Vücutlarımız Çeviri İspanyolca
301 parallel translation
Vücutlarımız toprak, düşüncelerimiz çamur bizim, ve ölümle yatıp ölümle kalkarız.
Nuestros cuerpos son tierra, nuestros pensamientos son lodo... dormimos y comemos con la muerte.
Yüzlerimiz 45 gösteriyor, vücutlarımız ise 18 yaşında.
Aparentamos 45 en la cara y 18 en el cuerpo.
Boğulmuş vücutlarımızı açıp, nefes almalarını sağlamalıyız.
Desenmascarar nuestros cuerpos sofocados y dejarlos respirar.
Vücutlarımız o kadar beyaz değil ama güçlü.
Nuestros cuerpos no son tan blancos, pero son fuertes.
Belki de yaşam gücü, ruhlarımız vücutlarımızı terkedince, Tanrının evrenine geri dönüyoruz, hayatın bir parçası olmanın güvenli olduğu yere.
Cuando nuestras vidas abandonen nuestros cuerpos, volveremos al universo con la certeza de volver a formar parte de la vida.
Vücutlarımız hayal bile edemeyeceğimiz durumlara uyum sağlamaya elverişli.
Nuestro cuerpo es una mecánica que apenas podemos soñar
Vücutlarımızı da o paraya satıyoruz.
Pues nosotras también. ¡ Tenemos el mismo precio!
Vücutlarımızın bedelinin et ile aynı olması çılgınca bir şey.
¡ La carne humana está al mismo precio que la comida!
Bir arada yatalım. Vücutlarımız bizi sıcak tutacak. Aynı Eskimolar gibi.
Nuestros cuerpos nos mantendrán calientes, como los esquimales.
Vücutlarımız arasındaki sorunlardan oluşmuş bir boşluk ve bunu bünyesinde barındıran kutsal ruh olarak adlandırılan şey.
El salto entre nuestro cuerpo, que es materia, y el hecho que realiza, el alma inmortal.
- Vücutlarımızı çalmak için mi?
¿ Para robarnos el cuerpo?
Vücutlarımız, Sargon. Ne amaçla?
¿ Para qué quiere nuestros cuerpos, Sargon?
Sonra da mekanik vücutlar yapıp, aklınızı onlara nakletmeyi ve vücutlarımızı geri vermeyi mi düşünüyorsunuz?
Entonces planea construir cuerpos mecánicos pasar a ellos sus mentes y luego regresarnos nuestros cuerpos.
Vücutlarımız kesilmiş ve yara iziyle dolu, sanki savaştan çıkmış gibi kan kaybı ve sürekli acı yaşama gücümüzü tüketmeye başladı.
Nuestros cuerpos cortados y llenos de cicatrices, como si hubiéramos intervenido en una batalla, la pérdida de sangre y el dolor constante comenzaron a mermar nuestra vitalidad.
Küçük bir duş alanı kuracağız ki küçük sevimli vücutlarımızı yıkayabilelim. Değil mi Barbara?
Crearemos una pequeña zona de duchas... para poder lavar nuestros cuerpecitos, ¿ eh, Barbara?
On yaşında birbirimize vücutlarımızı gösterirdik.
Nos desnudamos juntos cuando teníamos 10 años.
Vücutlarımız kendinden geçmiş halde. On beş renk, hepsi de en güzel renkler. Düşün ki elele tutuşmuşuz bir bütün olmuşuz.
Vemos los colores más bellos imaginables.
Göğüslerimiz doldu. Kollarımız serbest kaldı ve vücutlarımız serbest oldu ve şimdi biz güzeliz. Şimdi biz güzeliz ve şimdi biz tek vücut olduk.
Y nos damos la mano porque estamos unidas, y nuestros pechos se llenan y nuestros brazos se liberan, y nuestros cuerpos se hacen libres.
Göğsümüz dolu. Vücutlarımız ılık. Müzik dinliyoruz.
Nuestros pechos están llenos, nuestros cuerpos, calientes.
O zamn vücutlarımızın efendisi olacağız.
Entonces tendremos control de nuestro cuerpo.
Vücutlarımız birbiri içinde erimiş, kan kırmızı bir havuzda yıkanıyor gibiyiz.
Me he fundido contigo.
Vücutlarımız hep karşı koyardı.
- Nuestros cuerpos siempre lo rechazaron.
Düşünün, kendi yuvalarımızda yaşarken, kuru, sıcak ve yumuşak vücutlarımız vardı.
Recuerden cuando vivíamos en nuestras proprias cuevas. Secas, suaves... e con los cuerpos calientes.
Bu oyunu sürdürdük ta ki vücutlarımız bir diğerini keşfetmeye başlayana dek vücutlarımızı karşılıklı yoklamış, yoklamıştık, hatırlıyor musun?
Ese juego nos llevó un tiempo... hasta que nuestros cuerpos empezaron a buscar uno al otro, nos abrazamos... ¿ te acuerdas?
Japonya'da Anjin-san, vücutlarımızdan utanmayız.
En el Japón, Anjin-san, no nos avergonzamos de nuestros cuerpos.
Ve vücutlarımızın değerinin bu kadar düşük olduğunu görmek sıkıntı vericidir.
Es deprimente saber que estamos tan mal cotizados.
Ve çok büyük miktarlarda bilgiyi vücutlarımızın dışında depolamayı öğrendik.
Entonces aprendimos a acumular cantidades enormes de información fuera de nuestros cuerpos.
Dünya'da, vücutlarımızı zevk için kullanırız.
No me interesa. En la Tierra nos usamos unos a otros para darnos placer.
Birlikte olduğumuz eğlencenin zirvesinde olduğumuz, en romantik aktivitelerimizde, aşkımızın vücutlarımızdaki fiziksel izdüşümü anında, ve Bundy'ler de her ne yapıyorsa... kişisel mahremiyetimiz ihlal edildi.
Durante el curso de nuestra sana felicidad, Nuestra romantica actividad, La reafirmacion del amor que compartimos,
Değer verdiğimiz şeyler, sevdiklerimiz, dostlarımız, vücutlarımız, zekamız, hepsi bize ödünç verilmiştir.
Todo lo que guardamos, nuestros seres queridos, nuestros amigos, nuestro cuerpo nuestra mente se nos ha sido prestado.
Sonsuz yaşam için dirilişe inanıyor ve umut ediyorum... Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla... yol göster yüce kardeşliğimize... ve vücutlarımızı toprağa teslim ettik.
Ciertos de la resurrección para la vida eterna... a través de nuestro Señor... encomendamos a Dios todopoderoso las almas de nuestros hermanos... y encomendamos sus cuerpos a la tierra.
Vücutlarımız ruhlarımıza nakil olacak ve Tanrı'yla buluşmak için bulutların arasından çağrılacağız.
Nuestros cuerpos serán transformados en espíritu... y se nos convocará a las nubes para conocer a Dios.
Vücutlarımızın kutsallığı bozuldu, değiştirildi.
Nuestros cuerpos han sido violados, cambiados.
Çünkü vücutlarımız sadece Tanrı Kelamını duyabilsin diye, kilise tarafından sağırlaştırıIdık.
Porque estamos demasiado ensordecidos por la atracción carnal para escuchar la palabra de Dios.
kısa zamanda onları uzaklaştıramazsak, vücutlarımız hücresel bağlarını kaybetmeye başlayacak.
Si no se eliminan pronto, nuestros cuerpos perderán su cohesión celular.
Bu yemek için teşekkürler lütfen yediklerimizi ve hizmetindeki vücutlarımızı kutsa.
Bendice estos alimentos. Para que nutran nuestros cuerpos Y para que nuestros cuerpos esten a tu servicio.
Binalar, ağaçlar, hatta vücutlarımız.
Los edificios, los árboles e incluso nuestros cuerpos.
Haklısın. İşi bıraksak ya da emekli olsak bile, geliştirilmiş beyinlerimizi ve cyborg vücutlarımızı geri vermek zorundayız.
Cierto. si renunciamos o nos retiramos tenemos que dar nuestros cerebros mejorados y cuerpos cyberneticos
Vücutlarımız bu şekilde çalışmadığı için şanslıyız.
Afortunadamente, nuestros cuerpos no funcionan así.
Vücutlarımız ve Ruhlarımız Güzel kitaptır.
Nuestros Cuerpos, Nuestras Vidas? . Un buen libro.
Peki Dick, görevimiz bitip, bu dünyadan ayrıldığımızda bizim vücutlarımız da mı böyle olacak?
Pero cuando termine la misión y nos vayamos del planeta... ¿ nuestros cuerpos terminarán así? ¡ Por supuesto!
Vücutlarımızın "his" ürettiklerini biliyor muydunuz?
¿ Sabías que nuestros cuerpos... pueden producir sentimintos?
Vücutlarımız, aramızdan hiç ışık sızmayacak şekilde sürekli bir temas içinde olmalı.
Nuestros cuerpos deben estar en contínuo contacto, No dejando pasar ni una astilla de la luz del día entre nosotros.
Hepimizin içinde bulunan,... insan ruhunun gölgelerinde saklanıp ortaya çıkmayı bekleyen,... ve vücutlarımızı hırpalayan bir canavar gibi kötü bir şey mi bu?
¿ Es este demonio uno que nace en todos nosotros, agazapado en la sombra de cada alma humana esperando emerger? Viola nuestros cuerpos y distorsiona nuestra voluntad para obedecer sus deseos.
YaşIı olanlarımız tökezlediğinde... gençlerimiz bayrağı devralacak ve vücutları harap olana dek taşıyacaklar.
Cuando los mayores entre nosotros vacilen La juventud se pondrá firme y se mantendrá hasta que sus cuerpos se corrompan.
Ölümlü vücutlarımızın çürümesi.
Lo perecedero de nuestros cuerpos.
Bu gece yatağınızın yanında duracağım. Hiçbir söz, hiçbir öpücük ve vücutlarınızın hiçbir hareketi..... benden esirgenmeyecek.
Hoy, me quedaré junto a su cama, y seré testigo de sus palabras, besos, y abrazos.
Öbür kadınların vücutları bizim oyuncağımız olur.
Los cuerpos de otras mujeres serán nuestros juguetes.
Heavy Metal müziği hassas çocuklarımızın bekleyen kulaklarına... kafirce mesajını duyuruyor. Filmler şiddet ve kan dolu, ve vücutlar, çıplak vücutlar, birlikte kıvranıp, zinayı övüyorlar.
La música heavy metal lleva... su mensaje profano a nuestros sensibles niños, las películas están llenas de violencia, sangre... y cuerpos desnudos que incitan a la fornicación.
Adamlarımın vücutlarını kullanarak bizim sempatimizi kazanacağınızı mı düşündünüz?
¿ Creían que suplantándolos se ganarían nuestra simpatía?
Aldığımız raporlar kabataslak olsalar da insanların mutasyona uğrayarak değiştiklerini vücutlarının şişip çarpıklaştığını bildiriyor.
Tenemos información fiable... de gente que se transforma en bestias, deformándose y distorsionándose, cambiando de alguna manera.