Verem Çeviri İspanyolca
191 parallel translation
Vücuda hızla yayılan bir tür verem yüzünden ıstırap çekiyordu ve bir yıldan daha fazla dayanacak durumda değildi.
Había contraído tuberculosis de la peor clase y sólo había podido resistir por un año.
Şey, Doktor kocam verem hastası.
Bueno, Doctor... mi marido es tuberculoso.
Hızlı yaşayışın verem olma riskini ciddi anlamda artırıyor.
Los hombres que Llevan una vida como la tuya, cogen fácilmente tuberculosis.
Verem adamı sinsice yakalar.
La tuberculosis puede contagiarla cualquiera.
5 verem hastası olan bir doktor köşeyi dönmüş demektir.
Cinco pacientes tuberculosos y un médico puede retirarse.
Bak bakalım, verem miyim, değil miyim?
Necesito saber si estoy enfermo de tuberculosis.
Gel gelelim içindeki verem mikrobu beni ilgilendirir.
Pero, Ia bacteria de Ia tuberculosis que Lleva dentro si es asunto mío.
Ancak verem ; eski ve sinsi bir hastalıktır.
Pero la tuberculosis es una difícil y vieja enfermedad.
- Evet, verem vakası.
Un caso de tuberculosis.
Doktor akılcı biçimde yaklaşırsan, verem hiç sorun değil.
Doctor, La fuerza de voluntad puede curar la tuberculosis, ¿ verdad?
Sadece verem olarak görme.
No solamente la tuberculosis.
Bu şekilde dolaşmaya devam edersen verem olacaksın.
No deberías andar así. Te dará tisis.
O da verem oldu ve sanatoryumdaydı.
También tiene tuberculosis y la han ingresado en el sanatorio de Kiyoshi.
Verem 3 günde tedavi edilir miymiş?
¿ Curado en tres días?
Bunu uzun zaman önce yapabilirdim ama verem mikrobuna hasret değilim.
Podría haberlo hecho hace tiempo, pero no me apetece contagiarme con tu tuberculosis.
Başka sorunları da vardı. Kanser, verem, lepra ve biraz da grip vardı. Hemen ameliyat etmeye karar verdim.
Tenía cáncer, tuberculosis, lepra y un poco de gripe.
Gündüzleri de hemen karşıdaki Ulusal Verem Vakfı'nda çalışıyorum.
de día trabajo... en el Comité Nacional de Defensa contra la tuberculosis, allí enfrente.
Merhaba hırıltılı verem, bana grip bulaştırma.
Hola tísico, no me des la mano. No me quiero contagiar la gripe.
Her mevsim üç defa Tatar yağmalıyor. Daha sonrasında açlık ya da verem vuruyor. Ama onlar hala, çalışıyorlar, çalışıyorlar.
Irrumpen los tártaros 3 veces en otoño, padece hambre o le ronda la peste, pero él sigue trabajando, carga con su cruz, resignado.
Umarım kolera, kuduz ya da verem olursun da tahtalıköyü boylarsın!
¡ Ojalà termines enterrado con cólera, rabia y la plaga!
Teşhisim veba, verem, yaşlılık ve umut yok.
Mi diagnóstico es plaga, tuberculosis, edad y falta de esperanza.
Verem oldun ve işinden ayrılmak zorunda kaldın.
Has tenido tuberculosis y te han echado del trabajo.
Kara Ölüm, tifüs, kolera verem, hıyarcıklı veba.
1348, peste negra, tifus, cólera, tisis, peste bubónica...
Katerina İvanovna verem hastası.
Catalina Ivánovna padece de tisis y pronto morirá.
Toplama kampında verem hastalığına yakalanmıştım.
¡ Pero no fue "por" esos contactos que recibí dinero! ¡ Fue para el tratamiento de mis pulmones!
Son 25 yıldır şeker hastası. Verem, katarakt geçirdi. Yarım düzine muhtelif tümörü, ülseri, safra taşı ve dizinde su oldu.
En los veinticinco últimos años ha sufrido diabetes, tuberculosis cataratas, media docena de tumores, úlceras cálculos biliares y derrame de rodilla de todo lo cual le curaron los médicos de Stuyvesant.
Verem, sana söylüyorum.
- Es la consunción.
Verem var.
- Es la consunción.
- Verem.
- Está consumiéndose.
Verem bugünlerde Kristiania'da çok yaygın özellikle fakir insanlarda ve kalabalık bölgelerde.
La tuberculosis es una enfermedad extendida en Cristianía hoy día... sobre todo entre los pobres... y en las áreas atestadas.
Ben bir Verem Derneği olan "Tüberkilaz" ın başkanıyım.
Soy de la Asociación de Tuberculosis. - Estamos haciendo una campaña...
Verem olmuş gibi görünüyor.
Parece que ha estado bebiendo.
Bunu yapmana izin verem- -
No puedo dejar Que hagas esto
Verem.
Tuberculoso.
Onu verem sanatoryumuna gitmeye ikna edersen... ve ödeyecek para da bulursa, beni ararsın.
Si puedes convencerle de ir a una clínica de tuberculosis, y si consigue el dinero para pagarla, llámame.
Red dayım verem oldu.
Es tío Red. Tuberculosis.
Verem mi?
¿ Tuberculosis?
Biliyorsun, Maxwell bir doktor. Kadınlarsa verem koğuşundan. Ve ona minnettarlıklarını gösteriyorlar.
Pues, Maxwell es médico y estas pobres mujeres... del pabellón tuberculoso le están agradecidas.
Evet, verem hastalığı üç haftada aldı onu.
Sí, una neumonía se la llevó en tres semanas.
Hayır, verem hastası olduğunu ve sanatoryumda yattığını söyle dedim.
Te dije que dijeras que estuviste en un sanatorio con tuberculosis.
verem, çok korkunç bir şey.
Tuberculosis, una enfermedad terrible.
- Vishkower, verem olduğunu söyledi de...
- Vishkower dijo tuberculosis.
Verem miydi?
¿ De tisis?
Verem var bende.
- Tengo tuberculosis.
Verem oldum işte.
Gano tuberculosis.
Sonra dizidekiler bende verem olduğunu söyleyerek, canlandırdığım karakteri bir sanatoryuma yolladılar.
La serie dijo que yo tenía tuberculosis y mandó a mi personaje a un sanatorio en Tierra del Fuego.
Bu lânetli nehir havası yüzünden verem gelişti.
Desarrollé una enfermedad por culpa del maldito aire del río.
Verem mi?
¿ Lupus?
- Verem mi?
- No digas tonterías.
Ölüm sebebi ; verem.
Por tuberculosis.
- Verem mi?
- ¿ Tuberculoso?