Nile Çeviri İspanyolca
57 parallel translation
- Nile Queen'di.
- El Reina del Nilo. - ¿ Está seguro?
Konuştuğum adam, geminin Nile Queen olduğuna emindi.
El hombre con el que hablé, dijo que era el Reina del Nilo.
Nile yakınlıktan, suyumuz vardı.
Al estar cerca del Nilo, teníamos agua.
Nile Vadisi'ndeki 11.000 hektar verimli toprağı... bir ayyaşa bırakmamı mı bekliyorsun?
¿ Quieres que deje las 11.000 hectáreas de tierra más fértiles... a este lado del Nilo a un borracho?
Nil'den...
Nile...
Ernie Nile gördüğünüz en cesur adamıdır be!
Ernie Niles es audaz como pocos.
Kaçıranlar, Goa'nın Blue Nile otelinde kalmamı istediler.
El secuestrador me ha pedido que ponga para arriba el Hotel del Nilo Azul, Goa.
Baadshah ile birlikte Otel Nile'de kalacağımızı söylemişlerdi. Neden getirdiniz bizi buraya?
Dijeron que nos habían puesto en el Hotel Blue Nile!
Sonra Ni-lee.. Sonra da Nile E. Kır Kurdu. Şimdi de kısaca Kır Kurdu diyorlar.
Evolucionó de Niles a Nilesy a Niley a Nile E. Coyote y ahora simplemente, el Coyote.
Nil kıyısında
# By the Nile # Por el Nilo
Zeyna biliyorsun... Nil nehri... Sadece Avrupa'ya uzanmıyor.
Xena, el Nilo ( "The Nile" = "denial" = negación ) no sólo es un río de Europa.
Geldiğim yer... mavi gökyüzü yıldızlar getiriyorum, sanki tanrıdan bir hediye gibi. O...
Vengo directa del cielo azul Aayi Main Aayi Nile Gagan Se fuí escogida entre las estrellas Laayi Main Laayi Taaron Ke Chunke el que está hecho para mí Mere Liye Jo Banaa Hai escucha esto, donde te escondas Sun Le Jahaan Tuu Chupa Hai
Kırmızı kurye ben Nile.
Red Courier.
- Hayır bir arkadaşım, Nile.
- No, un amigo mío, Nile.
Hayır, Nile yaptı..
No, mi amigo Nile lo hizo.
Simon, benim Nile.
Soy Nile.
Nile, seni lanet herif!
Nile, maldito bastardo.
Sıçanlarla Niles'ın uçağını düşürüp işi Kübalıya yıkmak.
Usando esas molestas ratas de sótano para derribar el avión de Nile haciéndolo parecer un golpe cubano.
Mwanza Balığı...
Nile Perch, Mwanza Fish...
- Batı Nil'e İspanyol'dan daha yakın.
- Es más parecido al virus West Nile que al Español
Nile'in batısındaki en iyi kubide burada.
Es el mejor cubiculo al oeste del Nilo.
Belediye West Nile'dan endişelendiği için otobüs güzergâhının yakınlarında etil-parathion sıkmış.
Están preocupados por el virus del Nilo Occidental y rociaron etil-paration en la ruta del autobús.
Muhtemelen evde kalıp dinlenmem durumum için daha iyi olur biliyorsun bu... - Batı rüzgarı yada onun gibi.
Imagino que probablemente sólo necesite quedarme en casa y descansar por si acaso es, ya sabes, el virus "West Nile" o algo.
Yetkililer ilaçlamanın batı Nil virüsü ile ilgili birkaç vakadan kaynaklandığını belirtti, bazı bölgelerdeki sivrisinek artışına bağlı olarak.
Las autoridades tomaron esta decisión por aumentar los casos del virus West Nile unido al gran incremento del número de mosquitos en algunas zonas.
"Görkemli Çek filmini Mısırlı Nil'in Oğlu takip etti."
"El sublime filme checoeslovaco fue seguido por el egipcio" Son of the Nile. "
Bel soğukluğu, viral hepatit, sifilis, atipik zatürre, menenjit, endokardit, grip, west nile ve sars'ı eledim.
Ya he descartado gonorrea, hepatitis viral, sífilis, estafilococos, neumonía atípica, meningitis, endocartitis, virus influenza, fiebre del Nilo y los síndromes respiratorios.
Ki burası Batı Nil de değil
Que es más consistente con "West Nile Insepolidis".
- Hot 8'le Blue Nile'da.
- Con los Hot 8, en Blue Nile.
Bazen de kendi orkestramda. Yarın Frenchmen Sokağı'nda Blue Nile'da çalacağım.
Mañana tocaré en el Blue Nile en la calle Frenchmen.
Blue Nile'ın programında iki gece boşluk vardı.
Blue Nile tenía unos lugares libres en su agenda. - Sí.
Suçlarımı biraz daha duymak istiyorsanız içkilerinizi alıp şimdi hemen Blue Nile'a gelin ve The Soul Apostles'ı dinleyin. Evet. burası New Orleans.
Si quieren oír más sobre mis delitos pueden tomar sus bebidas y venir ya mismo al Blue Nile para oír a los Apóstoles del Soul.
"Bette Davis in Death on the Nile" daki gibi görünsün diye sipariş üzerine yaptırtmıştım.
Me lo hicieron por encargo para que fuese igual que el que Bette Davis usó en Muerte en el Nilo.
Ben Komutan Tana Nile.
Esta es la Comandante Tana Nile.
Askeri İnzibat Komutanı Nile Dawk olarak önerimizi aktaracağım. Bizler Eren'in bedeninin en ince ayrıntısına kadar incelenip sonrasında da hemen ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz.
Nuestra propuesta es la siguiente : y luego deshacernos de él tan pronto como sea posible.
Nile!
¡ Nile!
Heliopolis'te isyan çıkmış. Nile bölgesinin kuzeyin'de.
Es una revuelta en Heliópolis, al norte del delta del Nilo.
Arkadan Pioneerof the Nile geliyor.
Luego, detrás Pioneerof the Nile.
Arkasından Terrain ve Pioneerof the Nile geliyor ve son sırada Mine That Bird var.
Luego Terrain, detrás Pioneerof the Nile y Mine That Bird terminó último.
Onlar da Baffert ve karısı at da Pioneerof the Nile.
Ese es Baffert y su esposa con Pioneerof the Nile.
Sıradaki at Pioneerof the Nile.
Y nuestro próximo caballo es Pioneerof the Nile.
16 numara. Pioneerof the Nile 16 numara.
Número 16, posición de puesto 16 para Pioneerof the Nile.
- PIONEEROF THE NILE
- PIONEEROF THE NILE
Dunkirk, 5'e 1 ikinci sırada. Bob Baffert'ın Pioneerof the Nile'ı 6'ya 1 üçüncü sırada.
Dunkirk es la segunda opción con 5 a 1 y Pioneerof the Nile de Bob Baffert es la tercera opción con 6 a 1.
Pioneerof the Nile arkalarında.
Pioneerof the Nile está arriba.
Dış kulvarda Pioneerof the Nile.
Por fuera, Pioneerof the Nile.
Regal Ransom bastırıyor, Pioneerof the Nile atağa geçti.
Regal Ransom presiona mucho y allí va Pioneerof the Nile.
Pioneerof the Nile atakta...
Pioneerof the Nile avanza por...
Regal Ransom ve Pioneerof the Nile son düzlükte atağa geçtiler.
Regal Ransom y Pioneerof the Nile van al frente por fuera del palo ocho.
Ben Nile Rodgers röportaj var. Serin.
- Acabo de entrevistar a Nile Rodgers.
West Nile virüsü yok.
Nilo Occidental, negativo.
Bu Derbide atın Pioneerof the Nile için çok heyecanlısın. Neden?
Sabemos lo contento que estuvo por su potro,