Sonsuz Çeviri İspanyolca
5,072 parallel translation
- Sonsuz insan ve maddi kaynakları olmalı.
Deben tener mano de obra y recursos infinitos.
Sonsuz varlığı ile rüzgarı durdurur, dalgaları yatıştırır fırtınalar yaratır, dindirmek ve kıpırdatmak için.
Él que ahora y siempre mueve los vientos, calma las olas, levanta tormentas hasta cesar y remover los buenos y apropiados vientos y climas
Yaşamın ölüme bölümü, sonsuz olur!
La vida no necesita a la muerte.
Bak, Strauss'a saygımız sonsuz ve bunu sen de biliyorsun Rossi. Sevmiyorum işte.
Mira, con todos los respetos por Strauss, y lo sabes, Rossi, no me gusta.
Anı sonsuzlaştırmak için, sana Sonsuz birleşim dilimini öneriyorum.
Para conmemorar este día, te ofrezco la rebanada de la eterna reunión.
Çekecekleri acı sonsuz olacak.
Su sufrimiento... será eterno.
Yaşanacak sonsuz ihtimaller, aşılacak sayısız yollar var.
Hay un sinfín de posibilidades, innumerables caminos que tomar.
Grubun sonsuz servetinin Vigrid ekonomisine büyük destek sağladığını bilinen bir gerçek.
Es justo decir que la vasta fortuna del grupo apoya a la economía de Vigrid.
Bence içi sonsuz büyüklükte.
Creo que es infinita por dentro.
Yani, onu kalbinden vurmak, onun için onun saplantı dünyasında kadını sonsuz bir lanete mahkum etmek demekti.
Así que para él dispararle en el corazón... en el universo de sus delirios... él estaría condenándola a una perdición eterna.
Cehennemin sonsuz ateşinde. Ne istiyorsun?
En el fuego del infierno por toda la eternidad. ¿ Qué queréis?
Dostum, coşkuna saygım sonsuz, lakin, kanımca hipnozun geleceği hakkındaki kuşkularımı inkar edemiyorum.
Mi amigo, respeto tu entusiasmo Pero por mi parte aún me encuentro escéptico sobre el futuro del hipnosis
Cezası da, sonsuz kederle dolu bir hayattı.
Y la sentencia era vivir eternamente afligido ¡ Para con tus tortuosos juegos mentales!
Sonsuz gecenin karanlığı etrafımı sarmıştı.
La eterna negrura de la oscuridad me rodeaba
mumyalanmış Mısırlılar Onların Tanrılar ve Firavunlar oldukları inanarak sonsuz yaşamınsırrı.
Los Egipcios momificaban a sus dioses y los faraones creyendo que tenían el secreto de la vida eterna.
Bu yasa koyucular sonsuz tartışmalarıyla Kripton'u mahvına sürükledi!
¡ Estos legisladores y sus debates sin fin han llevado a Kryptón a la ruina!
Evren, sonsuz bilgeliğiyle kendini göstermene izin vermeyecek.
El universo, con su sabiduría, no te deja revelarte.
Bu sonsuz ucubelerin arasında "onlar" da kim?
¿ Quiénes, en esta sucesión de locos, son "ellos"?
"Başyapıtınızda" sonsuz Keane'ler vardı. Bu da onu, sonsuz bir zevksizlik örneği yapmış.
Su obra maestra no es más que un sinfín de Keanes, lo que la conviene en un sinfín de obras kitsch.
Yeraltında sonsuz karanlığın içinde yaşayan en eski tanrı Viy'i görmekten kork!
Teme la mirada de Viy, un dios antiguo que llega envuelto en la eterna oscuridad de las profundidades...
Ruhun sonsuz!
Averigua quién está en la piel de cordero.
Sonsuz intikam döngüsüne hayır!
No al interminable ciclo de la venganza.
En yakınımdaki kişiyi alıp, bu pencereden dışarıdaki karanlık ve sonsuz boşluğa doğru fırlatma isteği uyandırıyor içimde!
Me hace querer tomar a la persona que esté más cerca de mí y lanzarla por esta ventana hacia este infinito abismo de vacío.
Sonsuz gerçekten başka bir şey görmüyorum. Tanrıyı görüyorum.
Veo nada menos que la verdad eterna... veo a Dios.
Kardeşlerim, sizi cehennemin sonsuz ateşinden koruyacak tek bir kişi var.
Hermanos, hay un hombre que puede salvar sus almas de las llamas de la condenación eterna.
Şarap sonsuz kaplarda korunsun " deyin.
"y su vino deberá guardarse en recipientes eternos."
Orada yeni Amerikan beyzbolu hayranları bulacağız ve mali fırsatlar sonsuz olacak.
Si encontramos nuevos fanáticos del béisbol estadounidense allí las oportunidades financieras son innumerables.
Her kim bu ilaç alırsa, "Büyük ve sonsuz bilgeliğe" sahip olacak.
¿ Es por eso que se merece a tomar esta píldora de "no tiene límites y gran sabiduría"
Sadece sonsuz ölümsüzlük gibi.
Mientras la inmortalidad mecha.
Sonsuz gökyüzünün altındaki rahat günler.
Días fáciles bajo el cielo eterno.
Uzun su arayışı sona erdi ve dünya bir kez daha sevinçle dolu. Hayatta olmanın sonsuz zevki.
Una larga bísqueda de agua termina y hay gozo en el mundo una vez más interminable placer en estar vivo.
Savaşın terörizm konusundaki düşüncesi, savaşın yeni fikri açısından bakıldığında anlaşılabilir. "Sonsuz adalet" adına başta böyle demişlerdi.
La idea de la guerra contra el terrorismo puede ser entendida... en términos de una nueva idea de la guerra. Justicia infinita, lo llamaron al principio.
Belki sonsuz nurdan ve yardımseverlikten hoşlanmıyordur.
Font color = "# ffff80" Tal vez él no le gusta la benevolencia eterna y de la luz.
Sonsuz ihtimaller diyarı.
MUTANTE SALVA AL PRESIDENTE
Sonsuz sonlar diyarı.
E infinitos resultados.
Sonsuz tercihler kaderimizi belirler.
A nuestro futuro lo definen incontables decisiones.
Çoğunuzda sonsuz bir umut uyandırıyor, bir o kadar insanda da güvensizlik.
Crea mucha esperanza en muchos de ustedes... mucha desconfianza en muchos otros.
Her zaman ve sonsuz dek.
Por toda la eternidad.
Yalnızca sonsuz bir karanlığın sessizliği.
Solo el silencio de una oscuridad infinita.
"Issizligin ortasinda bir yayginin üzerinde otururdum, " etrafim sonsuz olasiliklarla çevrili olurdu. " Ama zirva bu.
Yo me sentaba en una cobija rodeado de posibilidades infinitas y es una tontería.
Yoksa içimdeki ateş Sonsuz bir alev mi
# ¿ Está esto quemando una llama eterna?
Yoksa içimdeki ateş Sonsuz bir alev mi
# ¿ O está esto quemando una llama eterna?
Bunu Sonsuz Birleşme kitabından kopardım.
Descubrí este libro "El Pacto Eterno"
Peki... Favori yerinde sonsuz egzotik meyve var. - Hiç uyumayan bir yer...
Entonces tu destino soñado incluye muchas frutas tropicales, un lugar que nunca duerme.
Sonsuz olasılık var.
Hay un sinfín de posibilidades.
Daha adımlarını atmadan önlerine sonsuz kırmızı halı açılan mükemmel bir Amerikan çiftiydiler.
Eran la pareja estadounidense por excelencia su futuro se desenrollaba como una alfombra mágica interminable.
Sonsuz ateşin
Seré el vigilante.
Neden sen unutulmayanların topraklarında sonsuz eğlencenin zevkini sürerken ben çirkin bir boş araziyi yönetiyorum?
¿ Por qué tengo que gobernar un páramo sombrío mientras disfrutáis de una continua fiesta en la Tierra de los Recordados?
Sana itimadım sonsuz.
Creo en ti.
"... sonsuz gizem ve mucize dolu. " Daima seninim.
" Para siempre tuyo,
Benden çok daha yüce ve kudretli sonsuz hüzne...
Para una tristeza eterna, lejos y por encima de mí misma.