Yazïk Çeviri İspanyolca
177 parallel translation
Secme komitesinde ne yazïk ki kadïn yok.
Lástima que no se ascienda ligando.
Yazïk oldu o çocuga.
Qué pena lo de ese chico.
Üstünde bu kadar zaman harcadïktan sonra onu kaybetmek ne yazïk.
Pero qué pena perderlo, con todo el tiempo que le has dedicado.
Organize kadïnlïga yazïk.
Es injusto para las mujeres.
Ringden tam büyük olay öncesi atïlmak yazïk.
Es duro que te retiren cuando lo bueno está a punto de empezar.
Ne yazik ki sadece bir 25'lik. Yoksa Miles ve Thursby'yi... öldüren silahin bu oldugunu iddia edebilirdin.
Lástima que sea del 25, si no demostrarías que es el arma... con que mataron a Miles y Thursby.
Sonra sizin ofisinizi arayip... Jacoby oraya gelmeden sizi ofisten uzaklastirmaya ikna ettik. Ne yazik ki onu ikna etmek... gereginden uzun sürdü.
Y también para que telefoneara a su despacho... en un intento de alejarlo de allí antes de que llegara Jacoby, pero por desgracia para nosotros... nos ha costado demasiado convencer a la Srta. O'Shaughnessy.
Ne yazik ki bunlar, Glennister gibi bir adam için.
Pero es una pena que sea por un tipo como Glennister.
- Ne yazik ki öyle - Lanet olsun!
- Me temo que no. - ¡ Maldito sea!
Sevimli, yasli bir bayani üzmek yazik olur.
Sería una pena decepcionar a una señora tan amable.
Kocan ne yazik ki New York'taki en kötü tiyatro eleştirmeni.
Tu esposo es, sin duda, el peor crítico de teatro de Nueva York.
Ama ne yazik ki, Savaº Bakanligi cesareti ödüllendirmiyor.
Pero desgraciadamente el Departamento de Guerra no premia el valor.
Senin egitiminde bu kisim ne yazik ki fazlasiyla eksik.
Ésa es la parte de su educación en que la mayoría está fallando.
Birimize veda etmek zorunda kaldi, cok yazik.
Ha tenido que liquidar a uno del grupo.
Cok yazik.
Mala suerte.
Cok yazik Dan.
Lastima, Dan.
NE YAZIK Kİ İNSANIN SİYASAL DÜŞÜNCESİ...
PERO DESAFORTUNADAMENTE LA INTELIGENCIA POLÍTICA DEL HOMBRE
Yazik!
¡ Ay!
Yazik!
¡ Qué pena!
Size de aynisi olursa, çok yazik olur.
Sería muy triste que le pasase lo mismo.
Yazik, korkaksin.
Una pena, eres cobarde.
Ne yazik ki olaylar aksini kanıtlar.
Desafortunadamente los hechos demuestran lo contrario
Havaya uc _ saydi yazik oIurdu.
Habria sido una lastima volarlo.
Ne yazik ki kalamam.
Me temo que no.
Çok yazik, Meksika'da iyi para edebilirdi.
Una pena, nos habrían pagado mucho por él en México.
- Çok yazik.
- Qué pena.
Görünüse bakilirsa Donald aramizda yok. Ama size söz veriyorum lig bittiginde onu tarih etmis olacagiz. Ne yazik ki basinda çikan bir kaç haber var...
no va a ser lo mismo sin Donald aquí pero les prometo que en esta temporada vamos a hacer historia desafortunadamente la prensa opina que la ex-esposa de Donald no tiene idea de como dirigir un equipo de béisbol
Bari romu bize ver de yazik olmasin.
¡ deberías darnos el ron a nosotros!
is iliskimiz basarili degildi ne yazik ki ama ikinizi de temin ederim ki Danton Black katil degil.
Desafortunadamente, nuestra relación laboral no tuvo éxito pero puedo asegurarles algo. Danton Black no es un asesino.
Ama ne yazik ki Sevgilisi onu evden kovdu.
Y su amante le ha impulsado a salir de la casa
Ne yazik ki ben artik genç değilim. Zaman bir katil.
Lástima que no sea más joven, el tiempo es un asesino.
Yazik.
Triste, amigo.
Ne yazik ki kendisi iki yil sonra öldü.
Lo triste es que 2 años después estaba muerto.
Ama ne yazik ki, ben, oglumu kayip ettim.onu bulduk sahip
Pero, por desgracia, perdí a mi hijo tras haberlo encontrado.
Çok yazik.
Qué vergüenza.
- Ne kadar yazik.
- Qué experiencia tan dura.
Ne yazik ki, Magneto, güçlü adamlarin planlari insanlara genellikle sefalet ve istirap getirir.
Por desgracia, Magneto, las ambiciones de los poderosos suelen traer conflictos y desventuras a aquéllos que pretenden ayudar.
Ayrica, bir muhabir daha öldürmeye mecbur kalirsak... çok yazik olur.
Además, sería una desgracia tener que... cargarnos a otro periodista.
Ne yazik ki buna ve yetkilerine saygi duyan cok az insan var.
Lo malo es que poca gente respeta esa autoridad.
NE YAZIK Ki BiTMEK ZORUNDA.
Mal que tiene que terminar.
Ne yazik ki aramizdan kimse size yardim edemez.
Aunque quisiéramos, no podemos ayudarles.
Disaridan sadece duvar görünmesi yazik.
Es un pena que desde fuera sólo se vea el muro.
- Hayir, ne yazik ki.
No, desgraciadamente.
Bir süre önce batida kardeslerinin... oldugunu ögrenmis ve tekrar geri gitti. Ne yazik ki.
Tiempo después, su familia la encontró... y ella volvió al Oeste,... desgraciadamente.
Yazik, ümit vaad ediyordu.
Una lástima, ¡ parecía tener un gran futuro!
Cok yazik.
Qué pena.
Ama cok yazik olacak.
Pero realmente parece un desperdicio.
Ne kadar yazik. Escinseller cok secici.
Ellos son tan selectivos.
SENİN İÇİN İYİ ÇOK YAZIK
No tardes en rechazarla, para que llamen al siguiente de la lista.
"Şayet onu satınalmak istiyorsan, satıcıya git" Ne yazik ki kapanma zamanıydı.
"Si alguien entra y quiere comprarla, la vamos a vender"
Çok yazik.
Qué pena.
yazık 479
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31