English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ P ] / Para lazım

Para lazım Çeviri İspanyolca

9,745 parallel translation
- Para lazım.
- Necesito dinero.
Hayır, böyle hoş bir şey için yer açman lazım.
No, debes hacer lugar para un objeto tan lindo.
Bize her fotodaki her piksele, her gigabyte'taki her jpeg'e ihtiyacımız var. Ve bunların hepsini sabaha kadar bulmamız lazım.
Y necesitamos cada foto, cada pixel, cada.jpeg, cada gygabyte en nuestro poder, y lo necesitamos para mañana.
Tabii önce boyamamız, döşememiz, elektrik tesisatını tamir etmemiz su tesisatını yenilememiz ve o kahverengi lekenin neden büyüyüp durduğunu çözmemiz lazım.
Cuando la pintemos, amueblemos, arreglemos la luz... remodelemos las cañerías... y averigüemos por qué ese punto marrón no para de crecer.
Kanıtı zamanında bulabilmen için bir mucize lazım.
Pero necesitarás un milagro para encontrar esas pruebas a tiempo.
Bir yüzbaşının peşinden gideceksek profilden çok kanıt lazım.
Para ir a por un capitán, necesitamos más que un perfil, necesitamos pruebas.
Ortalıkta dolanmayı kesmem lazım ki böylece aksiyona hazır olabileyim.
Solo necesitaba aclararlo para que me dieran el alta para la acción.
Başıma açtığınız bir ton naneyi düşünürsek geri vermemem lazım aslında.
Me hicieron pasar las de Caín para solo devolverlo.
Kendime zaman ayırmam lazım şu sıralar.
Ahora mismo necesito algo de tiempo para mí.
Lazım olduğunda hazır olması için hepsini imzalamalı mıyım?
¿ Crees que debería firmarlos todo ahora para que estén listos cuando los necesite?
Antrenman için eş mi lazım?
Bueno, ¿ necesitas un compañero para entrenar?
2'lerin üzerindeki isimlerin ise sabıka kaydına bakılması lazım, o da şu masada yapılıyor.
Ahora, los nombres que aparecen en los folios con un 2 tienen que ser revisados para comprobar sus antecedentes penales, lo cual está siendo llevado a cabo allí.
Binici çizmeleri için yeni deri lazım.
Necesita nueva piel para sus botas de montar.
Tamam dostum, dişlerinden biri bana lazım. Böylece kök hücrelerinden birazını alabilirim.
Vale, amigo, voy a necesitar uno de tus dientes para poder extraer células madre.
Aramızdaki farkı kapatmak için de çok daha sıkı çalışmam lazım!
Así que tengo que esforzarme mucho para que no me deje más atrás.
Kameraların etkin olması lazım. Böylece Jamie, güvenlik görevlileri gelirse bize haber verebilir.
Necesitamos las cámaras activas para que Jamie nos puede avisar de los guardias de seguridad.
Tüm görüş açılarını kullanmak için en az dokuz ayrı projektör lazım.
Bueno, necesitaré nueve proyectores para cubrir cada ángulo.
Bu Kevin Clark mı? Bu soruyu yanıtlamak için FBI'dan diş kayıtlarını almam lazım. Ama çürüme Kevin'ın kaçırıldığı zaman dilimiyle uyuşuyor.
Necesitaré los registros dentales del FBI para responderle, pero la descomposición es consistente con el tiempo desaparecido, y por el color del cabello y la ropa es la que tenía en el secuestro...
Şimdi, Villa, sakin olman lazım, biliyor musun?
Ahora, Villa, que necesita para relajarse, ¿ sabes?
Bilgisayarımın pilini değiştirmem lazım.
Tengo que comprar una batería para mi portátil.
Onları bir araya getirmenin bir yolunu bulmamız lazım.
Tenemos que encontrar un modo para que vuelvan a estar juntos.
Para dedik de, vergileri ödemem lazım.
Hablando de eso, debo pagar los impuestos.
Anlaşma yaparken lazım olabilir.
Puede que las necesite para cerrar esto.
Ama Kayla fotoğrafta olmadığından şunu sormamız lazım bu onun battaniyesi mi yoksa aynısını mı satın almışlar?
Pero como Kayla no está en la foto, tenemos que preguntar si es concretamente su manta o una comprada para que lo parezca.
Sistemin birçok çocuk üzerinde eksiklikleri olduğu bir sır değil, ve birilerinin bunun için birşeyler yapması lazım.
Para nadie es un secreto que el sistema le falla a muchos niños, y que alguien debe hacer algo al respecto.
Belki de bize lazım olan kişi sen değilsindir.
Bueno, quizá entonces no seas el indicado para nosotros de todas maneras.
- Boşanma davası için para mı lazım?
Pero nunca volveré a ese país.
Herkese yetecek kadar kalması lazım.
Nos tiene que llegar para todos.
Etin çorba suyunun içinde iyice çökmesi lazım.
¿ Eh? La carne para el caldo debería depositarse bien en la sopa.
Ama yemek için sıraya girmem lazım.
Pero, tengo que hacer cola para comer.
Yapman için söylemem mi lazım?
¿ Me tengo que quedar para que lo hagan?
Doğum günü partisi için çocuğun yaşaması lazım.
La niña debe estar viva para la fiesta de cumpleaños.
- Bunun için daha sert bir içki lazım.
Necesito un trago más fuerte para eso.
Küçük rüya maceran bittiğinde kafan yerinde bize geri katılmaya hazır olduğunda şu ilaç anlaşmasında yardım lazım olacak.
Bueno... cuando hayas acabado con tu pequeña cruzada soñada y estés preparado para unirte a nosotros el Corduralandia, voy a necesitar que me eches una mano con este asunto de las "pastis".
Bir Jan-Michael Vincent bölge-C'ye iki Jan-Michael Vincent bölge-E'ye lazım!
Necesitamos un Jan Michael Vincent para el cuadrante "C". Necesitamos dos Jan Michael Vincents para el cuadrante "E".
Sadece bu ayı atlatmak için birkaç yüz dolar lazım.
Solo necesito unos cuantos cientos de dolares para pasar el mes.
Heyecanı söndürmen lazım. Hukuk ve düzenle devam et.
Necesitamos que le quite hierro a la situación, para mantener la ley y el orden.
Lily, büyük bir buluşa çok yaklaştım ama içimde neler olduğunu görmem için röntgen lazım.
Lily, estoy muy cerca de un gran descubrimiento, pero necesito una máquina de rayos-X para ver lo que pasa dentro de... mí.
Princess Carolyn, yapacak iş lazım.
Princesa Carolyn, necesito algo para hacer.
Görevimi yaptığımı söyleyebilmek için etrafa biraz gözatmam lazım.
Tengo que echar un vistazo para poder decir que trabajé.
Bay Hippopopalous için çalışıyorum, ve... Biriyle konuşmam lazım.
Trabajo para el Sr. Hippopopalous y necesito hablar con alguien.
Onu bulmak için canavar hakkındaki hakikati öğrenmen lazım.
Para encontrarla tiene que saber la verdad de la bestia.
Sara'yı tören için hazırlamamız lazım.
Tendríamos que preparar el cuerpo de Sara para la ceremonia.
Ayrıca hafta sonu için bana lazım o.
Además, la necesito para el fin de semana.
Fotoğraflara yetecek kadar güzel.. ... ama benim ışığımı çalamayacak kadar çirkin biri lazım...
Necesito a alguien lo suficientemente guapa en las fotos, pero no demasiado como para hacerme sombra, así que...
Harika bir bekarlığa veda partisi için lazım olan her şey.
Los ingredientes... perfectos para una increíble despedida de soltero.
Ateş yakmak için gece yarısına kadar beklemen lazım.
Quiero que esperar hasta la noche para encender un fuego.
Usulca haberi yayman lazım.
Te necesito para obtener sutilmente la voz.
Bu yere girebilmek adına emniyet karakolunun baş komiserinin izni lazım... -... ve öyle bir şey olmayacak.
Sí, y el sitio requiere el capitán recinto para acceder, y que no está sucediendo.
Evet, yüklemesi için bir dakika beklemen lazım.
Sí, tienes que darle un minuto para que suba.
Bugün burası bana lazım olacak.
Voy a necesitar el sitio para mí hoy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]