Vahsiler Çeviri İspanyolca
350 parallel translation
Vahsiler mi?
¿ Bárbaros?
Baylar, bu dinsizin buraya gömülmesine izin verirsek mezarı pagan tanrılarına beyazların kafa derilerini sunan bir vahsiler sürüsüne adanmış bir anıt olacaktır.
Señores, si permitimos esta locura de sepultarlo aquí su tumba se convertirá en un monumento conmemorativo a una banda de sucios salvajes quienes sacrifican cabelleras de hombres blancos a sus dioses paganos.
- Gerçek şu ki Hawk kaybolduğunda vahşiler konusunda endişeliydim.
Cuando Hawk desapareció estaba preocupado por los salvajes.
Vahşiler her yerde böyle düşünür.
- Todos los salvajes piensan igual.
Amerika'dan gelen kana susamış vahşiler!
¡ Nos trae a sus indios salvajes de las planicies norteamericanas!
Bu bölgedeki vahşiler yamyamdır.
Los salvajes aquí son caníbales feroces.
Yani vahşiler mi? - Evet. Duydun mu, Marie?
Srta. Held. ¿ Le importa si le digo que no debe usar tantas joyas en sus manos?
Üstelik vahşiler.
Y muy salvajes, por cierto.
Tekmelendik, yüzlerimize tükürüldü... ve vahşiler gibi dağlara sürüldük.
Nos han pateado, escupido... y confinado a las colinas como bestias salvajes.
Özür dilerim dostum. Vahşiler!
Lo siento, amigo. ¡ Qué salvajes!
Vahşiler!
¡ Una salvaje!
Vahşiler uçağı bulduğunda annene zarar vermedikleri için... şükretmeliyiz.
Demos gracias que cuando esos salvajes encontraron el avión... no la molestaran.
Kokuşmuş küçük vahşiler.
Unos repugnantes salvajes.
Fakat aşkını kanıtlamak isteyen... zavallı vahşiler, anca yerlerde sürünür... ve ölürler.
Pero una pobre Bestia, aunque desee probar su amor, sólo puede yacer en la tierra, y morir.
Şu vahşiler bile.
Hasta los salvajes bajo mi custodia.
Pis vahşiler!
- ¡ Asquerosos salvajes!
Çok vahşiler!
¡ Qué salvajes!
Vahşiler gibi dayranıyorsunuz!
Se comportan como salvajes.
Vahşiler! Sizler de öleceksiniz!
¡ Morirán ustedes también!
- Bu vahşiler boyandı mı? - yani?
- ¿ Esos salvajes iban pintados?
Tatlım, vahşiler arasında...
Querida, ¿ de veras que esos salvajes...?
Dünyadaki en iyi ordu vahşiler tarafından yönetiliyor.
El mejor ejército del mundo, aplastado por unos salvajes.
Vahşiler!
¡ Salvajes!
Pis vahşiler.
¡ Malditos salvajes!
Ama vahşiler uçamazlar değilmi?
Pero los salvajes no podrían volar a Venus.
Vahşiler buraya uçamazlar ama,... onlar burada ortaya çıkmış olabilirler.
Los salvajes no pudieron haber volado aquí. ... pero ellos podría haber aparecido en el acto.
- Bir zamanlar bu sadece hayalden ibaretti,... sonra bazı son derece uygar yaratıklar geldi. Ve onlar vahşiler eğitti. ... sonunda ana gezegenle teması kaybettiler.
Supongamos que seres civilizados volaron aquí y permanecieron por alguna razón y perdieron el contacto con su planeta.
Hepsinden önemlisi, bizler vahşiler değiliz, İngiliziz... ve bir İngiliz her şeyden üstündür.
Después de todo no somos salvajes. Somos ingleses. Y los ingleses somos los mejores en todo.
Şerif, göçmenler ve bu vahşiler ile kamp mı kuracaksınız! ?
Comisario, ¿ hará que estos salvajes acampen con los nuevos colonos?
" Kana susamış vahşiler başıboş dolaşıyor.
"¡ Salvajes sanguinarios andan sueltos!"
Bu vahşiler arabaları alınca ne olacak?
Es nuestro trabajo.
O vahşiler bunlara pek iyi bakmamιş anlaşιlan.
Me parece que esos salvajes no les han dado muy bien de comer.
Vahşiler hala ormanda.
Esos salvajes aún están en el bosque.
Vahşiler!
¡ Salvaje!
Vahşiler!
Son delincuentes.
Hani şu kafa derisi yüzen vahşiler.
¿ Esos salvajes que le arrancan el pelo a uno?
Doğru biz at sürerken vahşiler uyuyor olacak...
Sí.
Öyle değil mi? Birkaç yüzyıl önce İspanyollar getirdiğinde öyle olabilirlerdi ama şimdi vahşiler..
Lo era hace 200 años cuando ustedes los españoles los trajeron pero ahora son salvajes.
Güzel Pheobe Ann.. Uzak durun ondan vahşiler....
Apartaos de ella, malditos condenados pieles rojas.
Hayvanlar bu kış çok vahşiler.
Este invierno están muy feroces, las bestias.
Bizimle ilgili bir sürü güzel şey söyledi katiller, vahşiler, yamyamlar gibi.
Ellos dijeron algunas cosas malas sobre nosotros... Los gángsteres, los asesinos, los salvajes...
Çok vahşiler. Neredeyse deli gibi davranıyorlar.
Son demasiado salvajes.
Fırlatın oklarınızı, vahşiler!
¡ Sigan lanzando flechas, salvajes!
- Şeytanlar.. vahşiler... ve Miss Lee yolda bize katıldı nişanlısı onu karşılayacaktı.
Unos demonios, unos demonios. Escoltaba a un oficial de nómina y la señorita Lee iba a reunirse con su prometido. ¡ Bien!
Vahşiler!
¡ Salvaje! ¿ Cómo te llamas?
Yerliler bizden çok farklı olarak dinsiz, bilgiden dürüstlükten, faziletten haklı ile haksız ayırımından yoksun acımasız vahşiler.
Los nativos son salvajes bárbaros, diferentes a nosotros, sin ninguna religión, sin conocimientos, honestidad ni virtudes. No saben lo que es justo e injusto.
Vahşiler!
¡ Son salvajes, esos negros!
Anders vahşiler o kadar saldırgan değil diyor.
Anders dice que los salvajes no son tan agresivos.
Vahşiler çoktan buradan sürülmeliydi.
Los paganos deberían haber sido expulsados hace tiempo.
Kahrolası vahşiler.
¡ Malditos salvajes!
Çok vahşiler.
¡ Son muy violentas!