Kanıtım var Çeviri İspanyolca
1,862 parallel translation
Böylece keseli sıçanı banyoya koyanın ben olmadığıma dair de kanıtım var. Çünkü işleri kızıştırmak yerine senin masumiyetini ortaya çıkarıyorum. Ki bilirsin bu benim tarzım değil.
Ahora, también tengo pruebas de que no soy responsable por la zarigüeya, porque te estoy absolviendo de toda responsabilidad en vez de agravar todo, lo cual ya sabes que no es mi naturaleza.
Benim versiyonum için en az seninki kadar kanıtım var.
Tuve la misma información para la mía que tú para la tuya.
Tony Kadjic'le ilgili bir sürü kanıtım var.
Tengo montones de pruebas en contra de Tony Kadjic...
- Kanıtım var.
- Tengo pruebas.
- Benim kanıtım var!
¡ Tengo pruebas!
Bu cinayetlerle ilgili olarak, Sean Hennessey'i tutuklamak için yeterli kanıtım var.
Tengo suficiente para arrestar a Sean Hennessey por estos crímenes.
Sana söyledim kanıtım var.
Dije que tengo evidencia.
Aslında, yasladığına dair görüntülü kanıtım var.
De hecho, tengo evidencia fotográfica de que sí puedes.
Elimde senin için bir kanıtım var.
Tengo pruebas para ti.
Peki, benimde onu bu iki bombalama olayına karışmadığına dair bilimsel kanıtım var.
Sí, bueno, tengo una prueba científica Que dice que él no tiene nada que ver con ninguna bomba.
Her ne yaptıysam, yapmadığıma dair kanıtım var.
No sé de qué me acuse, pero no fui yo.
En azından artık bununla ilgili kanıtım var.
Al menos no sin fotografiar las pruebas.
Biliyorum ve kanıtım var.
Sé la verdad y tengo pruebas.
İşe yarar bir kanıt var mı?
¿ Sin pruebas?
Burada, Dragonoff'da cadılarla ilgili aradığım çok kanıt var.
Hay evidencia de brujas aquí.
Kanıtınız var mı?
- ¿ Tiene usted prueba de eso? - No.
Saçmalık. Kanıtın var mı?
No me digas. ¿ Tienes pruebas?
Bununla ilgili kanıtın var mı?
¿ Tienes alguna prueba de ello?
İznin iptal edildiğine dair elinizde kanıt var mı?
¿ Qué pruebas tienes de que la orden ha sido rescindida?
Hiç hisse aldığıma dair kanıtın var mı?
¿ Tienes pruebas de que yo haya comprado alguna acción?
Önemli olan şey, geriye kalan Skittles'lar için kanıt torbasına ihtiyacım var.
El tema es que necesito bolsas de evidencias para el resto de esos Skittles.
- Kanıtın var mı?
- ¿ Tienes alguna prueba?
Dişlerini kontrol et. Dişinde diş ipine ait bir kanıt var mı?
Revisa sus dientes. ¿ Hay evidencia de hilo dental en sus dientes?
Yalan söylediğine dair kanıtımız var. Evet, sen de bir tanesine uyuyorsun, Delmy.
Sí, caíste en ésa, Delmy.
Kanıtım var.
Oh, tengo pruebas.
O müşteri listesine ihtiyacım var. Bir kanıt.
Tengo la lista de clientes aquí.
Bak, elimizde kanıt var, tamam mı?
Está bien, mira, tenemos pruebas, ¿ sí?
Asla anlamadığım gizemler var ama nereye baksam göremesem bile olan biten her şey için karşıt bir sebebin varlığının kanıtını görüyorum.
Hay misterios que nunca comprenderé pero donde sea que mire veo prueba que por cada efecto hay una causa correspondiente incluso si no puedo verlo.
- Peki başka kanıtınız var mı? - Hayır yok.
- ¿ Tiene alguna otra prueba?
Elinizde hiç kanıtınız var mı?
¿ Tiene alguna prueba?
Olay yerinde arabada yolcu olduğuna dair kanıt var mıydı?
¿ Había alguna prueba de un pasajero en el lugar del choque?
- Bunu ispatlayacak kanıtın var mı?
¿ Tienes alguna prueba de lo contrario?
- Kanıtınız var mı?
¿ Tienes pruebas?
Bunun bir cinayet olmadığına dair kanıtın var mı?
¿ Tiene pruebas de que no fue un asesinato?
Burada kanıtımız var. Anlıyorum.
Tenemos pruebas de ello.
Sizi fuhuşa teşvik ve devlet kontrollü ilaç bulundurmaktan tutukladığımızı da haber verirsiniz. Ayrıca seni Leslie Stoltz cinayetiyle ilişkilendiren sağlam kanıtımız var.
Hágale saber qué le vamos a acusar de proxenetismo, posesión de una sustancia controlada y que tenemos la oportunidad de colgarle el asesinato de Leslie Stoltz.
Başka kanıt var mı diye etrafı araştırsana.
Por qué no van a buscar un poco de evidencia?
Vargas'ın herkese ödeme yaptığına dair kanıtlarım var, ama senin hakkında henüz elimde kanıt yok. Şimdilik.
Tengo pruebas de que Vargas les pagó a todos pero no tengo pruebas en su contra, todavía.
Öfkeniz yüzünden... Bay Odenthal, danışmanınızın elinin değmediği bir kanıtınız var mı?
Señor Odenthal, ¿ tiene evidencia de algún tipo que su asesor no haya ensuciado?
Kanıt torban var mı?
¿ Tienes una bolsita de evidencias?
Kanıtım var.
Tengo pruebas.
En önde, o gün orada olduğuna dair kanıtımız var.
Y encima de ello, tenemos evidencias fotográficas que muestra que estaba ahi.
Gilroy çocuğunun, alışveriş merkezinden kaçırıldığına dair kanıtınız var mı?
¿ Tiene alguna prueba de que el niño Gilroy fue secuestrado del centro comercial?
Kanıtın var mı? Combo'yu öldüren çocuğun ablasından öğrendim.
Me lo ha contado la hermana del niño que le disparó.
Ve şimdi, çürütülemez bir kanıtımız var.
Y ahora tenemos una prueba irrefutable.
Kanıtın var mı?
- ¿ Tienes pruebas?
Kayıp ifade ve araba dışında, bunu Doherty'ye bağlayan başka kanıt var mı?
¿ Tienes algo más que conecte a Doherty con esto a parte de su coche y la declaración perdida de un testigo?
Lazım olan şey biraz kanıt çünkü 1 : Dottie Collins'in bankada fonu var.
Lo que necesita es evidencia, porque, número uno, Dottie Collins tiene una inversión.
Az geri dön. Bebeğin bulunduğu arabayla bağlantısı hakkında sağlam bir kanıt var mı?
Recapitulemos. ¿ Qué tenemos que la relacione con el coche en que encontraron al bebé?
Tornavidada herhangi bir kanıt var mı?
¿ Encontraste algo en el destornillador?
Bu bir kaza değildi. Cinayetti. Ve kurbanın, 6 ay önce tam katılım programınızda yer aldığından beri şirketinizde çalıştığına dair kanıtımız var.
Verá, fue un asesinato y tenemos pruebas de que la víctima trabajaba para usted y lo hacía desde que participó en su programa de inmersión hace seis meses.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19