Var efendim Çeviri İspanyolca
4,395 parallel translation
Sadece küçük bir zarar var efendim.
Sólo heridas leves que informar, señor.
- Çok keskin bir gözünüz var efendim.
Tiene muy buen ojo, señor.
- Çocukta azamet var efendim.
Él tiene grandeza, señor.
Diyorlar ki "en sevdiğiniz yemekler burada var efendim."
" Aquí tenemos tus comidas favoritas,
Çok fazla yaşlı müşteriniz var efendim.
- Tiene muchos clientes viejos.
Yolda büyük bir ağaç var efendim.
Hay un gran árbol en la carretera, señor. ¿ Podemos rodearlo?
Kendi silahlarınıza ihtiyacınız var efendim.
Necesita sus propias armas, Su Magnficencia.
- Efendim, daha fazla altın bulmak için bir planım var.
Señor, tengo un plan para obtener más oro.
Başka birşey var mıydı efendim?
¿ Algo más, señor?
- Başka bir şey var mıydı, efendim?
- ¿ Algo más? - Sí.
Efendim, körfezde sivil bir tekne var...
Señor, aún hay una embarcación civil en el Golfo.
- Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, efendim?
- ¿ Puedo hacer algo más por usted?
Efendim, Bayan Zoya'dan telefon var!
Señor, es Zoya Madam.
Var, efendim.
Sí, señor.
Anlaşıldı efendim, hedefe varış süresi 60 saniye.
Recibido, señor. Acercándose al objetivo en 60 segundos, señor.
Efendim, bir konum saptadık. Tahmini varış süresi 5 dakika.
Señor, tenemos una ubicación ETA 5 minutos
Efendim, cep telefonu yasak. Orada bir işaret var.
Uh, señor, no hay células teléfonos en el hospital hay una señal ahí
Efendim, bir sorunumuz var.
Señor, tenemos un problema
Efendim, size bir telefon var.
Señor, hay una llamada telefónica usted
Efendim, binada birileri var.
Señor, tenemos un bloqueo en el edificio
Affedersiniz efendim, biraz acelemiz var.
Disculpe, es que tenemos bastante prisa.
Şey, aslında yardımınıza ihtiyacımız var, efendim.
Bueno, en realidad necesitamos su ayuda, señor.
Ve efendim, hepsinde siyah peçeli kadın var.
Y señor, una señora que llevaba un negro velo está sentado en todos ellos.
Efendim, sanırım bunun üzerinde saç var.
Señor, parece haber pelaje en el mecanismo.
Efendim, iyi ve kötü haberlerimiz var.
Señor, tenemos buenas y malas noticias.
Efendim... Shelly'nin aksine bizim odamızda çift kişilik yatak var. Alanımız da geniş.
Señor, tenemos una habitación doble, mucho espacio.
Efendim bu işe Donaka'nın karıştığını biliyorum elimde Chi-Tak'in ifadesi var!
Señor, yo sé que Donaka está involucrado. ¡ Tengo el testimonio de Chi-Tak!
Sizi görmek büyük şeref efendim. Beğendiğiniz biri var mı?
Explendido, lo veo, Sr. ¿ Que es lo que le gusta?
Efendim, 95 % oranında larva oluşumu var...
Señor, Rob tiene medido el 95 % de las larvas.
Bir sorunumuz var, efendim.
Señor, tenemos un problema.
Elimizde baş etmemiz gereken bir cinayet var, efendim.
Tenemos un homicidio que resolver, señor.
Barış için umut var mı, efendim?
¿ Hay alguna esperanza para la paz, señor?
Elinizde somut bir şey var mı, efendim?
¿ Tiene algo concreto para seguir adelante, señor?
- Orada aileniz var mı, efendim?
¿ Tiene familia allá, señora?
Bir çok işletmeniz var değil mi efendim?
Tienes un montón de reclamaciones, no es asi? .
Efendim, bir isyan beklentisi var.
S r, hay una expectat el de ar ot,
Efendim, yanımda Teğmen Sue Lawson var. Durumun T-1 olduğunu düşünüyor.
Señora, tengo a la Teniente Sue Lawson aquí conmigo ella está convencida que éste es un T-1
- Efendim, adamın adı Mahmoud,... bombaları var ve doğum günü partisi için eve geliyor.
- Señor, su nombre es Mahmoud, él tiene bombas y está yendo a casa por su cumpleaños.
Olumlu efendim, ama şunu bilmeniz gerek bölgede 12 adet potansiyel düşman var.
Afirmativo, Señor, pero necesito informarle que... que tiene otros 12 hostiles potenciales en el sitio.
Sadece birkac dakikaya ihtiyacim var, efendim.
Solo necesito un momento, señor.
Efendim, saygısızlık etmek istemem.. ... ama düşünmeden edemiyorum, bana söylemediğiniz bir şeyler var.
Señor, con respeto creo que hay algo que usted no me ha dicho.
Efendim, sorun mu var?
¿ Algún problema, señor?
Gerçekten gerek var mı bunlara, efendim?
¿ Es esto realmente necesario, señor?
Efendim, bence olayın fazla parayla bir ilgisi var.
Señor, creo que tiene más que ver con el dinero.
- Efendim baktık o şapkayı satan sadece bir dükkan var ayrıca başka şekilde şapkalar da satıyorlar.
- Señor, lo hicimos y hay una tienda que vende ese sombrero exacto, con la cinta también disponible en ciruela y frambuesa.
Efendim, benim bir teorim daha var.
Señor, tengo otra teoría.
- İstediğiniz bir şey var mı efendim? - Hayır.
- Cualquier cosa foryou señor?
Efendim, sanırım ekipmanlarda bir arıza var.
Señor, creo que el equipo está funcionando mal.
Tamam, efendim, karara varılmıştır.
Ok señor, la decisión se tomó.
Efendim, izin verirseniz. Birkaç başka tasarımım daha var. İlginizi çekebileceğini düşündüğüm bazı tasarımlarım var.
Señor, si me lo permite, tengo unos cuantos otros diseños... tengo algunos diseños que creo que podrían interesarle.
Efendim Floransa'dan havadislerim var.
Su Eminencia, traigo noticias de Florencia.