Magnet Çeviri İspanyolca
64 parallel translation
Eğer fikrini değiştirirsen unutma I Magnin'de kozmetik bölümünde çalışıyorum.
Si cambias de idea, trabajo en la sección de cosmética de Eye Magnet.
Christie Masters sırtına magnet yapıştırdı.
... que Christie Masters te pegó imanes en la espalda. - ¿ Qué?
Mark Twain'in başı şeklinde bir mıknatıs almıştı.
¿... te compró un magnet para la nevera con la cabeza de Mark Twain?
Mark Twain kafası kızı.
¡ La chica del magnet con la cabeza de Mark Twain!
Ben bir buzdolabı süsü istemiştim. Sen bana borç vermiştin.
Y quería ese magnet, y me prestaste el dinero y compré el magnet
Evet! Lisa Simpson, Springfield Magnet Okulu'na transfer ediliyor.
Lisa Simpson, has sido transferida a la Escuela Magneto para Superdotados y Problemáticos.
Danielle Stark, 17 yaşında, Strivers Magnet lisesinde son sınıf öğrencisi.
Danielle Stark, 17 años, alumna del lnstituto Strivers.
Sizi temin ederim Strivers Magnet Lisesi'nde uyuşturucu problemi yok.
Le aseguro que en esta escuela no tenemos problemas con las drogas.
Ama biz fen bilimleri okuluna gidiyoruz.
Vamos a la Escuela Magnet de Ciencias.
1960'da Mıknatıs okullar oluşturuldu.
En los 60, se formaron las escuelas magnet.
Önce Chicago lisesine gittim, ardından Princeton, sonra Harvard Hukuk.
Fui a la Secundaria First Magnet de Chicago, luego a Princeton, luego a la Escuela de Leyes de Harvard.
Aen çocukları özlememiş olabilirsin.. ama ben özledim, ve kendimize aldığımız tek magnet'in Orson lağımından olmasını istemiyorum.
Tal vez tu no extrañas a los chicos, pero yo sí, y no quiero que el único magneto que tengamos por nosotros mismos es el de servicio de fosas sépticas.
Magnet, tişört, komik bir manzara önünde çekilmiş fotoğraflar
Un imán, una franela, una fotografía con todas las cabezas en una graciosa imagen.
Eldridge hilesini gizlemek için yüksek güçlü magnet ve jeneratörler kullanırdı.
El Eldridge fue el intento de la Marina de usar imanes y generadores de alto voltaje para crear un aparato secreto.
Buzdolabının üzerinde çocuk kilidi olan dolapları açan bir magnet vardı.
Hay un imán en la nevera de los que se usan para abrir armarios a prueba de niños.
Altın mıknatısı olmam diyen tek kişisin.
Fuiste tú el que dijo que no podía ser Gold Magnet.
Altın mıknatısı çok saçma.
Gold Magnet es estúpido.
Altın mıknatısı harikadır.
Gold Magnet es impresionante.
Altın mıknatısı çok ezik.
Gold Magnet es cutre.
- Altın mıknatıs zenginlik demek.
Gold Magnet es rico.
Project Magnet karagahı?
¿ "Proyecto Magnet"?
Um, Project Magnet 2 Aralık 1950'de kuruldu.
El proyecto Magnet se formó el 2 de Diciembre de 1950.
İki gün sonra proje kamuoyunda kepenk indirdi.
Ahora, dos días mas tarde, Magnet fue cerrada al público, pero ha permanecido...
Magnet'in uzaylı tehtidiyle savaşmak için tam yetkisi var.
Magnet tiene autoridad completa para ayudarle ha lidiar con su amenaza extraterrestre.
Teğmen Leeds, Magnet Projesinden.
El Teniente Leeds está en el Proyecto Magneto.
Çoğu insan Magnet Projesi'nin 1954'de kapatıldığını düşünmüyor muydu?
Disculpe, ¿ no es que la gente cree que el Proyecto Magneto se cerró en 1954?
Bu işi Project Magnet'in parçası yapmaktan daha çok istediğim birşey yok.
Y no quiero nada mas Pero yo no puedo hacer eso
Magnet Projesi tam gücüyle çalışıyor.
El proyecto Magneto esta funcionando completamente.
Ve ikincisi, her seferinde bir şeyler yapılacağında kıçımı Magnet Projesi'ne dayamak istemiyorum.
Y segundo, no quiero al Proyecto Magneto encima cada vez que deba hacer algo.
Bu manyetik olmayan küçük magnet, tahmin edebileceğiniz üzere gücünü tamamen ses dalgalarından almaktadır.
Este no-magnético imán de chicas se alimenta totalmente de, como ya suponéis, ondas de sonido.
San Diego'daki bir varoş okulunda dörtyüz elli kişi içinde okul ikincisi.
Segundo lugar entre 450, escuela magnet en un suburbio de San Diego.
Magnet Projesine hoş geldiniz.
Bienvenidos al Proyecto Magnet.
Magnet Projesi batmak üzereydi.
El Proyecto Magnet estaba pendiente de un hilo.
Binbaşım, duyduğuma göre Magnet Projesinin yaptığı kurtarma operasyonu benim onayım olmadan yapılıyormuş.
Mayor, ha llegado a mi conocimiento que el Proyecto Magnet lleva a cabo una misión de recuperación que aparentemente se realiza sin mi autorización.
Dün, bir denek Magnet Projesi araştırma tesisinden kaçarak komutamdaki iki askeri öldürdü.
Entonces, ayer, un ejemplar escapado del centro de investigación del proyecto Magnet mató a dos soldados bajo mi mando.
Katılıyorum ama şu anda Magnet Projesi dinozorlardan daha büyük bir tehdit.
Estoy de acuerdo contigo, pero ahora mismo el Proyecto Magnet es una amenaza más grande que los dinosaurios.
Magnet Projesi giriş ekranı bu mu?
¿ Esa es la contraseña para entrar en el Proyecto Magnet?
Magnet Projesinin resmi olarak kapatıldığı yıl değil mi?
¿ No fue cuando el Proyecto Magnet fue oficialmente cerrado?
Evan Cross'un çabalarını desteklemek için yetkilendirildin Magnet Projesini onun hizmetine sunmak içi değil.
Fue autorizado para dar apoyo a los esfuerzos de Evan Cross, no para poner el Proyecto Magnet a su disposición.
Magnet yıllardır paranormal fenomenler üzerinde gizli çalışmalar yapıyor. O zaman neden dinozorları ilk Cross buldu?
Magnet ha estado haciendo una vigilancia encubierta de fenómenos paranormales durante décadas, así que, ¿ porqué Cross encuentra antes los dinosaurios?
Şimdiye kadar Magnet Projesinin oldukça pahalı yardımlarını kabul ettiniz.
Ha estado aceptando alguna ayuda costosa del Proyecto Magnet por bastante tiempo.
Evan, Magnet Projesinde bizde olmayan her şey var.
Evan, el Proyecto Magnet tiene lo que nunca tuvimos.
Tek yapman gereken evet demek. Seni Magnet Projesi'nin başına getirecekler.
Todo lo que tienes que hacer es decir la palabra, y el te pondrá a cargo del Proyecto Magnet.
Şimdiye kadar şanslıydılar fakat her zaman olamazlar işte bunun için Magnet Projesi'nin askeri operasyonlar gibi sıkı bir şekilde, sivillerle sürdürülmesi gerek.
Han tenido suerte, pero no la van a tener siempre, por lo que esta nueva alianza civil con el Proyeyto Magnet necesita ser estrechamente gestionada al igual que la operación militar.
Albay Hall, Magnet Projesi'nin başına geçmemi istedi.
El Coronel Hall me ha pedido que me haga cargo de la dirección del Proyecto Magnet.
Albay Hall Magnet Projesi'nin sivil yöneticisi olmamı istedi.
El Coronel Hall me ha pedido que sea el Director Civil del Proyecto Magnet.
Çünkü, eğer yetkili olan Magnet Projesi olsaydı, sen burada olmazdın.
Porque si el Proyecto Magnet estuviese a cargo ustedes no estarían aquí.
Eğer bu iş Magnet Projesinde olsaydı işler bu kadar kötü olur muydu?
¿ Podría el Proyecto Magneto manejar las cosas o serían realmente mucho peor? Es Toby.
Zehri, Magnet'e götür ve bu kayaları oynatacak bir şey getir.
Trae el veneno hacia el imán, encuentra algo, vuelve aquí y mueve estas rocas.
Zehri Magnet'e götür ve bu kayaları oynatacak bir şey getir.
Lleva el veneno a Magnet, y luego vuelve para mover estas rocas.
Magnet Projesi?
¿ Proyecto Magneto?