Turismo Çeviri İspanyolca
724 parallel translation
Collins siyah bir tur arabası sürerken görülmüş.
Collins conduce un turismo negro.
Sakın bana burada ahçıların ucuz tur düzenlediğini söyleme.
No me diga que Cook trae turismo de tercera.
Balık mı tutacaksınız yoksa gezinti mi?
¿ De pesca o de turismo?
Arabamı paylaştığınız için gezmeler için, yemek ve alış veriş için neredeyse yeniden hayata gelmiş gibi hissettirdiğiniz anlar için.
Por compartir mi carruaje por el turismo por las compras y la comida por ayudarme a sentir que hubo unos momentos en los que casi me sentí viva.
- Abi Zhang ile gezinmek istiyorum. - Ne dersin? Gitmek ister misin?
Quiero hacer turismo con el hermano mayor Zhang. ¿ Qué dices?
Daha gezmeyecek miyiz?
¿ No vamos a hacer más turismo?
Kız bulup birlikte gezmeye gidebiliriz.
No podemos ligar... y hacer turismo al mismo tiempo.
Beni şehir gezisine çıkarabilirsin.
Puedes llevarme a hacer turismo.
Gezmeyi çok da sevmem, yanımda birisi de olmayınca.
Me gusta hacer turismo, pero acompañado.
Petrol için gelen turistlerle dolup taşar.
Su gran riqueza es el turismo.
Yarın şehri gezmeye mi gidecekler?
¿ Irán de turismo mañana?
Şehri mi geziyorsunuz?
¿ Están haciendo turismo?
Turizm acentesindan kiralanmış gibiyiz!
¡ Parecería que fuéramos contratados por la oficina de turismo!
Gezmeye mi çıkıyorsun?
¿ Haciendo turismo?
Turistiz.
Turismo.
Turizm konusunda endişeleniyorlar.
Les preocupa el turismo.
8 Ekim öğleden sonra, Regent Caddesi'nde bir seyahat acentasında değil miydiniz?
La tarde del ocho de octubre ¿ estuvo o no en una agencia de turismo de Regent Street?
Ama siz bu seyahat acentasına yanınızda yılışık bir esmerle birlikte geldiniz.
Ya se lo dije. Sin embargo, fue a esa agencia de turismo con una morena muy cariñosa.
Şu seyahat acentası işi de yardımcı olmadı. Puro? Hayır.
Y eso de la agencia de turismo no ayudó mucho. ¿ Un cigarro, Wilfrid?
- Turizmimizi baltalar. - Alabilir miyim?
Esto es malo para el turismo.
Bu olayın turizme etkisi epey olumsuz olur o zaman.
Podría ser malo para el turismo.
Bu muhit aşağıIık burjuvazinin zavallı haysiyeti, saygıdeğer meslekler ve entelektüel turizm için tasarlanmıştı.
Este barrio fue proyectado para la miserable dignidad de la pequeña burguesía para ocupaciones respetables y para el turismo intelectual.
Ama böyle bir yolculukta, hiç inzibat görmemeyi yeğlersiniz.
Unos gendarmes por la carretera no atraen al turismo.
Biraz sonra turizm hakkında yazmak için Capri'ye gidiyorum.
Ahora voy a Capri a escribir sobre turismo.
Beni eve götürmeye çalışıyor.
El señor no hace turismo.
Turistik gezi yapar sevişiriz.
Haremos turismo... y haremos el amor.
Her neyse, şimdiye kadar iyi bir gezi yaptık.
Nadie podra acusarnos de haber hecho turismo.
Turizmi öldürür dediler.
Terminaría con el negocio del turismo.
Sonra, Kraliçem bizi arabaya bindirip, çevrede gezinti yaptırıyor.
Luego Queenie nos mete en el coche y vamos haciendo turismo por ahí.
- Bilmiyorum. Ama çevre gezilerinden sıkıldığını ve insanlarla tanışmak istediğini söylüyordu.
Pero le he oído decir que estaba cansado de hacer turismo... y quería ver personas.
Kızkardeşim ve ben Fransa turu yapıyorduk.
Mi hermana y yo estábamos en Francia de turismo.
Oralarda turizm bayağı- -
Sabes que ahora el turismo es...
Burada olmandan faydalanalım o zaman. Bay Plimpton gelene kadar bize etrafı gezdirsene.
Aprovecharemos que estás aquí para ir de turismo hasta que llegue el Sr. Plimpton.
- Etrafı gezdik.
- Haciendo turismo.
Daha hiç bir şey görmedin henüz Napoli'de 2 ay gezinirsin
No has visto nada. Solo en Nápoles hay dos meses de turismo.
Bu yıllarda Kraft durch Freude gemisi oldukça aktifti.
En esos años, la empresa Kraft durch Freude que significa "Fuerza a través de la alegría", se ocupaba con éxito del turismo, deporte y tiempo libre.
Alfa Romeo'nun hızlanması mükemmel dört çekerli ve de disk frenli iç dizaynı ve işçiliği mükemmel çekiş gücü de öyle. Fevkalade bir araba. Güvenli ve hızlı, sürmesi de keyfe dönüşüyor gürültüsüz ve sarsıntısız olduğu için.
el km. es cómodo y estable en la carretera es un turismo excepcional agradable de conducir con nervio y equilibrio.
- Hayır, sadece dağ yürüyüşleri ve gezinti.
- No, hacemos turismo.
Sen olmasan, turist gibi dolaşırdım bugün.
Si no fuera por ti, hoy estaría haciendo turismo.
Özetlemek gerekirse turizm, bu rejimin en önemli gelir kaynaklarından biridir.
Resumiendo el turismo es uno de los principales ingresos del régimen.
Bu nedenle, İspanya'da turizm sektörüne ağır bir darbe indirmeliyiz!
¡ Por eso debemos golpear al turismo extranjero en España!
Ben Başkanvekili Asistanı ve Turizm Komisyon Üyesi Dubois.
Dubois, vicepresidente segundo, Comisión de Turismo.
- Gezmek için.
- Sólo turismo.
- Gezmek için mi?
- ¿ Turismo?
Higashi Turizm Şirketi adında yeni bir şirket kurmuş ve seni Satış Müdürü yapmış.
Ha fundado una nueva compañía, "Turismo Higashi". Usted es ahora el Jefe de Ventas.
Yeni görevin Kurage Adası'nın turizmini geliştirmek olacak.
Su tarea será desarrollar el turismo en Kurage.
Sadece gezinti.
De turismo.
Gezinti için teşekkür ederim.
Gracias por la excursión de turismo.
Leonard, bu seninle seyahat acentasına gelen kadın mı?
¿ Es la que estaba contigo en esa agencia de turismo?
Öylesine dolaşıyor.
Turismo.
... Şimdiki haberimiz turistler için :
Turismo.