Vermiş Çeviri İspanyolca
9,752 parallel translation
Serena, Antoine'a tefeciye olan borcunu kapaması için para vermiş.
Serena le dio dinero a Antoine para pagarle al prestamista.
- Sence vermiş olabilir mi?
- ¿ Es posible?
Öncesinde Afganistan'da hizmet vermiş.
Sirvió en Afganistán antes de eso.
Ona para vermiş olsan bile, bir izi olurdu, otel rezervasyonu uçak bileti falan.
Incluso si lo hizo dar su dinero, todavía habría un rastro, un recibo de hotel, un billete de avión, algo.
Eğer bunu elimize yüzümüze bulaştırmazsak, kulüp açıldığından bu yana en büyük partiyi vermiş olacağız.
Si lo hacemos bien, tendremos el mayor beneficio desde que iniciamos.
Ön rölelerden biri hasar aldığı için güç kaynağı bir çok sisteme hasar vermiş.
Uno de los relés delanteros también ha sufrido un golpe, causando una subida de tensión que ha dañado múltiples sistemas.
Yardım etmen. Evet, o zaman aleyhte oy vermiş olmam iki yüzlülük olur.
Sí, verás, creo que eso sería hipócrita dada la forma en que voté y todo eso.
Belli ki düşman, saldırılarına ara vermiş.
El enemigo parece haberse detenido.
Sanırım söz vermiş ama sonra olmamış.
Ella... se comprometió y luego les falló.
Ripon'da bir numara vermiş.
Luego hay un número de Ripon.
Bunun doğru olmasını çok isterdim. Fakat korkarım o kararını vermiş.
Cómo me gustaría que fuera cierto, pero, me temo, sigue en sus trece.
Sikimde olan tek şey geçen üç hafta için bize 12 bin dolar ödeyeceğine dair söz vermiş olman.
Todo lo que importa es que usted tiene el 12 grand ¿ Ha estado prometiendo a nosotros pagar por las últimas tres semanas.
Julian karşılık vermiş gibi görünüyor.
Parece que Julian se defendió.
Steve Jobs arkadaşlarına bedava iPhone vermiş miydi?
Steve Jobs dio iPhones libre para sus amigos?
Tek bildiğim merkezden biri emri vermiş.
Solo sé que alguien de la estación dio la información.
Peki öyleyse, bu kararı kim vermiş?
Bueno, ¿ de quién fue la decisión?
- Henüz bir isim vermiş değiliz. Kongre olarak Gizli Servisler'e tahsis edilen parayı şüpheli buluyoruz.
Aún no le pusimos nombre porque el Congreso es receloso de asignar dinero a los Servicios Secretos.
Senin hakkında hissettikleri göz önüne alındığında, sence sana son kalan 25 binliğini vermiş olabilir mi?
Dada la manera en que se siente sobre ti, crees que te daría sus últimos 25 grandes?
İzin vermiş olmalısın.
Has debido dejarle escapar.
ve çoğu şey 5 yılda değişi vermiş.
Y han cambiado un montón de cosas en cinco años.
Eve zarar vermiş mi?
¿ Ha causado algún daño?
Bana zarar vermiş olabilir ya da bir ihtimal ben onu öldürdüm.
Creo que él podría haberme herido o quizá me asesinó.
Düşünüyorum da, baban sana yani büyürken çok sevgi vermiş.
Así que pienso que como tu padre... te dio... ya sabes... tanto amor cuando crecías.
Çok riskli olduğuna karar vermiş falan.
Ha decidido que es muy peligroso o algo así.
Elimize yeni geçti.Werner Heisenberg bunu Niels Bohr'a vermiş.
Es correcto. Acabamos de recibirlo. Werner Heisenberg se lo dio a Niels Bohr.
Okul size bilgisayar vermiş.
Estas computarizado. Ahora, eso es genial.
- Müzakereler için ara vermiş durumdayız.
Estamos en receso para las deliberaciones.
Binbaşı, Eastin'e şehirde onu rahat bırakması için emir vermiş.
El mayor ordenó a Eastin dejarle solo en la ciudad.
Bu sentetikler fiziksel olarak diğerleriyle aynı ama Elster onlara bilinç vermiş.
Estos sintéticos físicamente no son diferente a cualquier otro, y sin embargo, Elster les dio conciencia.
Yanlış vakitte vermiş olabilirim.
Puede que mi momento elegido para ello tal vez sea sospechoso.
Bize ilaç mı vermiş?
¿ Nos ha drogado?
Ne zarar vermiş olabiliriz?
¿ Qué daño hemos hecho?
Tıpkı hiç kimsenin Justin'e duruş şeklinin mola vermiş bir dansçı gibi olduğunu söyleyememesi gibi.
Así como nadie le dijo a Justin que se para como un bailarín en receso.
Birkaç hafta kendine izin vermiş yani artık Doktor Litchfield var.
No va a trabajar un par de semanas. Ahora trabajaremos con el Dr. Litchfield.
Tüm hastalarına günlük tutma tavsiyesi vermiş.
Aconsejaba a sus pacientes llevar un diario.
Ayaklarının üstüne durabilmen, çocuklarınla olabilmen için bir şans vermiş olur.
Te dará la oportunidad de recuperarte, estar con los niños.
Ona da işleri yoluna koymak için bir fırsat vermiş olursun.
También le daría una oportunidad para cambiar las cosas.
Son on yıldır, iki kere aynı herif yardıma gitmiş ona iş vermiş, yatacak yer vermiş.
En los últimos diez años por dos veces el mismo tipo le echó una mano, le garantizó trabajo y un sitio donde dormir.
Ne dedin anlamadım ama kredi kartlarını birine vermiş olmalı.
No sé qué acabas de decir... pero debe haberle dado a alguien sus tarjetas.
Ama eğer onu ararsam sekreterine, böyle diyeceksin diye talimat vermiş olabilir.
Aunque esas podrían ser sus instrucciones si alguien llamara, así que...
Tamam o zaman, çantayı birine vermiş olabilir "Devlet Düşmanı" filminde olduğu gibi çanta değiş tokuşu olabilir.
Entonces es posible que se lo pasara a otra persona... dentro de una bolsa, como en "Enemigos del Estado".
Asla vermiş olamayız.
De ninguna manera.
Bu sadece deneylerde iyi sonuç vermiş ve kesinlikle tehlikeli bir şey özellikle Bruce'un durumdan olan birisi için ; senin için de tabii.
Esto es efectivamente experimental y definitivamente imprudente, especialmente para alguien en la condición de Bruce y para ti.
- Kararını vermiş gibisin.
Suena como que tu decisión está tomada.
Bir müşterim sipariş vermiş. Öğleden sonra Beverly Hills'de üçlü yapmak istiyor. Normal fiyatın iki buçuk katı teklif etti.
Tengo un cliente que ha reservado un trío esta tarde en Beverly Hills, y va a pagar dos veces y media la tarifa normal.
Asistanın kendisine ait olmadığı halde sana bir şey vermiş.
Su asistente de investigación le entregó algo - que a ella no le correspondía entregar.
Eğer paramızı geleceğe yatırmazsak, biz de pekala yolun ortasına yatıp yazlıkçıların üzerimizden geçmesine izin vermiş oluruz sadece.
Si no invertimos nuestro dinero en el futuro, puede que nos quedemos en medio de la carretera y dejar que las personas que vienen en verano nos pasen por encima.
Kardeşi ona karaciğerinin bir kısmını vermiş.
Su hermano le dio una parte de su hígado.
Eve gittiginde, ara vermis olurdun, simdi internet sagolsun ki, bir zorba 7 / 24 anonim olarak saldirabilir.
Cuando te ibas a casa, podrías tomarte un respiro, pero... ahora gracias a Internet, un acosador puede atacar anónimamente las 24 horas del día.
- Bu delilik biliyorum ama okul kayıtlarını kontrol edeceğim bir köpeğe diploma vermiş miyiz diye. - Benim pantolonumu giyiyor.
Esta usando mis pantalones.
Bunlar sana iyi fikir vermiş oldu.
Ya sé que tocaron tu timbre.