Komşu Çeviri İspanyolca
2,654 parallel translation
Seri numarasına göre bir sene önce komşu kasabadaki bir adamdan çalınmış.
El número de serie indica que está reportada como robada por un hombre... -... hace un año.
Besbelli ki, Quahog'un yıldız vatandaşı Lois Griffin aynı zamanda "Komşu Kızı'nın" yıldızı Lois Griffin'miş.
Evidentemente, Lois Griffin, ciudadana estrella de Quahog, es también Lois Griffin, estrella de "En busca de piel".
Herkes için "Komşu kızı" ydı.
La típica "chica de la puerta de al lado" que tiene todo el mundo.
"Komşu kızı" neye bulaşmış böyle?
¿ En qué está metida esta "chica de la puerta de al lado"?
Cesedi Quantico'ya komşu Prens Willam Parkı'nda bulunmuş.
Su cuerpo se encontró en el parque Príncipe William, adyacente a Quántico.
O bir kız arkadaş değil, o bir komşu.
- No es su novia, es vecina.
Bir M15 adamı bir vatan haini ile karşı komşu.
¿ Un hombre del MI5 que vive en frente a una subversiva?
Sizin'komşu gücü'grubunuzda ne kadar nefret ettiğim,... insan varsa hepsini çağırmışsın.
Has invitado a todos los vecinos que odiaría que formaran parte de tu patrulla vecinal.
Komşu neyi?
¿ Vecinal qué?
Sana komşu gücü'ne bizi de kattığın için bir kez daha teşekkür etmek istemiştim.
Eh, sólo quería agradecértelo, otra vez, por apuntarnos en la vigilancia vecinal.
Komşu gücü!
¡ Vigilancia vecinal!
Gene komşu olduk desene?
- Así que vamos a ser vecinos de nuevo.
" O iyi bir komşu.
" Es un buen vecino.
Lisa ve Walt onun bitişikteki komşu oluğunu söylüyorlar ama Stephen'ın söylediğine göre, hırçın bir çocukmuş.
Lisa y Walt dicen que era una chica común, pero de acuerdo con Stephen, era una chica loca.
Komşu olarak geldiğimde kapıyı yüzüme kapatıyorsun ama düşündüm de resmî bir görevle gelirsem...
Sé que cuando vengo aquí como vecina me cierras la puerta en las narices. Así que pensé que si venía en asunto oficial...
"Ya komşu?"
'Y el vecino.'
Düello için komşu köylerden kendine bir rakip seçiyorsun.
Escogen un adversario del pueblo vecino para un duelo.
Görünen o ki, komşu çocuk, diğer komşu kızları izleyip tatmin oluyormuş.
Resulta que el chico de al lado se excita espiando a las chicas de al lado.
Bu zavallı ve senden şüpelenmeye komşu ile büyük geceniz olduğunu biliyoruz.
Sabemos que tienes tu gran noche con esa pobre, confiada mujer de la puerta de al lado.
Söylesene ne kadar süre daha seninle komşu olma şerefine nail olacağım?
Bueno, dígame, ¿ durante cuánto tiempo vamos a tener el placer de ser vecinos?
Çok doğru "hayır". O yüzden süt şişesinin nasıl kafaya dikildiği ya da komşu kadının ne zamanlar banyo yaptığı konusunda fikre ihtiyacımız olana kadar otur oturduğun yerde.
Asà que, quà © date ahà sentado hasta que necesitemos una opinià ³ n culta acerca de cà ³ mo beber directo de la jarra de leche o a qué hora la vecina se baña.
Onların yanında birkaç komşu da gelir.
Los padres de ella y algunos de los vecinos.
Birkaç komşu haricinde bütün misafirler geceyi burada geçirecek.
Todos se quedarán a dormir, salvo los vecinos.
Komşu kasabadan yargıcı getirdim.
Traje al Magistrado del Distrito vecino.
Ben komşu köylerden birindenim.
Soy de una aldea vecina a la tuya.
Hoş çakal, güzel komşu.
Hasta siempre, chica de al lado.
Bugün Sparksların mal varlıklarını dondurdum, ama komşu ilçedeki Bayside şubesinde biri... ortak hesaplarından 10,000 dolar çekti.
Congelé las cuentas de los Sparks esta mañana, pero alguien en la sucursal de Bayside, un pueblo cercano, acaba de sacar diez mil dólares de su cuenta de ahorro.
Şüpheli komşu ilçedeki bankaya gitti.
El sudes fue a un banco en un pueblo cercano.
Bunu dengelemek istiyorum. Polis, arabasının David Beckham'a kayıtlı olduğunu fark edince komşu Makedonya'nın İçişleri Bakanı çok utanmış.
Voy a equilibrar esto, en la vecina Macedonia, el Ministro del Interior estaba muy avergonzado cuando la policía le notifico que su coche estaba registrado a nombre de David Beckham.
Kadın benim yaşımda. Gecenin bir vakti kaçıp görmeye gittiği komşu.
Ella tiene mi edad... la vecina que el está yendo a ver a hurtadillas en medio de la noche.
- Bir komşu ya da akrabalarından biri bir şey görmüş olabilir.
Lo mismo un vecino o un miembro de la familia vio algo.
Komşu seni gözetliyor.
Estás en territorio vigilado por el vecindario.
Şu komşu seni izliyor muhabbetleri için kusura bakma.
Siento toda esa charla del vecindario vigilado.
Komşu gezegenlere robot araçlar gönderdik ve keşfettik ki Mars demir açısından zengin. Bu demir oksijenle birleşerek pas rengine benzer bir renk almış.
Hemos enviado robots exploradores a nuestros planetas vecinos y descubrimos que Marte es rico en hierro, el cual se combinó con oxígeno para darle su familiar color rojo-óxido.
Komşu gezegenlere robot araçlar gönderdik ve keşfettik ki Mars demir açısından zengin. Bu demir oksijenle birleşerek pas rengine benzer bir renk almış.
Hemos enviado robots a nuestros planetas vecinos descubriendo que Marte es rico en hierro, que combinado con oxígeno forma su característico color rojo oxidado.
Bu Centaurus A, en yakın komşu galaksilerimizden biri. Sadece on milyon ışık yılı uzaklıkta.
Esta es Centauro A, una de nuestras galaxias más cercanas a solo diez millones de años luz.
Bu Ryan. Sana anlattığım komşu.
Este es Ryan, el vecino del que te hablé.
Garcia komşu eyaletlerdeki kayıpları tarıyor.
Garcia está buscando personas desaparecidas en los estados vecinos. Bien.
Komşu bana, Cleary'nin karısı ile birlikte gezmek için dünya turu bileti aldığını söyledi. Yıldönümleri geliyormuş. Bilet'e 100 bin dolar kadarmış.
Según el vecino, el viejo Cleary... acabada de reservar un crucero por todo el mundo, para su esposa y él, que su aniversario era pronto, y que costaban en torno a los $ 100.000.
Merhaba komşu.
Hola ahí, vecina.
- Merhaba komşu.
- Hey, vecino.
Ee, bu gecikmeli komşu şenliği nasıl başladı?
Entonces, ¿ como fue que esta aplazada fiesta del vecino tuvo lugar?
O komşu.
Es el vecino.
Bak, Arnie, onca yıldır en iyi komşu olmamışımdır.
Mira, Arnie, quizás no he sido la mejor vecina estos años.
Biraz yardım fena olmazdı, komşu.
Me vendría bien un poco de ayuda, vecino.
- Komşu olacağız.
Seremos vecinos.
Komşu oluyoruz.
Vamos a ser vecinos.
Bir komşu kadar, sanırım.
Tan bien como puedes conocer a un vecino, supongo.
Komşu mu? İşte bu.
¡ Vecinos, eso es!
De Niro'ya komşu oldum, hep böyle kalacağım.
Al lado de DeNiro Pero siempre seré del barrio
Selam komşu. Ben Ina Garten.
Soy Ina Garten.