Ya bağlı Çeviri İspanyolca
1,483 parallel translation
Ben Ricky Verona'ya bağlı değilim.
- Esta bien. No estoy afiliado a Ricky Verona.
Polonya'daki komünist kardeşlerimiz Sovyet ideallerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Nuestros camaradas comunistas de Polonia siguen fieles a los ideales soviéticos.
Rusya'ya bağlı bir yer.
Es parte de Rusia.
Zamanlayıcıya bağlı.
Tiene un temporizador.
Bu gücü kullanabilirsek, bir daha asla Orta Doğu'ya bağlı olmamız gerekmez.
Si podemos aprovecharlo, no dependeremos de Oriente Medio.
Bu Başsavcı'ya bağlı.
Eso dependerá del Procurador General.
Bulduğumuz kıl ve olayın gerçekleştiği zaman aralığı, onu Russo'ya bağlıyor.
El pelo le situa con Russo, y estaba a la hora del crimen.
Başsavcıya bağlı... bir tane T-1 hattı var, diğer iki hat ise atanmış kanallar tarafından kullanılıyor.
Tengo una conexión T-1 con el Procurador General y otras dos líneas seguras en canales dedicados.
Bütün ekonomik göstergeler barış süreci esnasında Oslo'ya bağlı olarak daha da kötüleşti.
Todos los indicadores económicos cayeron durante Oslo, durante el proceso de paz.
Global Dinamik D.Ar.P.A.'ya bağlıdır ve bilgi paylaşmak onları biraz delirtir.
Dinámica Global está bajo la jurisdicción de D.A.R.P.A. y enloquecen un poco cuando se trata de compartir información.
Yarın, hep birlikte kahvaltı yapıyor, işi tatlıya bağlıyoruz.
Mañana desayunaremos y repararemos los daños.
Yalnızca onun emirlerine sıkı sıkıya bağlı kalırsak milyonlarca masum insanın hayatı kurtulacak.
Únicamente siguiendo sus órdenes estrictamente se salvará la vida de millones de inocentes.
Dosyanda La Raza'ya bağlı olduğun yazıyor.
Sabes, tu expediente dice que estás afiliada a "la raza".
" Yüksek olasılıkla Dr. Deacon'ın ayrılma kararı bir dizi feci olayların yaşanmasını hızlandıracak. Şerif Carter'ın onun Eureka'ya bağlılığından şüphe etmeye başlamasıyla, bu olay gerçekleşmeye başladı bile.
Hay una alta probabilidad de que la decisión del Dr. Deacon de mudarse desencadene una serie de eventos catastróficos ya esté cuestionando su compromiso con Eureka.
Onun yaptığı her şey hız ve saldırıya bağlı olur.
Todo lo que hace se basa en la velocidad y la agresión.
Buradakilerden kim olursan ol ya da ne kadar sert olduğunu sanırsan san hep o sandalyeye bağlı olan.mcık olarak kalacaksın.
No importa quién sea quién ni cuán valiente te creas... siempre serás el marica que está atado a una silla.
Ama ölünceye kadar Tanrı'ya yakından bağlıydı.
Pero incluso de muerta, seguía en conexión con Dios.
Bu sorumluluğu özgür irademle ve hiçbir şart ya da koşula bağlı olmaksızın kabul ediyorum. Tanrı yardımcım olsun.
"Que Dios me ayude."
Hayatta kalmak ya da ölmek Liang'ın ne kadar direneceğine bağlı.
Sobrevivir o no dependerá del tiempo que Liang pueda aguantar.
Hıristiyanlık bayrağına bağlılık andı içiyorum. Ve krallığı kalıcı olan kurtarıcıya.
Yo prometo lealtad a la lucha cristiana al Salvador cuyo reino se mantiene.
Ve O'nu nasıl davet ettiklerine bağlı olarak Tanrı oraya gider ya da gitmez.
Ya sabes, y y dependiendo de cómo... ellos Lo inviten él va estar allí o no.
sen onun babasını bulmamın nekadar zor olduğunu biliyorsun Biz plana bağlı kalmalıyız.
Ya sabes lo difícil que fue encontrar a su padre. Tenemos que continuar con el plan.
Yani, ya iletişim sonsuz hızlı ya da gerçekte, hala birbirlerine bağlılar.
Entonces. Todavia están conectados.
Chloe'nin giriş koduyla girmeyi denedim ama sistem zaten bağlı olduğumu söylüyor.
Intenté acceder con la clave de Chloe y el sistema dice que ya estoy logueado.
Bazılarınınher ankette geriye gitmenize bağlı olarak bu gezegene kalıcı olarak yerleşme fikrini ümitsiz bir kampanya hareketi olarak ürettiğinizi ve bundan bir kumar sonucu ürettiğiniz suçlamalarına nasıl yanıt vereceksiniz?
¿ Cómo responde a las acusaciones de que ha aprovechado la idea de un asentamiento permanente en este planeta... Algunos podrían decir que ha sido hecha como un movimiento de campaña desesperado ya que estaba muy por detrás en todas las encuestas.
Sanırım benim hangi yasalara bağlı olduğumu biliyorsun.
Y creo que ya sabes de qué lado estoy yo.
Ancak röntgenlerde bile kafatasının omuriliğe düzgün bir şekilde bağlı olduğu görünüyor, ayrıntıya girip bakabiliriz. Gerçekliğini belgeleyebiliriz.
Aunque los rayos X mostraran que el creaneo encaja perfectamente con su espalda... podemos dar otra mirada y confirmar la autenticidad.
Bir kocanın sonsuz bağlılığını ya da bir eşin inanılmaz pişmanlığını gösterebilir.
Puede transmitir la devoción eterna de un marido o el inmenso arrepentimiento de una esposa.
Ama makineye bağlı değil.
Pero ya no está conectado a la máquina.
Bağlı.
Ya lo tengo.
Artık bağlılık sözü verdiğin başka bir kadınla beraber olduğunu ona söylemenin zamanı gelmedi mi sence?
Ya es hora de que le digas que estás con otra mujer.
Peki, bu yüzden düzgün şu anda kadar bağlı konum nasıl olarak gören, Ben sadece burada terk düşünüyorum, görünümlü geliyor kim olduğunu görmek.
Bueno, ya que estás tan bien atado creo que voy a dejarte aquí, a ver quién viene.
Curtis görevinden alındı mı yoksa hala CTU'ya mı bağlı?
Es sobre el despegue. ¿ Han relevado a Curtis?
Vaazcı Ted Haggard, Tanrı'ya direk telefon hattı ile bağlı... ve George Bush'a da.
El pastor Ted Haggard tiene línea directa con Dios... y con George Bush.
Ruhani bir şekilde birbirimize bağlıyız, bir ruhu paylaşıyoruz ya da onun gibi birşey.
Unidos por un vínculo de otro mundo. Compartiendo un mismo espíritu, nos parecemos tanto.
Leona'ya nerede olduğunu soramayız. Tüp bağlı.
No pueden preguntarle a Leona dónde estaba, fue entubada.
Benden önceki yönetimle yapılmış ve benim artık bağlı kalmam gerekmediğini düşündüğüm bir anlaşma.
Un acuerdo hecho con antiguos líderes, a los que ya no me siento atado.
Fikirler iyi ya da kötüdür. Fakat faydaları onlarla ne yaptığımıza bağlıdır.
Las ideas no son buenas ni malas pero son apenas tan útiles como las cosas que hacemos con ellas.
Belki de bir şakaydı ya da cehennem haftasının parçası, biliyorsun, bağlılık sınavı gibi.
Quizá fue una broma o quizá sea parte de la semana del infierno, una prueba de lealtad.
Herşey iğne ipliğine bağlı.
Ya sabes, hay vidas en juego.
- Nörosinaptik ateşlenmeye bağlı olup olmadığına.
- Ya sea por una casual sinapsis de las neuronas.
"Fellahlar" deyince aklıma, "Filistinli Fellahlar" gelir insanların beklentilerinin hepsi denebilir. Yerleşik kültürleri olan insanlar topraklarına duydukları gönül bağıyla sıkı sıkıya Yeryüzü'ne bağlıdırlar.
Ya sabes, es como si todos buscáramos algo, personas con profundas raíces, con una profunda conexión con esta tierra, que viven con amor sus vidas, mente abierta, corazón abierto.
- Bugünden sonra, bir adama bağlı olmayacağız. - Şey...
Después de hoy, ya no dependeremos más de un solo hombre.
Gördün mü? 40 olmak o kadar da kötü değilmiş. Hayata genel bakışına bağlı. "Bardağın yarısı dolu mu, yarısı boş mu" meselesi.
Ya ves... cumplir 40 no es tan malo.
Ya ruh bir nesneye bağlı değilse?
Escucha, ¿ qué pasa si el espíritu no está unido a un objeto maldito?
Ya kendi kalıntılarına bağlıysa?
¿ Qué pasa si está unido a sus propios restos?
Ya ben, eli kolu bağlı mı oturayım?
¿ Dónde estaba cuando ella estaba de pie en la calle? Ha llegado hace dos meses.
Sonuç olarak, bu duruma en fazla açık olan Dr. Chiba DC Mini'ye bağlı olmamasına ya da uykuda olmamasına rağmen bu saldırıya karşı savunmasız kaldı.
Y como consecuencia, doctora Chiba, el que está más expuesto era más susceptible a la invasión aunque no estuviera conectada a la DC Mini o dormida.
Evet Buzz, sen patrick'in babasısın ve buna bağlı olarak da her neyse işte.
Si, Buzz, tú eres el padre de Patrick... y viceversa, ya saben... o lo que sea.
Ölüm nedeni, şah damarının sivri bir nesneyle yırtılmasına bağlı kan kaybı. Ama zaten günleri sayılıymış.
La causa de la muerte es desangramiento debido a una herida cortante en el complejo carótida-yugular pero ella ya estaba muriendo.
Herkesin sahip oldukları pamuk ipliğine bağlı Jake.
Lo que pertenece a cada quien ya es un poco confuso, Jake.