Terbiyesiz Çeviri İspanyolca
657 parallel translation
Terbiyesiz budala.
Estúpido descarado.
Baron mu terbiyesiz?
¿ Se refiere al barón?
- Terbiyesiz, bırak beni!
- ¡ Suélteme, bruto!
Terbiyesiz!
¡ Me ha insultado!
Terbiyesiz genç.
Serás travieso.
Çek ellerini üzerimden, seni terbiyesiz budala!
¡ Quítame las manos de encima, loco insolente!
Aşığı Gisbourne, Marian'a karşı ağzını bile açamazken bu terbiyesiz adam sözünü hiç sakınmıyor.
Gisbourne, enamorado de Marian, no osa hablar con ella y este insolente se atreve incluso a replicarle.
Oldukça terbiyesiz bir davranış kabul ediyorum... ama sonuçta bir davranış.
Una costumbre bastante burda, estoy de acuerdo, pero es la costumbre.
Terbiyesiz! Benimle nasıl böyle konuşursun! O delidir.
Es más, les diré por qué lo hicieron.
- Hey, seni terbiyesiz...!
- ¡ Oye, serás...!
Ne kadar terbiyesiz ve kötü huylu olduğunu görüyor musunuz Bay Brocklehurst?
Ya ve, Sr. Brocklehurst, cuán apasionada y malvada es.
Kimi görüyorsun bakalım seni terbiyesiz, seni değersiz...
¿ A quién ves, mono sin modales?
Hizmetçi çok terbiyesiz.
Esa sirvienta es muy impertinente.
- Terbiyesiz.
- Qué insolente.
- Birkaç tane gürültücü terbiyesiz.
- Sólo algunas tías ruidosas.
Bay Meacham, siz terbiyesiz, yalancı, iki yüzlü ve pis kokular yayan bir üçkağıtçısınız.
Es Ud. un canalla mentiroso e hipócrita. Y una lacra para la gente decente.
Bu kasaba terbiyesiz, dolaylı dedikoduları seviyor.
Les gusta el chismorreo barato.
Senin gibi her şeye sahip bir çocuk için böyle sorular sormak ve sürekli... gergin ve mutsuz bir mızmız olmak son derece terbiyesiz bir davranış!
No es admisible que un chico como tú,... que tiene todo lo que quiere, esté siempre descontento. Siempre nervioso como una niña.
Terbiyesiz.
Maldito sea
- James Lee, çok terbiyesiz bir aklın var Söylediğime mutluyum
James Lee, tienes una mente muy pícara y me alegra decirlo. James Lee, no.
- James Lee, çok terbiyesiz bir aklın var söylediğime mutluyum
James Lee, me alegra ver que tienes una mente muy pícara.
O bir terbiyesiz
Es un sinvergüenza
Utanmaz, terbiyesiz ve tembel de.
Desvergonzada, descortés! y también perezosa.
Terbiyesiz!
¿ Por qué tengo que ser yo?
- Terbiyesiz laflar mı etmiş?
- ¿ Usaron un vocabulario obsceno?
Terbiyesiz herif.
Pedazo de maleducado.
Terbiyesiz ve budalasın.
Grosero y estúpido.
Kötü yetişmiş ve terbiyesiz, küstah ve kötü yetişmiş birisin.
- Eres un mal nacido y un insolente, un inslente y un mal criado, con tan malas maneras, tu eres...
Terbiyesiz!
- ¡ Óigame!
- Ne kadar terbiyesiz...
- Serán...
- Tek bildiğin kötü laflar! Terbiyesiz!
¡ Sólo sabes decir palabras feas!
Bütün Amerikalı subaylar böyle terbiyesiz midir?
¿ Son todos los oficiales estadounidenses tan maleducados?
Aksine, kaba, saygısız, terbiyesiz ve kendini beğenmiş biri.
Al contrario, es maleducado, irrespetuoso, egocéntrico y descortés.
Bir tanesi kaptana terbiyesiz bir lakap taktı.
Ha nombrado al capitán con un insulto.
Elbette, terbiyesiz olurlar
Claro, son amorales.
Ama terbiyesiz bir adam neyin yanlış olduğunu bilmez
Un chico amoral no sabe qué está mal.
Terbiyesiz!
Amoral.
Ahlaksız değil, Terbiyesiz
No inmoral. Amoral.
- Terbiyesiz
- Amoral.
Terbiyesiz, huh? Bunu unutmayacağım
Amoral, recordaré eso.
Terbiyesiz.
Insolencia.
Ve sorun yaratan da onun terbiyesiz annesiydi.
La que vino a quejarse fue la madre, esa malpensada.
Epey terbiyesiz kitapların olduğu bir kütüphaneniz var.
Y yo le leeré hasta que se duerma.
Bay Shahbandar, terbiyesiz görünme riskini de alarak bir bardak şampanya daha alabilir miyim acaba?
Aun a riesgo de parecer inapropiado, Mr. Shahbandar me pregunto si puedo tomar otra copa de champán.
Çok terbiyesiz şeyler.
Suelen ser de mal gusto.
Terbiyesiz seni!
Maleducado!
Sevdiğim şu New York'da ne kadar terbiyesiz davranışlar bunlar.
Qué comportamiento tan indigno en mi querida Nueva York.
Bizi sakın terbiyesiz sanmayın.
Por favor, no piense que somos frívolos.
Seni terbiyesiz!
Ya verás.
Terbiyesiz!
¿ Habrase visto, esta señora?
- Terbiyesiz!
- ¡ Deberías avergonzarte!