese día y puedo probarlo.
Onun masum olduğunu kanıtlayabilirim.
Puedo demostrar que ella es inocente.
Bak. Bu işte başından beri benimle olduğunu kanıtlayabilirim.
Puedo probar que tú estuviste en esto desde el principio.
- Evet, efendim. Sanırım kanıtlayabilirim.
- Creo que sí, señor.
Bunu kanıtlayabilirim.
Yo puedo probarlo.
Onlara hiçbir zaman deli olmadığımı kanıtlayabilirim.
Puedo probar que nunca he estado loca.
- Gerekirse kanıtlayabilirim.
- Puedo probarlo si es necesario.
İkisi yarı çıplak haldeydiler. İsterseniz size kanıtlayabilirim.
La puerta cerrada y ella casi sin ropa.
Ben sizin bir komünist olduğunuzu kanıtlayabilirim.
Puedo probar que usted es un comunista.
Bunu kanıtlayabilirim.
Puedo probarlo.
10 gündür limanın dışına çıkmadım. Bunu kanıtlayabilirim.
Hace diez días que no salgo del puerto y puedo demostrarlo.
- Hayır. Hayatta olduğunu kanıtlayabilirim.
Puedo demostrar que está viva.
Bana izin verirsen bunu sana kanıtlayabilirim.
Pienso probarlo si usted me deja.
Bunu kanıtlayabilirim. 2,000-pound bomba pek gerçekçi gelmiyor.
La bomba de 1.000 kilos es un arma poco práctica.
Sana bunu kanıtlayabilirim.
¿ El señor Cónsul quiere que haga la prueba de la línea recta?
Sen aptalsın ve bunu kanıtlayabilirim.
Eres un estúpido, Doug, y puedo probarlo.
Kanıtlayabilirim.
Lo soy, puedo probarlo.
Sana bunu nasıl kanıtlayabilirim?
Qué debo hacer para demostrártelo?
- Kanıtlayabilirim. Bahse var mısın?
- Puedo probarlo. ¿ Quieres apostar?
Bay Weems'in çok hasta biri olduğu hakkında söylediklerimi kanıtlayabilirim.
Puedo probar Io que dije de su enfermedad.
- Kanıtlayabilirim, Lucas.
- Lo puedo demostrar, Lucas.
Onun fiziksel engel teşkil edecek hiçbir rahatsızlığı olmadığını kanıtlayabilirim.
El departamento debe señalar... que los Kwimpers no tienen estatus legal... como tutores de estos niños.
Kanıtlayabilirim Yargıç, ama bu bana hiç önemli görünmemişti.
y usted le puede preguntar a los gemelos sobre Holly.
- Gömleği sakladım kanıtlayabilirim.
- Tengo la camisa para probártelo.
Bunu size kanıtlayabilirim.
Y puedo demostrárselo.
Hayır, kanıtlayabilirim!
¡ No, tengo pruebas de lo que digo! ¿ Pruebas?
Ama sana karşı, gerçekten içten ve dürüst olduğumu kanıtlayabilirim.
Puedo demostrarte que soy sincero, que digo la verdad.
Nasıl kanıtlayabilirim ki?
- ¿ Cómo lo demuestro?
Kanıtlayabilirim, bak. Kalmış olduğumuz sahile döndüm ve senin not defterini buldum.
La prueba... recogí tu cuaderno.
Bir beyefendi olarak yetiştirildiğimi size kolayca kanıtlayabilirim.
Os puedo demostrar fácilmente que fui educado como un caballero.
Bunu kanıtlayabilirim. Gezgin şövalyeni parmaklıklar ardına gönderebilirdim.
Por fortuna, puedo mostrar las pruebas o enviar a la cárcel a tu caballero andante.
Bay Davis'in Olimpiyat takımında olduğunu kanıtlayabilirim.
Puedo atestiguar que el señor Davis es del equipo olimpico americano.
Benimle gelirseniz size kanıtlayabilirim. Sizi buradan çıkartabilirim.
Venga conmigo y le demostraré... que puedo sacarlo de aquí.
- Ama kanıtlayabilirim...
- Puedo demostrar... - ¿ Cómo?
- Kanıtlayabilirim.
- Puedo demostrarlo.
İsterseniz kanıtlayabilirim de.
Si lo desea, tengo pruebas.
- Kanıtlayabilirim.
- Es verificable.
- Nasıl kanıtlayabilirim ki?
- ¿ Demostrártelo cómo?
Şey, Sanırım öyle olduğunu kanıtlayabilirim.
Creo que puedo demostrar que sí lo es.
Beni rahatsız ettiğinizi kanıtlayabilirim. Beni soruşturduğunuzu gösteririm.
Yo podría demostrar que Ud. Estaba acosándome e inculpándome con malicia.
Kanıtlayabilirim.
Puedo probarlo.
Bunu ona kanıtlayabilirim.
Quiero probarlo. - Será un lindo epitafio.
Bir süredir bu kişiyi izliyorum... ve kanıtlayabilirim ki... üzerinde izinsiz olarak gizli hükümet... külodu bulunduruyor.
Llevo siguiendo los movimientos de este hombre... bastante tiempo, y puedo demostrar... que posee material secreto del gobierno sin autorización, en concreto... ropa interior.
Kanıtlayabilirim.
Lo probaré.