English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yeşil

Yeşil Çeviri İspanyolca

12,212 parallel translation
Yeşil ağaçlar gördüm
* Veo árboles verdes *
Elinde yağ kovası olan bir grup küçük yeşil adam mı?
¿ Un par de pequeños hombrecitos verdes y un balde de lubricante?
Küçük yeşil adamları tercih ederim.
Preferiría tener a los hombrecitos verdes.
Yeşil ışık!
¡ Luz verde!
Yeşil gömlek, iş istasyonunun güneybatısında.
Camisa verde, al suroeste de las mesas.
- Çabuk, yeşil ışık yandı.
- Verde. Date prisa. - Adiós.
Bunun parlak yeşil olduğuna yemin edebilirim, Ama burdaki listeye göre, rengi Verde Mantis.
Hubiera jurado que este auto era verde claro, pero de acuerdo al manual, es Verde Mantis.
Biliyorum parlak yeşil ve alçak ve önünde boynuzları var. Ama Huracan'ın bir Lamborghini için... yeterince özel olduğunu düşünmüyorum.
Sé que es verde claro y bajo y tiene un toro en el frente, pero no creo que el Huracan sea lo suficientemente especial para un Lamborghini.
Yeşil ceketli.
El de la chaqueta verde.
Yeşil hap potasyum tartarat.
LA pastilla verde es un vomitivo.
Ufak yeşil adam hâlâ kanatta hidrolikleri mi bozmaya çalışıyor?
¿ El pequeño hombre verde todavía está en el ala destrozando los hidráulicos?
Merak etme koca yeşil.
No te preocupes, gran verde.
Tebrikler yeşil dahi.
Felicitaciones, genio verde.
Yeşil odada gerçekten güzel çerezleri var.
Tiene buenos snacks en la sala verde.
Bana ve burada yeşil giyen herkese göre.
¿ Tú? Yo y todos los demás vestidos de verde.
O kadar da boktan olmayan yeşil protein barlarını zulalıyormuş!
¡ Ha estado acaparando las barras de proteína que no saben tan mal!
Al kıçına yeşil tekme.
Aquí está el verde en tu espalda.
Burası yeşil oda.
Es el Salón Verde.
Yeşil.
- ¡ Grandote!
Yeşil çocuk, sen bir dahisin.
Amigo Verde, eres un genio.
Biri kırmızı biri yeşil.
Mira, Ray, uno es rojo y otro es verde.
Eva kırmızı, Cole yeşil, Taylor da mavi olan.
Eva en rojo, Cole en verde y Taylor en azul.
Yeşil Fener kurtarıcı roketi geliyor.
Un cohete de rescate de Linterna Verde para servirlos.
Yeşil Yol'u bile izleyemedim ben.
Ni siquiera pude ver "La Milla Verde".
Sevgilim az önce yeşil bir bataklıkta boğuldu. - Düzeltemeyiz.
Mi amante se ahogó en un pozo de fango verde.
Yeşil para, eksik sipariş.
Dinero verde. Que era escaso.
Şu yeşil devle fingirdeş diye mi gideceğim yani?
¿ Así sigues con el gigante?
Bu zamanda yeşil ev çok güzel oluyor.
El invernadero es mágico en esta época del año.
Geçen Cadılar Bayramı'nda Yeşil Dev reklamındaki filiz gibi gitmiştim. Hatta cevizlerime bazelye kabukları bile koymuştum.
El pasado Halloween, fui como Sprout del anuncio del Gigante Verde e incluso me puse vainas de guisantes en mi pilila.
- Alt tarafı yeşil perde.
Es una pantalla verde.
- Yanlış. Yeşil perde ile kullanılabilir fakat yazılımım sayesinde farklı kaynaklardan gelen çeşitli görüntüler alınıp kusursuz bir şekilde birbiri üstüne bindirilebiliyor.
Puede ser usado en una pantalla verde, pero mi programa te permita tomar varias imágenes de diferentes fuentes y las pone en capas que se fusionan perfectamente una encima de la otra.
Sen yeşil elbise giymiş kızıl saçlı bir hatunsan... -... o zaman ben de belleği olan adamım.
Si eres la pelirroja con el vestido verde, yo debo de ser el chico con el USB.
─ Bu da ne? ─ Örneğin trafikte sıkışınca, ve bunu görürsen, ve yeşil bir gaz ortaya çıkarsa,
~ Bueno, si estás atascado en el tráfico, por ejemplo, y lo vio, y verde gas empezó a salir,
Evet, tıpkı o dizi gibi ama bu mavi değil yeşil ve gerçek.
Si, al igual que el espectaculo, a excepcion de este es de color verde, no azul, y es de verdad.
Gümüş içinde yeşil akik.
Ágatas verdes, sobre plata.
Gümüş içinde yeşil akik taşlı nişan yüzüğü getiren olmuş mu baksın.
Que averigüe si alguien llegó con un anillo de ágata y plata.
Yeşil akik beklediğimden çok daha pahalı olmalı.
Ágatas verde valen mucho más de lo que sospechaba.
Yeşil kamyonet gideli bir saat olmuş. Daemo Dağı'na kaçtığı belli. Yakınlarında kontrol noktaları kurun.
La camioneta verde se fue hace una hora, así que monten puestos de control cerca de la montaña de Daemo.
Shamshad yeşil ipe ihtiyacım var.
Shamshad, necesito algo de hilo verde.
Ayrıca Boron'un beyaz altın üstünde oksitsizleme etkisi de vardır, tüm bunlar birleşince ortaya yeşil bir duman sütunu çıkıyor!
Aseguraste eso, no? El Boro además tiene un efecto desoxidante en oro blanco, lo cual combinado ¡ forma una estela verde de humo!
Yeşil duman!
¡ Humo verde!
- Evet. Sadece, Jenkins'in bloke etme büyüsünü bozmak için kullandığı yeşil ve mavi sıvıları bulmamız gerek.
Sí, solo tenemos que encontrar esa cosa medio verde azulada que Jenkins usa para detener el conjuro de bloqueo y sacar la pastina de los azulejos.
Garip kostümler içerisinde küçük yeşil adamlardı.
Eran unos tipos verdes en extraños disfraces.
Küçük yeşil adamlar?
¿ Hombrecitos verdes?
Üzgünüm, Santos Chrysoberyl'in bu kedi gözleri kahverengi, yeşil değil.
Lo siento, Santos, pero esos ojos de gato Chrysoberyls son marrones, no verdes.
Halkalarımız neden yeşil değil?
- Dios, ¿ qué pasa?
Yeşil ışıklı motosikletler olarak mı gidiyorsunuz? Köpek misiniz yoksa?
¿ Vais de motos con faros verdes en vez de unos normales?
Ama bu akşam.. Dışarı çıktım, birkaç shot votka söyledim Tatlı bir çocukla tanıştım... uzun, sarışın, yeşil gözlü
Pero esta noche, has salido, has pedido algunos chupitos de vodka has conocido a un chico mono...
Yeşil yanınca geçme.
No te muevas cuando se ponga en verde.
Annemin ciddi sorunları var. TV-Rip : yesiL İyi seyirler... - Duş nasıldı?
Mi mamá está rota. ¿ Cómo estuvo tu ducha?
Yeşil Ok gelmiş demek.
Vino Flecha Verde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]