English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ V ] / Villette

Villette Çeviri İspanyolca

95 parallel translation
Çok yakında. La Villette'deki o doklar hiç kolay değildir.
Estamos cerca de la Villette.
Dün gece La Villette'den ayrılmaya nasıl karar verdiysem öyle verdim.
Me da igual. Ayer no te consulté.
Porte de Pantin'deki, La Villette pazarı.
"Porte de Pantin", el mercado "La Villette".
Andre Brunier, Villet'teki en iyi baltacılardan birisi.
Andre Brunier, uno de los mejores utilizando el mazo en "La Villette"
Ne içinde kaldıkları hapishanenin kapısının kapanışını ne de yarının kurbanlarını bir araya getirmek için akşamüstü kırlara doğru yola çıkacak Paris-Villette trenini duyacaklar.
No escucharán el cierre de las puertas de su prisión, ni el tren de Villette a París, que parte después del anochecer para recoger a las siguientes víctimas.
Bay Villette'i öldürdüm.
He matado al Sr. Villette.
Villette, avukat.
Villette, el abogado.
Villette zengindi..... ama artık parayı alamam.
Villette era rico. Pero ahora no puedo quedármelo.
Bay Villette'in bahçesine bakma günüm değil mi?
¿ No es cuando atiendo el jardín del Sr. Villette?
Her çarşamba Bay Villette'in bahçesinde çalışırım.
Siempre trabajo en el jardín del Sr. Villette los miércoles.
Çarşambaları Bay Villette'in bahçesinde çalışır.
Los miércoles atiende el jardín del Sr. Villette.
Mösyö Villette öldürülmüş.
Asesinaron a Monsieur Villette.
Villette'le mi?
¿ Con Villette?
Peder Bey'in Villette'le randevusu varmış.
El padre dice que tenía una cita con Villette.
Villett'le randevunuz mu vardı?
- ¿ Tenía una cita con Villette?
Villette'le randevu nedeninizi öğrenmek isteyebiliriz.
Quizá queramos saber de qué se trataba su cita.
Çarşambaları Bay Villette'in bahçesinde çalışırım.
Los miércoles trabajo en su jardín.
- Villette öldürüldü.
- Asesinaron a Villette.
Bay Villette'in bahçesi yeşerdi mi?
¿ El jardín del Sr. Villette está medrando?
Bay Villette öldü, peder.
El Sr. Villette está muerto.
Peder, bu sabah Villette'in evine neden geldiniz?
Padre, ¿ por qué fue a casa de Villette esta mañana?
Dün gece Villette'in evinin önünden geçmişsiniz.
Su madre dijo que pasaron por la casa Villette anoche.
Villette'in evinden çıkan birini.
Vimos a alguien salir de la casa Villette.
Valentine Sokağı'ndan eve giderken Mösyö Villette'in evini geçtik.
De camino a casa por la Rue Valentine pasamos por la casa de Monsieur Villette.
Villette cinayeti davasında da gerçeklere ulaşmak çok güç.
Este asesinato de Villette es todo subestimación de la realidad hasta ahora.
- Villette'i tanır mıydınız?
- ¿ Usted conocía a Villette?
Şu Villette'i tanıyan yok gibi.
Nadie parece haber conocido a Villette.
Tek söyleyebileceğim, ziyaretimin Villette'in ölümüyle ilgisi yok.
Sólo puedo decirle que mi visita no tenía que ver con su muerte.
Villette'in evinin önünde gördüğünüz bayanı merak ediyordum.
Me preguntaba sobre la Sra en la casa de Villette.
Müfettiş, Villette'le randevum..... sizin için önemli olamaz.
Inspector, la cita que tenía con Villette no podría importarle.
Villette'in evinin önünde gördüğünüz bayan...
Esa señora con quien se encontró afuera de la casa...
Cinayet saatinde Villette'in evinden çıkan bir papaz görülmüş.
Se vio a un cura dejar la casa de Villette esa noche.
Ertesi sabah Villette'in evinin önünde bir papaz gördüm.
Vi a un cura allí al día siguiente.
- Villette cinayeti mi? - Evet.
- ¿ Se trata del asesinato de Villette?
Bir papaz Villette'in evinden ayrılırken görülmüş.
Pero vieron a un cura dejar la casa de Villette.
Geçen sabah Villette'in evinin önünde konuşurken görmüşler.
Nos vieron hablando afuera de la casa de Villette.
Michael'ın Villette'i öldürmüş olamayacağını da açıklayacağım.
También explicaré que Michael no pudo haber matado a Villette.
Villette cinayeti sabahında da Peder Logan'la konuştunuz.
También se encontró con él la mañana después del asesinato de Villette.
Villette'in evinin önünde buluşup konuştunuz.
Hablaron en frente de la casa de Villette.
Mösyö Villette'le randevum vardı.
Yo tenía una cita con Villette.
- Elbette, Mösyö Villette'le..... randevunuz olduğunu bilmiyordu. - Evet.
- Sí.
Ertesi sabah 9 : 30'da Mösyö Villette'i göreceğimi söylemiştim.
Le dije que me encontraría con Villette la mañana siguiente.
Mösyö Villette'in öldürüldüğü gece Peder Logan'la randevunuz mu vardı?
¿ Tuvo una cita con el Padre Logan la noche que asesinaron a Villette?
Evet. Size söylemeye geldim..... Peder Logan'ın, Villette'in ölümüyle ilgisi olamaz.
Sí, y vine para decirle que el Padre no pudo haber estado involucrado en la muerte de Villette.
Fakat, mümkünse..... Mösyö Villette'le randevu nedeninizi öğrenmek isterim.
Pero debo saber la razón por su cita con Monsieur Villette.
Mösyö Villette bana şantaj yapıyordu.
Monsieur Villette me chantajeaba.
Eşiniz Villette'in evinin önünde Peder Logan'la görüldü.
Se la vio fuera de la casa con el Padre.
Villette öldürüldüğü gece gerçekleşen bir buluşmadan söz etti.
Nos contó de una cita con el Padre la noche que asesinaron a Villette.
Evet..... Villette'i ilk kez düğünümde gördüm.
Fue en mi boda que vi a Villette por primera vez.
Villette'ti.
Era Villette.
Michael papazlık rütbesini alana kadar Villette'i de görmedim.
Ni volví a ver a Villette, hasta el día que Michael fue ordenado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]