Pek iyi görünmüyor Çeviri İspanyolca
310 parallel translation
Mesela şu indirdikleri arabaya bak. Pek iyi görünmüyor her an düşebileceğini tahmin edebilirsin.
Por la forma en que los están bajando, los perderán.
Pek iyi görünmüyor, Roy.
No tiene buen aspecto.
Resimde pek iyi görünmüyor, ama bakın.
Usted no puede ver bien, pero mire :
O da pek iyi görünmüyor.
Esto no pinta bien.
- Durumu pek iyi görünmüyor.
- No parece que esté muy bien.
Hesaplayabildiğim kadarıyla K.G.V'le Rodney'nin yakıt tüketim raporları albayım. - Durum pek iyi görünmüyor desene.
Aquí están los partes de combustible del KG5 y el Rodney.
Dün antrenmanlarda yolda kaldı ve hâlâ pek iyi görünmüyor.
Ayer se atascaba, y todavía no va suave.
Bu bana pek iyi görünmüyor.
No me parece que sea bueno.
Şey, burada durum pek iyi görünmüyor.
Bueno, no demasiado bien.
- Pek iyi görünmüyor, saat neredeyse 4 : 00.
No creo que llegues, viejo. Son casi las 4 : 00.
Pek iyi görünmüyor.
No tiene buen aspecto.
Ellie'nin arkadaşı için pek iyi görünmüyor :
No pinta bien para la amiga de Ellie.
Pek iyi görünmüyor. Ne dersin?
No tiene buena pinta. ¿ Tú qué crees?
Sağlığınız pek iyi görünmüyor.
No parece estar bien de salud.
Bu şekilde bakınca pek iyi görünmüyor.
No demasiado bien cuando lo pones así.
- Victor pek iyi görünmüyor.
- Victor no tiene muy buen aspecto.
Bugün pek iyi görünmüyor.
Hoy no luce muy bien.
- Pek iyi görünmüyor.
- Él no está bien.
Bak, Dal... eee ben bu tarz şeylerden pek anlamam, ama... eee ama pek iyi görünmüyor.
No entiendo de asuntos como éste... pero no se veía muy bien.
Karl Teretsky ile telefonda konuştum. Durum pek iyi görünmüyor.
Acabo de hablar con Karl Teretsky.
Anne, pek iyi görünmüyor.
Mamá, no está muy bien.
Pek iyi görünmüyor.
No se encuentra bien.
Bu pek iyi görünmüyor.
Eso no suena bien.
Pek iyi görünmüyor.
No está muy bien.
- Bugün pek iyi görünmüyor.
- Hoy no está muy guapa.
Ve pek iyi görünmüyor, Jimmy.
No te hagas ilusiones, Jimmy.
Pek iyi görünmüyor değil mi?
Esto no tiene buena pinta, ¿ verdad?
- Pek iyi görünmüyor, değil mi?
Vaya, está hecha un asco, ¿ verdad?
Pek iyi görünmüyor.
Parece ser grave.
Açıkçası durum pek iyi görünmüyor.
- Desde luego que es un fastidio.
Pek iyi görünmüyor.
No sé. Creo que no vendrán.
Pek iyi görünmüyor.
- No se ve bien.
Sağlığı da pek iyi görünmüyor.
Tampoco él tenía muy buen aspecto.
Yeni hava durumu sunucumuz pek iyi görünmüyor.
- Nuestra meteoróloga no se siente bien.
Şu giden pek iyi görünmüyor.
Ése no se siente realizado.
Yani bu pek iyi görünmüyor.
- No causa buena impresión.
Durumun pek iyi görünmüyor.
No da buena pinta.
Pek iyi görünmüyor.
No se ve bien.
- Durum pek iyi görünmüyor, değil mi?
- No se ven bien las cosas para Oz, ¿ eh?
Pekala, bu pek iyi görünmüyor.
Eso es ver el lado positivo.
Aslında, bu yüzden sizi çağırdık. Pek iyi görünmüyor.
De hecho, por eso lo llamamos.
Sanırım arkadaşın pek iyi görünmüyor.
Digo. Su amigo no se ve bien.
Açıkçası durum pek iyi görünmüyor.
Obviamente, esto no es nada bueno.
- Pek de iyi görünmüyor.
- No está demasiado bien.
O, pek de iyi görünmüyor.
- No tiene buen aspecto.
Gözüme pek de iyi görünmüyor.
No veo qué tiene de lindo.
Aramızdan bazıları bu sorunun cevabını merak ediyorlar ve benim durduğum yerden durum pek de iyi görünmüyor.
Hay algunos entre nosotros a los que les gustaría saber la respuesta y desde donde estoy parado, no se ve muy bien.
Bahar antremanlari, iste lig basliyor. Bu seneki takim hakkinda ne düsünüyorsunuz? Pek de iyi görünmüyor.
van a entrenar para ser los primeros, yo no lo creo esto no luce bien
Belli ki, bu genç hanımın durumu bu şartlar altında pek de iyi görünmüyor.
Esta joven no se ve muy bien con su nueva viva.
Bu pek iyi bir fikir gibi görünmüyor, değil mi?
No es buena idea, ¿ no?
Durum pek iyi görünmüyor.
- No se veía bien.