Efendim Çeviri İspanyolca
174,763 parallel translation
Sadece sizinle efendim.
¿ En el teorema de equipartición?
Siz de buraya benim derslerime zevk için katılmaya mı geldiniz? Hayır, efendim.
¿ Y vino aquí a auditar mis lecciones por diversión?
– Herr Einstein. Tebrikler. – Efendim?
- Señor Einstein, felicidades.
Peki, efendim.
Sà , seà ± ora.
Ama anlamıyorsunuz efendim.
Usted no entiende, señor...
Efendim! Bunu hiç beklemiyordum.
- Señor esto es muy inesperado.
Efendim, tasarımımı sahiplenmekle kalmadı. Bana mektup yazarak malzeme istedi.
Señor, no solo se apropió de mi diseño, me escribió pidiendo suministros.
Telafi edeceğim efendim.
Se lo compensaré, señor.
Bir başvuruyu değerlendiriyorum efendim.
Estoy evaluando una solicitud, señor.
Yarına kadar bekleyebilir mi efendim?
¿ Puede ser hasta mañana, señor?
Efendim, lütfen, bana sadece beş dakika verin.
Señor, por favor, deme cinco minutos.
– Okuyun efendim.
- Léalo, señor.
Bir nikel-çinko pil için büyüleyici bir başvuru üstünde çalışmaya başlamak üzereyim efendim.
Estoy a punto de comenzar a trabajar en una solicitud fascinante para una, una batería de níquel-zinc.
Herr Profesör, Einstein moleküllerin varlığını kanıtlamış efendim.
Señor profesor, Einstein acaba de probar la existencia de moléculas, señor.
- Tanrım, çok teşekkürler efendim.
La acabo de recibir.
– Efendim?
- ¿ Disculpe?
Asma kat, efendim.
Mezanine, señor.
Efendim, sizi ön sırada görünce bana bir ilham geldi.
Cuando lo vi en la fila del frente, señor, yo, yo... tuve una inspiración.
Siz gerçek bir beyefendi değilsiniz, efendim.
Usted no es un caballero genuino, señor.
Yardımcı olabileceğimiz başka bir şey var mı efendim?
¿ Hay algo más en lo que desee nuestra ayuda, señor?
İşte efendim, gördünüz mü?
Ahí, señor, ¿ lo ve?
Hayal kırıklığına uğramakta haklısınız efendim.
Tiene toda la razón al estar decepcionado, señor.
- Efendim müsaade var mı?
- Señor, ¿ puedo?
Featherstone, efendim.
Featherstone, señor.
Elbette efendim.
Por supuesto, señor.
"Hayır, evet demektir" meselesi mi efendim?
¿ Uno de esos "no significa que sí", señor? - Exacto.
Teşekkür ederim efendim.
Gracias, señor.
Emredersiniz efendim. Artık sizin için çalışıyorum.
Ahora trabajo para usted.
B.R.A.D. yolda efendim.
B.R.A.D. está de camino, señor.
Merhaba efendim.
Hola, señor.
Emredersiniz efendim. Sebebini sorabilir miyim?
Sí, señor. ¿ Puedo preguntar por qué?
Oldu bilin efendim.
Considérelo hecho, señor.
Şimdi, eğer kusuruma bakmazsanız, efendim, gerçek meseleleri ele alacağım bir toplantım var.
Ahora, si me excusa, señor, tengo una reunión importante.
Evet, efendim, ben, uh...
Estoy afuera ahora.
Hayır, efendim.
No, señor, a Rusia.
Kafadan kurşun yememek efendim.
Sobrevivir a una bala en la cabeza, señor.
Hemen arkam efendim.
Detrás de mí, señor.
Arkanızdayız efendim.
Todas lo apoyamos, señor.
- Peki efendim.
- Sí, señor.
- Affedersiniz efendim.
- Perdón, señor.
Peki efendim.
Sí, señor.
Yok efendim, o nasıl acemice davranmış, yok efendim, o nasıl hortumlamış, dinlemek istemiyorum.
Ya no quiero oír más sobre cómo él se precipitó o cómo a ella le gusta luchar contra la delincuencia.
İlaçlarına ihtiyacı var. - Hayır. Hayır efendim!
Necesita su medicación.
Peki efendim.
Sí, señora.
Bayley, efendim.
Bayley, señor.
- Efendim, çok özür dilerim.
- Señor... lo lamento mucho.
Efendim, Piper Elizabeth Chapman?
¿ Sí, Piper Elizabeth Chapman?
Teşekkür ederim ama efendim...
Gracias, pero señor.
- Efendim.
- Sí.
Emredersiniz efendim.
Sí, señor.
Efendim.
Señora.
efendimiz 532
efendi 334
efendiler 36
efendi bruce 51
efendi yabu 29
efendi toranaga 70
efendi richie 17
efendi wang 37
efendi wong 91
efendi phillipe 18
efendi 334
efendiler 36
efendi bruce 51
efendi yabu 29
efendi toranaga 70
efendi richie 17
efendi wang 37
efendi wong 91
efendi phillipe 18