Pino Çeviri İspanyolca
1,099 parallel translation
Buzdolabını dolduracağımı düşünüyordum ve ısmarladığım çam ağacını süsleyeceğimi....
Pensé que estaría llenando el congelador y recibiendo el nuevo mueble de pino que había pedido...
Çoçuk poposu gibi yusyuvarlak çam ağaçları ve kayalıklar var...
Y hay árboles de pino y rocas tan redondas como esferas...
Yalnız Çam.
El Pino Solitario.
Bunu gerçekten yapabiliyordu... Parmaklarının üzerinde doğruluyor, baş aşağı vaziyette iki parmağının üzerinde duruyordu.
Sabía hacer "el pino" subiéndose así... y aguantándose con dos dedos.
Ardından elini cebine soktu ve bir ağaç tohumu çıkarttı ve "Bu bir çam ağacı" dedi.
"ni siquiera la ven como una cárcel." Entonces sacó una semilla del bolsillo... y me dijo : "Es un pino."
- Sen çam kutuda seyahat eden adamsın.
- Eres un tipo que viaja Mach uno a una caja de pino.
Asansöre bindiririm, pompalarım, döndürürüm ya da vuruşlu pompa yaparım.
Un griego en un ascensor, un francés en una moto, una mamada doble o un 69 haciendo el pino.
Otobüs için bile param yok Bugün eve yürümek zorunda kaldım.
Es que ya no tengo ni un duro, ¿ eh? Y para el autobús. He tenido que venir hoy andando desde el quinto pino.
Birazcık çam suyu da ekle ve kendine bir çeşit mayın yapmış olursun.
Agrega un poco de madera de pino y tienes los ingredientes de una mina.
Küçükkken çam suyunu bir sakız gibi çiğnerdim.
Cuando era niño, solía masticar resina de pino como su fuera goma de mascar.
Çam ağacım!
¡ Mi pino!
Çam ağacımı öldürdün!
¡ Te has cargado mi pino!
YALNIZ ÇAM ALIŞVERİŞ MERKEZİ
CENTRO COMERCIAL UN PINO
Burası Çam Ağacı..
Les habla Comando Pino.
Devam et, Çam Ağacı..
Adelante, Pino.
- Çam Ağacı burası Ökseotu.
- Pino, aquí Muérdago.
Çam Ağacı'ndan bütün birimlere Situ-2'ye gidin.
Pino a todas las unidades, dirigirse a Situ-2.
Çam Ağacı..
Comando Pino.
Burası Çam Ağacı..
Aquí Comando Pino.
Emredersiniz Çam Ağacı.
Entendido, Pino, cumpliremos orden.
Buna inanamayacaksın Çam Ağacı.
No va a creer esto, Pino.
Burası Çam Ağacı.
Comando Pino.
Gölün durgun kıyısında çam ormanının hışırtıları duyulur. Çilli ardıçkuşunun ilahilerinin yükseldiği yerden.
Un pino a la orilla del lago... glorioso salmo del canto de los pájaros.
Kayısı ağacı dikeceğim.
Es un Pino.
Ama siz de o anda iki elinizin üzerindesiniz.
Pero resulta que estáis haciendo el pino.
Kurumuş yaşlı çam ağacının olduğu dönemece geldik. Tam o sırada güneş çıktı.
Llegamos a esa curva, cerca de ese seco y viejo pino y justo entonces, salió el sol.
Bütün bildiğim onların çam yokuşuna gideceği.
Todo lo que conozco es que estan yendo a la Vertiente del Pino.
... bu da salon için...
... y esto es para la Habitación del Pino.
Federallerle konuşup başımıza bela açarsan seni toprağa gömeriz. Bundan emin olabilirsin.
Si vuelves a causar problemas moviendo esa jeta ante los federales, puedes estar seguro de que acabarás bajo tierra, ¡ y sin caja de pino!
Satsuki ile Mey'i şu ağacın tepesinde gülerken gördüğüme yemin edebilirim.
Justo ahora me parece ver a Satsuki y a Mei sonriendo en es pino de ahí.
Çam iğnesi reçinesi koyuyorlar.
Le ponen resina de hojas de pino.
Vito.
Vito, Pino.
Pino. Baba, şu klimacıyı aradın mı?
¿ Has hablado con el tipo del aire acondicionado?
Pino, bir süpürge kap da dükkanın önünü süpür.
Pino, coge una escoba y barre la acera.
Bunu anlatıyorum işte. Ne zaman Pino'ya bir şey yapmasını söylesen, istediğin şeyi benim yapmamı söylüyor.
Cada vez que mandas hacer algo a Pino, él me dice que haga lo que le has mandado.
Pino'ya söyle!
- ¡ Que lo haga Pino!
Bak Pino, bu itibarlı bir iş, yanlış bir tarafı yok.
Éste es un negocio respetable. No tiene nada de malo.
Sakin olsana Pino.
Relájate, Pino.
Pino, Mookie, Vito, Sal.
- Pino, Mookie, Vito, Sal.
Vito, biliyorum, Pino senin ağabeyin filan ama, onu benzetmen lazım. Sana bir daha dokunursa onu güzelce benzet.
Vito, ya sé que Pino es tu hermano y todo eso, pero deberías sacudirle cada vez que te vacila.
Pino, ben de buradaki herkes kadar çalışıyorum, tamam mı?
Yo trabajo duro como todo el mundo.
Doğru söylüyor Pino.
Tú sabes que es verdad, Pino.
Pino, telefonda konuşuyorum.
- Pino, estoy hablando por teléfono.
Evet, Pino g... tün teki.
Sí, Pino es un idiota.
Pino, en sevdiğin basketçi kim? Magic Johnson.
¿ Quién es tu jugador de baloncesto favorito?
Pino. Bu saydıklarının hepsi zenci. Sevdiğin bütün ünlüler, zenci dediğin kişiler.
Siempre hablas de negros pero todos tus favoritos son negros.
Pino, aslında içinden siyah olmayı arzu ediyorsun.
- En el fondo, te gustaría ser negro.
Pino. S... ktir! Pizzanı da,
Pino, púdrete tú, tus pizzas y Frank Sinatra.
- Çam?
- La madera de pino.
Yapmayın bunu
Caminar como el viento, de pie como un pino, sentados como una campana, descansar como un arco.
- Dişleri bozuk olan mıydı?
- ¿ La de los dientes de piño?