Sözler Çeviri İspanyolca
3,683 parallel translation
Seni kötü sözler konusunda uyarmıştım.
Te advertí sobre tu sucia boca.
Uyanık Burt, uyuyan Burt'ün tutamayacağı sözler veriyor.
El Burt despierto hace promesas que el Burt adormilado no puede mantener.
Herkesin başına gelir. Sözler ağzımdan çıkarken bile gerçekmiş gibi gelmedi de. Öyle mi?
Le pasa a todo el mundo.
Senden kötü sözler duymak sende bu kadar büyük bir yara açmak gerçekten özür dilerim.
Por decirte eso y herirte... de verdad lo siento.
Gerçeği görmeni istemedim ve çok sert sözler seçtim.
No quería que supieras la verdad... así que elegí palabras crueles.
Bu sözler çok yüreklendirici.
Lo que acabas de decir me motiva.
O sözler, mahremiyet içinde söylenmişti.
Esas cosas se dicen en confianza.
Buna sonsuza dek devam edemeyeceği şeklindeki sözler kariyerinde farklı safhalar olacağı şeklinde algılanmalıydı çünkü rock'n'roll genç bir adamın işi, ve artık orta yaşlarına geldiğinde, farklı şeyler yapması gerekli.
Él fue citado como diciendo que no podría hacer eso eternamente, que habría diferentes fases en su carrera, ya que el Rock Roll es el juego de un hombre jóven. Y cuando él tuviera mediana edad, él tendrá que hacer otras cosas.
Biraz içki içirip güzel sözler söylerek onu gevşetiyordum.
Tenía la esperanza de que haría una libación, que se distendiera un poco.
Bu sözler onu şüpheli yapmaya yetmez mi?
¿ No crees que esas palabras lo convierten en sospechoso?
Verdiği sözler umurumda bile değil.
No me importa.
Bana ihtiyacınız vardı ve tutmayacağınız sözler verdiniz. Ben de size bir söz vereyim. Bundan sonra ben de kendimi düşüneceğim!
Hiciste promesas falsas para lograr mi apoyo pero te prometo que ahora lo hago por mí.
ELM mektuplarında okuduğum afilli sözler bunlar.
Esa es la misma grandilocuencia. Leí las cartas de la MLT.
Mac'in demin yaptığı, konuşmadaki sözler en tutarlılarıydı.
Mac acaba de hacer el más argumento creíble de todos.
Ama yine de bunlar dikkat çekici sözler ve elbette modern dünyanın yapı taşlarından bir tanesi.
Pero aún así, estos son notables palabras y sin duda uno de los cimientos piedras del mundo moderno.
Merhum başkanımızın önde gelen destekçilerinden birinden böyle sözler duyduğuma inanamıyorum.
No puedo creer que esas palabras vengan de alguien que apoyaba al anterior presidente.
Bu sözler tam olarak ne anlama geliyordu?
¿ Qué significaban exactamente esas palabras?
Bu sözler sanki canına susamış gibi uçan bir adamdan geliyor.
Y me lo dice alguien que vuela con el deseo de morir.
Güzel sözler, ama artık ne EVA'ya, ne babama, ne Misato'ya, ne de başka birine güvenmiyorum!
Tú dices eso, pero mi padre, el EVA, Misato-san... ¡ No puedo confiar en nadie!
Tutamayacaginiz sözler vermeyin, Bay Parker.
No haga promesas que no puede cumplir.
- Bu anlaşmada size bazı sözler de verildi.
- En el cual se le hicieron ciertas promesas a usted.
Tom, kişisel sözler sarf edeceksen bir dakika bile kalmam.
- Tom si vas a criticar cosas personales no me quedaré.
Ama umarım sözler çiğnenmek için olduğunu biliyorsundur.
Pero espero que sepas.. .. que las promesas son hechas para romperse.
Diyorsun ki gidip günah işleyebilirim, işaret çekebilirim, kötü sözler söyleyebilirim, çalabilirim, milyonlarca kötü şey yapabilirim, öleceğim zaman da günah çıkartırım ve cennete giderim.
Te refieres a que puedo ir y pecar, apuntar con el dedo, maldecir, robar, hacer un millà ³ n de cosas malas, y luego cuando estoy por morir,  ¿ me confieso y voy al Cielo?
Sözler bazen insanları yaralayabilir, der.
Pero cuando lo hace, a veces dice palabras que lastiman a las personas.
Tüylerim hakkında övgü dolu sözler söylemişti.
Elogió mucho mis plumas.
Ölümsüz sözler, Jay-Z'den geliyor :
En las inmortales palabras, de Jay-Z,
Konuştuğun sözler benden kaçmadı
No me habría perdido las palabras que dijiste.
Evcimen Sözler.
Palabras domésticas.
Wilkie'nin Evcimen Sözler'le ilgili bir fikri var.
Wilkie tiene una idea para Palabras domésticas.
Hayır, iki çırağın haylaz turlarından güven içinde döndüğünden emin olmak için yarım şilinini Evcimen Sözler'in bir nüshasına harcayabilirim.
No. Debería gastar medio chelín en una copia de Palabras domésticas para asegurarme de que los dos aprendices regresen sanos y salvos de su viaje inútil.
Ona tutamayacağın sözler vermeni istemiyorum.
No quiero que le prometas nada que no vayas a cumplir.
Evet, iyi sözler seçmişsin.
Sí, buena selección de palabras.
Yerinde olsaydım o 10 günü büyük bir krallığı kurtuluşum için dua etmeye çağıracak sözler yazmaya ayırırdım.
Si yo fuera usted, dedicaría esos 10 días utilizando palabras para evocar un Padre Nuestro por su salvación.
Meşhur son sözler.
Si se hubiera callado, mejor.
Sizi temin ederim ki, bunlar işe yaramaz sözler değil Bu telefonun izi sürülemez.
Por no hablar de lo inútil que sería, porque les aseguro... que ese teléfono es absolutamente imposible de encontrar.
Patron sözler yalan söyleyebilir, ama kalpler asla.
Jefe... las palabras pueden mentir... pero no los corazones.
Yaptığın iş ve söylediğin sözler birbirine hiç uyuşmuyor. Ve uzatmalı konuşma yapıyorsun.
Su vocación y los dichos no coinciden en absoluto... y qué pasa con la lengua
O sözler doğduğumuzda da yoktu zaten.
Esas palabras desaparecieron cuando nacimos.
Asla ama asla tutamayacağın sözler verme.
Nunca, nunca te rindas promete. ¿ Por qué no puede reservas.
Katniss, ben... Haymitch ile ne tür bir anlaşma yaptın bilmiyorum ama o bana da bazı sözler verdi.
Katniss, no sé qué trato te hiciste con Haymitch pero él me hizo promesas, también.
Pit alanında sert sözler söyleneceği kesin.
Tiene toda la razón para encararlo en los pits.
Sözler çabuk yayılır. Sana bu davayı kim verdiyse kendi terfisini yok etmiş ve senin kariyerini de.
Quienquiera te haya dado ese archivo cagó su próxima promoción...
Ben duygusal yönden yıllardır söylenmemiş sözler nedeniyle çökmüş durumdayım.
He sido marcada emocionalmente con años de abuso verbal no hablado.
# Söyleyecekleri son sözler #
# Lo último que dijeron : #
Connor hala burada senin hakkında söylediği bütün o kötü sözler ve yaptığımız o berbat şeyler için özür dilemek istiyor.
Connor aún se encuentra aquí porque él quiere disculparse por todas las cosa malas y desagradables que alguna vez dijo de ti.
Bunlar boş sözler. Yanglara karşı taraflı olmadığınızdan emin misiniz?
Palabras vacías. ¿ Estás segura de que no estás parcializada hacia los Yang?
Lafı ağzında geveliyorsun abuk sabuk sözler ediyorsun.
Balbuceas y hablas sin sentido.
Beni serbest bırakmazsan sana bu seanslarda söyleyeceğim son sözler bunlar olacak.
Si no me liberas, has oído lo último que diré en estas sesiones.
Söylediğim sözler beni eşcinsel gibi mi gösteriyor diyorsun?
¿ Estás diciendo que la manera en la que hablo me hace sonar gay?
Onu yanlış manalara gelen sözler söylediğine nihayet ikna edecek şey belki de buydu.
Y tal vez fue eso lo que finalmente lo llevó a admitir que algunas veces habla de manera inapropiada.