Suru Çeviri İspanyolca
140 parallel translation
Bu suru tırmanacak aptallıkta tek bir Danlı vardır.
Sólo hay un danita lo bastante loco como para trepar el muro.
Eski Etrurya suru.
Las murallas etruscas.
Sporda bir suru dalı ellerine geçirdiler. Beyzbol, basketbol, futbol, boks.
Se han hecho con el béisbol, baloncesro, fúrbol, boxeo...
Bir suru kuçuk suçtan sabikasi var. Anlasilan tam bir parti kiziymis.
La mayoría delitos insignificantes, y a esta chica le gusta la fiesta, aparentemente.
Yeni birileriyle tanisip, bir suru randevuya gitmeliyiz.
Deberíamos conocer personas, salir a muchas citas.
Ama bir suru kadini vardi.
- No, él tiene chicas.
İsrafil suru çaldığında o muhteşem sesinden mahrum kalacaksınız.
No oirá la gloria de la trompeta de San Gabriel.
Hayır tam tersi olarak İsrafil suru... çaldığında ben de tubamı çalıyor olacağım.
Al contrario. Cuando Gabriel toque la trompeta, yo estaré tocando la tuba.
Disarida korumali bir yer gibi kumelenmis bir suru kotu adam var. Neden?
Los criminales parecen estar protegidos, ya sabe.
Bana bir silah satmak istiyordu. Arabasinda bir suru silah oldugunu soyluyordu.
Quiere venderme un arma dice que tiene varias en su auto.
Bir suru insani olduren bir kâtil, dostum. Her turden insani oldurdu.
Es un asesino, y el mismo ha matado a toda clase de personas.
- Organ. - Ne? Organlar, bir suru parca, kollar bacaklar her yerdeler.
Señuelos, miles de señuelos, piezas por todos lados.
- Bu bir suru para degerinde.
- entonces voy a trabajar para conseguir mucho dinero.
Bir kere gelmeye kalkıştım fakat bir suru tank yolumu kesti...
Lo intenté una vez, pero me detuvieron los tanques.
Şafağı başlangıcımız olarak düşünürsek...
Yoake wo hitotsu no hajimari to suru nara [Si tomamos el amanecer como un comienzo]
Eğer şu anı yaklaşan zamanımız olarak düşünürsek...
Ima ga kita beki toki [Si tomamos el ahora ] Da to suru nara [ Como el tiempo que vendrá]
Hey hey gidelim kenka suru
... vamos!
Bu gece bir suru kuzu eti yiyeceğiz.
Sí, habrá costillas de cordero.
Efendim bu kadar kısa sürede bir suru nasıl inşa ederiz?
Señor Ge Li. ¿ Cómo podremos hacerlo en tan poco tiempo?
Yilin bu doneminde ayilar kis icin yag depoluyor olmaliydi. Oysa bir suru ayi, bu corak gorunumlu ucurumlarda toplaniyor gibi.
Para este tiempo del año los osos deberían estar engordando para el invierno pero aun así se reúnen en números en estas aparentemente peladas laderas.
Yapilacak bir suru is varmis.
Parece mucho trabajo.
Galiba... Galiba bu adamin annenle olan bir suru resmi var.
Hay un montón de fotos de este sujeto con tu mamá.
Bir suru sey... - Yaptigimiz cok sey var.
- Ha habido muchas... fases.
- Bunun gibi bir suru sey.
Muchas de estas cosas. Así.
Burada ucusan bir suru hastalik var. Evet.
Hay muchas enfermedades flotando aquí.
artı olarak bir suru harika insanla tanıştım eğlenmek isteyen ve, bunun için para verebilecek insanlar..
Además, conozco un montón de gente simpática... gente que le gusta divertirse... que pagaría por divertirse.
Baska bir suru sey de söyledim!
De todas las cosas que dije aquí.
Benim icin bir suru baska olasiliktan bahsediyorlardi.
Me hablaron de toda una lista de otras posibilidades para mí.
Benimle olduğun sürece, Dünya'nın sonuna kadar gideceğim. Bir yanılsama ormanın içinde yolculuk yaptım.
34 ) } Anata to naraba kono yo no hate he 34 ) } mousou dake no jyukai wo tabi suru
} Bir kez yeniden doğdum, hâlâ yine aşka mahkûmum.
34 ) } umarekawattemo koi suru sadame volveré a ser condenada a tu amor.
Sorun yok, suru sormak yok.
No había problemas, nadie hacía preguntas.
Ama iyi seyler yapmaya basladigimdan beri, yardim etmeye hevesli bir suru arkadasim olmustu.
Pero ahora que hacía buenas obras, tenía muchos amigos dispuestos.
Bir suru kadinin tepesini attirmistim.
He hecho enojar a muchas mujeres.
Ama bir suru insani inandirdin.
Pero ciertamente tenías a muchas otras personas engañadas.
Burda bir suru insan var sadec o yok.
Hay mucha gente aquí, no solo ella.
Orda bir suru musterimiz var.
Tenemos muchos clientes allí.
Bu bir suru sey icinden ufak bir ornek.
- que esa es mi reacción frente a tu respuesta. - Pero esa es sólo una de entre muchas cosas.
simdi bir suru arkadasin var...
Y mira ahora cuantos amigos tienes.
Soracak bir suru sorum var ve cevaplari icin yasiyorum sanirim... annesinin pesinden gidip bir sehpanin etrafinda kendini kucuk dusuren bir adama ne yapmasini soylemek daha da alcaltici degil mi?
Tengo muchas preguntas que hacer y sería capaz de pagar por escuchar la respuesta. Ahora, no necesito que me digan que un hombre que persigue a su madre con una mesa de café es poniéndose a sí mismo en una débil posición legal, es obvio.
Sizinle konusmak isteyen bir suru basin mensubu var ama Oceanic'e gore hicbir muhabirle konusmak zorunda degilsiniz.
Hay mucha prensa que quiere hablar con ustedes, pero por lo que le concierne a Oceanic, no tienen que hablar con ningún reportero.
Cunku bir suru sey gurbuz gibidir.
- Porque muchas cosas son robustas.
Bir suru olay vardi.
- Varias cosas.
WINDY MILLER SÜRÜ SAHİPLERİYLE
WINDY MILLER HABLARÁ A LOS GANADEROS
BURDA OLMALARINI İSTEDİĞİM BİR SÜRÜ KİŞİ VAR
Tenemos programas de ayuda... que deberíamos aplicar aquí.
ORDA BİR SÜRÜ İNSAN VAR ALABAMA'DA
Tienes mucha gente pobre en Alabama.
BİR SÜRÜ ARAMA OLDU
Ven. - El teléfono arde. No recibíamos tantas llamadas desde la crisis de los misiles.
BİR SÜRÜ ŞEYE NEDEN OLABİLİR
Debemos permanecer allí y si fallamos... se atribuiría a diversos factores.
GERİDE BİR SÜRÜ GİYSİNİ BIRAKMlŞTIN.
Se te olvidó algo.
Bir suru sey yapabilirdik.
Podemos lograr que muchas cosas se hagan. ¿ Puedes sacarme de la segunda mitad de este show?
"SÜRÜ"
"El rebaño"
EVET, ŞU BOŞANMA MESELESİ VE BİR SÜRÜ OLAY YÜZÜNDEN.
Sí, por el divorcio y todo eso.