New york times Çeviri İspanyolca
957 parallel translation
- New York Times.
- New York Times, Sr. Kirby.
O da dedi ki " New York Times'a bir ilan verip...
Y dice : " Pondré un anuncio en el New York Times...
New York Times gibi bir şey beklediğimi düşünmenizi istemem.
No quiero que piense que esperaba el'New York Times'
New York Times'ın bir kopyasına bakmak istiyorum... 5 Ocak 1947 tarihli.
- Quiero ver el New York Times... del cinco de enero del cuarenta y siete.
Büyük bir duvarı geçene kadar etrafıma bakındım. O gün New York Times için haberciydi.
Giré por allí, hasta casi el final, cuando pasamos por delante de un gran muro.
New York Times teklif yapmadı, Benko yaptı.
El New York Times no me propuso nada.
Diğer yandan, The New York Times'a yazmaya henüz hazır değilsiniz.
Por otro lado, está claro que aún no están listos para The New York Times.
Şehre geri döndüğünde New York Times'ı ara ya da nereyi ararsan ara.
Cuando vuelvas a la ciudad llama al New York Times o a quien sea.
- New York Times, bilginin kaynağı.
- Nuestra fuente fue el N.Y. Times.
- The New York Times okuyan çok insan var.
Hay montones de personas que compran el New York Times. Lo que quiero decir...
Şu tepedekilere ulaşmamız lazım. Hani şu anda sandalyelerinde oturup pipo içerek New York Times okuyan sessiz orta sınıfın oturduğu yerlere gitmeliyiz.
Tenemos que ir a esos barrios de la clase media silenciosa, donde están sentados con sus pipas en este momento, en sus sillas, leyendo el New York Times... tenemos que ir allí y hacerlos reaccionar.
Yoksa yemin ederim "The New York Times" tan, Nebraska'daki en küçük yayın ajansına kadar haber yayılır.
O le juro por Dios, que todos los periódicos, desde el New York Times hasta cualquier sujeto con un portal en algún pueblucho de Nebraska, tendrá la historia.
Eyvallah. İŞİMİ New York Times SAYESİNDE BULDUM " Bütün fıstıkları elden geçiren siyah dedektif kimdir?
Adios... "¿ Quién es el detective privado negro, La máquina del amor de todas las mujeres?"
New York Times getirmeye demiryolunun son noktasına atlılar gönderiyor ve böylece Bayan Langtry'nin maceralarını takip edebiliyordu.
Incluso envió jinetes al ferrocarril a que le trajeran el New York Times para así poder seguir las hazañas de la Srta. Langtry...
New York Times gazetesi söylüyor bunu.
Lo dice el "New York Times".
' New York Times.
New York Times.
New York Times'da çalışan bir tanıdığımla bile konuşabiliriz.
Hasta podríamos hablar con un tipo que conozco del New York Times.
Times, iki polisin söyledikleriyle kendini tehlikeye atar mı, bilmiyorum.
No sé si el New York Times tomara el riesgo de... de hablar de dos policías de mierda.
"New York Times". Dikkatli ol. 1990'dan kalma.
Es un New York Times de 1990, ten cuidado.
Savaşa gittiği sırada New York Times'te daha yeni iş bulmuştu.
De hecho acababa de obtener un trabajo con el New York Times... cuando entró en la Escuela de Oficiales.
New York Times'danmışsın gibi davranmayı bırak.
Deje de actuar como si fuera del New York Times.
Columbia Üniversitesinde iki deney faresine büskivi vermişler. Hayvanlar şeker hastası olmuş. New York Times'da okumuştum.
Leí que a dos ratones en la universidad les dio diabetes por comer galletas.
Yeterince hızlı olursam, gazeteyi de kapabilirim.
Y si soy rápido, también me robé el The New York Times.
Bu, tam bir Amerikan gazeteciliği örneği. New York Times'ta bile yok.
Un ejemplo del mejor periodismo de este país... que no tiene el New York Times.
New York Times gazetenin yirminci sayfasına bir not bırakacağım...
No deje que le sigan.
Lanet olası New York Times!
¡ Maldito New York Times!
New York Times'ın makalesi doğru muydu?
¿ Es exacto el artículo del NY Times?
New York Times'dan önce onu bulmamız gerek.
Y tenemos que encontrarlo antes que el New York Times.
New York Times?
El New York Times...
New York Times kanalımıza reklam vermiyor.
El New York Times no hace publicidad en nuestra cadena.
Koduğumun New York Times'ı bile bizi haber yapmış. - "Ahlaka çağrı."
¡ Hasta el maldito New York Times escribió una editorial!
New York Times, Washington Post her hafta hakkımızda yazılar yazar.
"The New York Times, y The Washington Post... " escribirán dos editoriales a la semana sobre nosotros.
Adolph S. Ochs New York Times'ın yayıncısıydı.
Como usted sabe, Harold Archer es el editor del "New York Times".
TIME dergisi veya The New York Times'la konuşalım, sadece müzik basınıyla değil.
Publicar una historia en TIME... ... The New York Times, no sólo las de rock.
Bana ne aradığını söylesen, The Denver Post'u The New York Times'ı ve The Chicago Tribune'ü The Atlanta Journal'ı ve The L.A. Times'ı almak hiç gücüme gitmezdi.
No me importa comprar el New York Times y el Chicago Tribune y el Atlanta Journal y el Denver Post y el L.A. Times si sólo me dijeras qué es lo que andas buscando.
New York Times "olağandışı iyimserliğiniz" den bahsediyor.
El New York Times habló de su "peculiar optimismo".
O Cross. Times'ın Washington bürosundan. - New York Times mı?
Cross, de la oficina de Washington del "Times." Está relacionado con Hacienda.
Pazar sabahı seviştik ve sonra New York Times okuduk...
Nos despertamos juntos los domingos y leemos el New York Times.
Yakında New York Times'dan bir farkınız kalmayacak.
Pronto parecerá The New York Times.
Bu şehirde eğer The New York Times'dan övgü alamazsan yok olur gidersin.
En esta ciudad, sin una buena crítica del New York Times, cierras.
The New York Times olmazsa biz öldük demektir.
Sin el New York Times, no hay nada que hacer.
New York Times dosyalarına gidip, bana sayfa 1, Ağustos'un 2. basımı 6. kolonu okusana belki sana bir akşam şarap ve yemek ısmarlarım.
Si abres tu expediente del New York Times y me lees la sexta columna de la primera página del segundo número de agosto, quizá te lleve a cenar una noche de éstas.
New York Times'dan Bay Walker.
del N.Y. Times.
Vince Walker, New York Times.
N.Y. Times.
New York Times, onun tutuklandığını yazıyor.
El New York Times dice que lo detuvieron.
Dünyayı, New York Times'tan görmekten bıktık ve seyahat etmek istedik.
Estábamos hartos de ver el mundo a través del New York Times.
New York'ta Times binasının çatısından şen Paris'teki Eyfel Kulesi'nin tepesine kadar. Yeniden aramızdalar.
Desde la azotea del edificio Times en Nueva York... hasta la cima de la Torre Eiffel en el alegre París.
Şimdi New York'taki Times Meydanına gidiyoruz.
Les llevamos hasta Times Square, en Nueva York.
New York Times'ı arayıp, saygın iş adamlarının
Vas a llamar al New York Times y decirles que un grupo de hombres de negocios respetables te robaron algunos delfines que hablan contigo?
Times Meydanı mutlu, New York mutlu Amerika Birleşik Devletleri mutlu, dünya barış içinde.
Times Square está feliz, Nueva York está feliz, Estados Unidos está feliz, y el mundo está en paz.
New York Times.
El New York Times.