English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Lav

Lav Çeviri İspanyolca

675 parallel translation
Lav makineleri, makineli tüfekleri de var.
"Obuses", bombas aéreas...
Lav birliklerini.
"Stosstrupen".
Lav birlikleri gelecek binbaşı.
Tendrá sus "Stosstrupen", Mayor.
İlk adım ham haldeki maden cevherini lav gibi kaynayana dek bir tankta kaynatmaktı.
El primer paso consistía en fundir la mena en bruto-- - en un gran depósito oblongo, hasta que hirviera como la lava.
Tek çıkış lav kanalı ama gece tehlikeli.
Sólo se puede pasar por la lava Es peligroso de noche.
Tek gidişin lav kanalı olduğunu söylüyor.
Sólo se puede pasar por la lava. Dice que será difícil.
Lavın ötesinde kalan yolu biliyor musun?
¿ Conoces el camino de lava?
- Lav.
- Hay lava.
Mayın ya da lav kanalı kuzeye açılan başka yol yok.
O la lava o las minas, no hay otra forma de salir hacia el norte.
En yakın gezegen olan Jüpiter de ise dev buz ve lav tepeleri bulunuyordu ve bunların üzerleri de hidrojen kaplıydı.
El mundo más cercano era Júpiter, con colinas de hielo y lava con hidrógeno en llamas en sus cimas.
Lav altında kalan kasaba bu maden de diğer tarafta.
La ciudad enterrada en la lava del volcán La mina está al otro lado.
Hatırlıyorum da bir keresinde çok yorgundum çünkü lav alanlarında yürümüştüm ve sahilde uyudum.
Recuerdo que una vez estaba muy cansado porque había andado por campos de lava durante mucho rato. Me había acostado en la playa.
Lav, bizi yukarı püskürtüyor!
La lava nos empuja hacia arriba.
Kaynayan bir lav gölü.
Un lago de lava hirviente.
Yıkılırsa kaynar lav içinde kalırız.
Si se rompe, la lava nos cubrirá.
- Evet, anneciğim. "Sör Lav..."
- Pues sí... "El Señor Lav..."
Papeete gözlemevi lavın kaç delikten geldiğini bilmek istiyor.
El observatorio de Papeete debe saber si hay una abertura o muchas... - de las cuales fluye la lava.
İşte lav ırmağı.
Allí está la lava.
O tepe lav ırmağının hemen yanında.
Ese pico está muy próximo al río de lava.
Lav üç koldan iniyor.
Hay tres ríos de lava.
Önce lav tek bir yerden fışkırıyor gibiydi.
Al principio, parecía una fuente brotando a borbotones.
Ama lavın akışı tahmin edilebilecek hızda.
Pero la lava se mueve a una velocidad predecible.
Burada da lav var!
Hay lava aquí también.
- Lav silahı.
- ¡ Lanzallamas!
Eğer o salaklardan biri bir hata yaparsa, odayı kızgın lav akıntısına boğarım.
Si algún bruto mete la pata... inundaré la habitación con un torrente de oratoria.
Lav silahini al!
¡ Trae el lanzallamas!
Bu lav akışı olabilir mi?
¿ Será un flujo de lava?
Lav bizi çevreliyor.
La lava nos rodea.
Lav akışı boyunca bizi taşıyın.
Llévenos a través del río de lava.
- Bizi lav içine atacak. - Hurry.
¡ Los dejará sobre la lava!
- Binbaşı mı? Bu seni durdurmasın!
No me perdone lav ¡ da, estuve con los Confederados.
Dula taziyelerimi bile sunamadım.
Encerrado aqu ¡ no puedo consolar a lav ¡ uda.
Belkide bizim hayatımızı kurtardın.
Me gustó lo que h ¡ c ¡ ste. Nos salvaste lav ¡ da.
Küllerinden doğup hayata döndü.
R ¡ verv ¡ ew. De nuevo lav ¡ da, como surg ¡ da de las cen ¡ zas.
Burası bir zamanlar yanardağ lavının yer altı çıkışıymış.
En su tiempo fue una salida subterránea para la lava volcánica.
Erimiş lav denizine ışınlanabilirsiniz.
Tal vez sean transportados hacia un mar de lava fundida.
Yanılıyorlarsa ve bir lav gölüne ışınlanırlarsa...
Si los datos son incorrectos y se dirigen a un mar de lava...
Lav tarlalarına mı? Polis iki günde bizi yakalar.
¿ A los campos de lava?
Şampuan kızıyım.
- Lav o el pelo.
Biraz temizleyelim ayaklarını. Havayı temizleyelim...
Podríamos lav arlos un poco, para sanear el ambiente.
Tamam diyelim ki anlaştık ve yarın canlı yayında bütün foyalarını ortaya çıkardık ya sonra ne olacak?
Entonces vamos y lo destapamos todo mañana, en lav nacional. ¿ Y qué habremos hecho?
Dünya, içindeki sıvı lavı dışarı kusmak isterse ölüm ve yıkım günlük bir hal alır.
Y cuando nuestra made tierra decide lanzar al aire su lava, la muerte y la destruccion son el resultado.
Kayalık, lav temelli.
Sí. Hay... roca, lava base.
Patlayan yanardağlar küresel denizlerde lav ve külden oluşan adalar yaratıyordu.
Erupciones volcánicas construian islas de lava y cenizas en los mares globales.
Bir lav tünelindeyiz.
Estamos en un tubo de lava.
Kayaların bir lav nehiri tarafından oyulduğu yerin merkezine doğru giden bir mağradayız..
Una gruta cavada en la Tierra por un río de roca derretida.
Maytag çam... çama... çamaşır mak... maki...
Maytag lav... lava lava...
mahalleleri fırına... caddeleri akan lav nehirlerine çeviren lazerler kullandılar.
Convirtiendo comunidades en hospicios. Volviendo a las calles en ríos correntosos.
"Kalçası ayrı ayrı titredi ve seğirdi... " Kuvvetli karambol Oliver'dan alev topu... " Patlamış Molten lavı gibi...
Sus caderas se sacudían y temblaban mientras cada... bola de fuego del poderoso cañón de Oliver... surgía como lava fundida... en la boca estremecida... de su constantemente palpitante bolsa de amor ".
Lavı her gün ölçüyorum.
Mido la lava diariamente.
- Lavı çıkarın.
- ¡ Pronto!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]