Okuyabilir miyim Çeviri İspanyolca
236 parallel translation
Ders programımı buraya yazdım. Size okuyabilir miyim?
He anotado mi horario, ¿ puedo leérselo?
- İlk önce okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leerla primero?
Gözlemci memurun sonuç raporundan bir paragraf okuyabilir miyim? :
Voy a leer el párrafo de conclusión del informe del encargado del caso :
Anne, üzüm ağacının altında oturup kitap okuyabilir miyim?
¿ Puedo sentarme bajo el árbol a leer un rato, mamá?
Bir ara okuyabilir miyim?
¿ Puedo leerlo algún día?
- Sizin için okuyabilir miyim, lütfen?
- ¿ Puedo ayudarle a leerlas?
- Onları okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leerlo?
- Okuyabilir miyim?
- Es la única copia.
- Okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo verlas?
Sana birşey okuyabilir miyim?
¿ puedo leerte una cosa de mi libro?
- Birazcık okuyabilir miyim?
¿ Puedo jugar un poco en la cama?
- Okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leerla?
Nekahat dönemimde bir şey okuyabilir miyim, merak ediyordum.
Me pregunto si podría darme algo para leer durante mi convalecencia.
Ben dudak okuyabilir miyim acaba?
¿ Y si yo supiera leer los labios?
- Oyununu okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leer tu obra algún día?
- Odama geçip kitap okuyabilir miyim?
¿ Puedo leer en la cama?
- Senden sonra okuyabilir miyim?
- Me lo pasas después.
- Sesli okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leer en voz alta?
- Okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leer?
Okuyabilir miyim?
- Un telegrama. ¿ Se lo leo?
Okuyabilir miyim?
¿ Me lo dejarás leer?
Peki gazete okuyabilir miyim?
Bueno, ¿ y qué le parece un periódico?
Bir şey okuyabilir miyim?
¿ Puedo recitarle uno?
Seninkini okuyabilir miyim?
- ¿ Me dejas el tuyo?
- Okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leerla? - Si.
Onu sana okuyabilir miyim?
¿ Puedo leértela?
Bir gün bömbelerinizi okuyabilir miyim?
¿ Le importa que se los lea algún día?
Şimdi okuyabilir miyim?
¿ Puedo leerlo ahora?
Okuyabilir miyim?
¿ Puedo leerlo?
Size bulduğum bir şiiri okuyabilir miyim?
¿ Quiere escuchar algo que me he encontrado?
Onu Doktor Watson'a okuyabilir miyim?
¿ Puedo leérsela al doctor Watson?
Bilemiyorum. Yarın gelip, sana okuyabilir miyim?
No sé. ¿ Podría ir a visitarte mañana y leértelo?
Okuyabilir miyim?
¿ Puedo leerla?
- Size bir şey okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leeros algo? - Sí.
Dışarı çıkıp bir ağacın altında kitap okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo salir a leer bajo un árbol?
Anne, biraz okuyabilir miyim?
- ¿ Mamá? - Sí. - ¿ Puedo leer un poco?
Okuyabilir miyim.
- Sí. - ¿ Puedo leerlo?
Tamam, acaba... -... romanınızı okuyabilir miyim? - Romanım olduğunu nereden biliyorsun?
Me preguntaba si podría leer tu novela.
- Yazdıklarından okuyabilir miyim?
¿ Me dejarás leer algo tuyo?
İmzalamadan önce kontratı okuyabilir miyim?
¿ Puedo leer el contrato antes de firmar?
- Peki okuyabilir miyim?
- Entonces, ¿ puedo leerla?
Şimdi okuyabilir miyim?
¿ Puedo leerla ahora?
Sana kitabımdan bir parça okuyabilir miyim?
¿ puedo leerte una cosa de mi libro?
Simdi duayi okuyabilir miyim lütfen?
¿ Puedo decir ya la bendición?
- Bir mektup aldık. Okuyabilir miyim?
- Tenemos una carta. ¿ Puedo...?
İtirafını okuyabilir miyim?
¿ Puedo leer tu confesión?
Seninle okuyabilir miyim?
¿ Puedo leer contigo?
Okuyabilir miyim?
- ¿ La leo?
Bitirdiğin her bölümü hemen okuyabilir miyim?
Paul, ¿ puedo leer los capítulos a medida que los acabes?
Siz bitirince okuyabilir miyim?
¿ Me lo presta después?
- Okuyabilir miyim?
- ¿ Puedo leerlo?