Rakam Çeviri İspanyolca
2,814 parallel translation
- Rakam nedir?
- ¿ Cuál es el número?
Sen neden tavsiye edilen rakamın 1 milyon $ fazla takas yaptın?
¿ Por qué hiciste una transacción por un millón más que la cantidad recomendada?
Tahmini bir rakam söyle.
Deme un rango.
Bayağı yüksek bir rakam olmalı, değil mi?
Tiene que ser un gran número, ¿ cierto?
Önerdiğin rakam yanına bile yaklaşmıyor.
No estás ofreciendo ni peniques.
Yani bu rakamı 15 ile çarpabilirsin.
Así que puedes multiplicar este número... 15 veces.
Asıl göz alıcı olan sahip olduğu 1100 N / m'lik çekiş gücü.. ... ki bu inanılmaz bir rakam.
Sin embargo, la cifra de par es impresionante - 1100 N · m, y eso es... mucho.
Bırakabilsem, bırakırdım ama bırakamıyorum yani bırakmamalıyım.
Si pudiera, lo haría, pero no puedo, así que no.
Bir türlü bırakamıyorum.
Simplemente no puedo dejarlo.
Keşke bırakabilseydim ama bırakamıyorum.
Ojalá pudiera, pero no puedo.
Bak, kusura bakma, seni havalimanına bırakamıyorum.
Mira, siento no poder llevarte al aeropuerto.
Ben sana bu kağıttaki her rakamı söyleyeceğim ve sen de bana o ismi vereceksin.
Te voy a decir todos y cada uno de los números que aparecen en este trozo de papel, y vas a darme el nombre.
Bir rakam, bir virgül, bir ondalık bile yanlış söylersen para benimdir.
Di un número, una coma, un punto decimal mal, y ese dinero es mío.
Coco, seyircilerin arasında dolaşırdı ve onlardan dilenci gibi bir şeyler isterdi banknot yada baş harfi ya da rakam olan bir şeyler.
Coco se mezclaría entre el público y él pediría objetos como un pañuelo con iniciales o un billete de dólar, algo con iniciales o números.
- İki iyi bir başlangıç rakamı bence.
Y ya tengo a dos personas cabreadas Dos es un comienzo mejor que otros días.
Benimki daha büyük bir rakam, Daha fazla para verildi.
Ya está molesto, ¿ qué fue eso? ¿ Qué diablos estoy haciendo?
The number lost on U.S. soil, 4. Bİrleşik Devletler topraklarında son rakam, 4.
El número de pérdidas en tierra estadounidense, cuatro.
Bu pek de iyi bir rakam değil o halde, değil mi?
No son buenas probabilidades, ¿ no?
Ve şimdi ağzının tadını biliyor, insan etini bırakamıyor.
Y ahora que le ha gustado, no puede parar. Sí, lo sé.
"2000 ve 6" demek "Yıl 2000 bu arada rakam da 6" demek gibi bir şey.
"2000 y seis" es como decir el año 2000 y, de de paso, el número seis
Hepsinin baş harflerini alın birer rakam verin, rakamları toplayın sonra da kıçınıza sokun. Teşekkürler.
Bueno, tomas la primera letra de cada nombre, le asignas un número, los juntas todos, y ¡ métetelo en el trasero!
Rakam ondan çıktı, benden değil.
Él puso la cifra, no yo.
Rakam ondan çıktı, benden değil.
El número salió de él, no de mí.
Yalnızca bir saatliğine sahip olmama rağmen,.. ... neredeyse ben bile bırakamıyordum.
Yo casi no pude dejarlo, pero sólo lo tuve una hora.
Her şey "yedi" rakamında bitiyor.
Todo se resume en el número siete.
- Evet. Yeterince rakam yok.
No tiene suficientes dígitos
Bu kadar çılgın bir rakam için oldukça çılgın bir şey isterim.
Por esa barbaridad, me gustaría algo bárbaro.
Hemen hazırlanıyorum. 1200 rakamına ulaştı ve yükselmeye devam ediyor.
1200 partes por millón y aumentando.
Zarda yedi rakamı olmaz...
No hay manera de obtener siete en un dado.
Zarın üzerinde yedi rakamının olmadığını biliyor muydun?
¡ Oye! , ¿ sabías que no existe el número siete en los dados?
Geçen yaz 2 rakamına benzeyen bir bomba bırakmıştım.
El verano pasado, hice una deposición que parecía un número 2.
Bana hâlâ bir rakam söylemedin.
Todavía no me has dicho un número.
Bana tahmini bir rakam ver.
Deme un estimativo.
Yüzde 80! Bu çok iyi bir rakam.
Eso está bien, 80 es mucho.
Sen olayı akışına bırakamıyorsun.
No dejas en paz las cosas.
Bırakamıyorum.
No pude evitarlo.
Böyle bir gün daha önce hiç yaşanmadı. Kaçırılma videosunun izlenme rakamı 18 milyonu geçti.
El video del secuestro fue visto por más de 18 millones de personas.
Yani... Oldukça küçük bir rakam.
Es un número pequeño.
Rakamın ne?
¿ Cuál es tu cifra?
Rakamım mı ne?
¿ Cuál es mi cifra?
Eee, rakamın nedir?
Entonces, ¿ cuál es tu cifra?
Burada durduğumuz sürede rakam 500'e indi.
El número ha bajado hasta 500 desde que estamos aquí.
Doğum yılın hoş, yuvarlak bir rakam olsun Ya da matematiği zor olsun.
Haz que tu año de nacimiento sea un número redondo porque las matemáticas no perdonan.
Üstelik bu rakam beklenenin beşte biri falan.
Eso es una quinta parte de lo que esperábamos.
Düşündüğümüz rakam bu.
Este es el precio al que habíamos llegado.
Sue'nun harcadığı yılları ve yaptığı fedakârlıkları göz önünde bulundurduk ve bu rakamı uygun bulduk. - Ne fedakârlığı?
Sentimos que esto es un reflejo fiel de lo que a Sue se le debe, dándote años juntos y los sacrificios que ha hecho.
Bin tane insan. Ne kadar yuvarlak bir rakam.
Mil personas, es un buen número.
Geçmişimi ardımda bırakamıyorum.
Parece que no puedo dejar mi pasado atras.
Bir ; her zaman rakamı yüksek söyle.
Uno, siempre pide más.
Bana bir rakam ver.
Dime un número.
Bana bir rakam verin.
Deme un número.