Yok yahu Çeviri İspanyolca
264 parallel translation
Yok yahu!
No me diga.
Tanışmak isterdim kendisiyle. Benim aklımdan geçen Bayan Carala'ydı. Yok yahu.
Realmente me gustaría conocerla.
- Yok yahu, demek iletişim kuruyor?
- Does he now?
Yok yahu.
Bésame el culo.
Yok yahu?
¿ Ah, sí?
- Yok yahu!
¡ Cuenta!
- Yok yahu?
- ¿ No fumas?
Yok yahu? Ne yapacaksın pislik?
¿ Ah sí, que vas a hacer?
Yok yahu, şakaydı!
No, no es cierto.
- Yarın için heyecanlı mısın? - Yok yahu.
- ¿ Lo de mañana lo pone nervioso?
Vaizmiş, yok yahu!
¿ Predicador? ¡ Patrañas!
Bir fincan çay gibisi yok yahu.
Nada como una taza de té, ¿ hm?
Yok yahu, o kadar da şişman değil Charlene, sadece kaslı.
No, eso no es grasa, Charlene, es músculo.
- Yok yahu.
- Anda ya.
- Yani bu onların dişlerini çürütebilir. - Yok yahu!
Tal vez ellos son malos para sus dientes, ¡ Oh, no!
Yok yahu!
Bien, que sorpresa.
Yok yahu. Başına bela olan bendim.
De ninguna manera. yo soy el que te metió en problemas.
- Yok yahu. Ne söyledi?
- ¿ Como qué?
Hırsızın hiç mi suçu yok yahu!
iNo culpes a la víctima!
- Yok yahu, sorun değil.
- Está bien.
Yok yahu, hiç de öyle hissettirmedi!
Por supuesto que no.
- Yok yahu? - Evet.
¡ No me digas?
Yok yahu, bizim Daphne o.
Uh, no, no, es sólo Daphne.
- Yok yahu? Cebinde kristal küren mi var?
¿ Porqué, tienes una bola de cristal en tu bolsillo o algo parecido?
Yok yahu!
Whoa! No mierda!
Yok yahu?
¡ No me diga!
- Yok yahu.
- Tonterías.
Yok yahu, o kadar mühim değil.
Gracias por traerme a casa.
- Yok yahu.
- No jodas.
- Yok yahu!
¡ No!
- Yok yahu?
¿ Que hay ahora?
Yok yahu, nereden anladın? Aşağıdaki iki cesetten mi yoksa patlamadan mı McGee?
¿ Los dos cadáveres de abajo o la explosión, McGee?
Yok yahu, planlı bir şey değildi.
Para nada. No fue planeado.
Kimse yok mu yahu?
No hay nadie aquí?
Hey, bize viski verecek bir adam yok mu yahu?
¿ Le dan a uno un poco de güisqui por aquí?
Kimse yok mu yahu? Biri yellendirsin bizi!
¿ Es que no hay nadie para abanicarnos?
Hadi yahu, dalga geçecek zamanımız yok.
No tenemos tiempo que perder.
Sen ne diyorsun yahu, benim bir şeyim yok.
No es nada. Gracias.
Bırak yahu, bana ihtiyacın yok. Ben sadece bir şoförüm.
Vamos, Earl, sólo soy el piloto, no me necesitas.
- Senin kimin kimsen yok mu yahu? Var tabi.
¿ Pero no tienes padres, familia... nada?
Yok yahu.
No, estoy seguro.
İngiltere'de televizyon yok mu yahu?
¿ No lo daban en la televisión en Inglaterra?
Yahu ben bunlara sorun demem bile, boş yere sinirlenmeyelim böyle. Komaya girmeye gerek yok.
Mierda, yo no les llamaría... problemas, o sea, que no nos enfademos... por un... punto.
Gelecek ay, çocuklar kanıt yetersizliğinden salıverildiğinde... Sadece oradan geçiyorlarmış yahu. Suç aleti üstünde parmak izi bile yok.
Cuando los dejen libres por falta de pruebas... estaban paseando... ni siquiera hay una huella en el arma.
- Ehliyetim bile yok. - Git yahu!
- Ni siquiera tengo registro.
Yok yahu.
No.
Bu yüzden, burada hiç erkek yok. ( ÇN : Bunlar Karadul örümceği gibi yahu. )
Por eso no hay hombres aquí.
Lisede edebiyat öğretmeni yok muydu yahu Afyonlu?
nuestro maestro de literatura del secundario
Başında bir şey yok ki yahu.
A tu cabeza no le pasa nada.
Dur bir yahu. Kız arkadaşının resmi de mi yok?
Espera, ¿ hay fotos de su novia?
Yok yahu!
Vaya.