Yükseliyor Çeviri İspanyolca
1,780 parallel translation
Güneş artık ufukta belli belirsiz yükseliyor.
El sol apenas se ve en el horizonte.
Gezegenimizin kuzey ucundaysa güneş, aylardır ilk kez yükseliyor ve çok daha farklı bir buz dünyasını aydınlatıyor.
En el extremo norte de nuestro planeta, el sol sale por primera vez en meses alumbrando un mundo de hielo muy diferente.
Birkaç gün önce düşmüş bir tohum, filizlenip aralardan yükseliyor.
Una semilla que cayó hace unos días ahora germina entre hojas podridas.
50 kilometre uzakta, mürekkep balığı sürüleri süratle yüzeye yükseliyor.
A 50 kilómetros, bancos de calamares ascienden a la superficie.
Deniz seviyeleri yükseliyor. Petrol tükeniyor. Teröristler nükleer bomba tedarik ediyor.
El nivel del mar está subiendo, el petróleo se está agotando, los terroristas van a tener armas nucleares.
"Deniz seviyeleri metrelerce yükseliyor."
El nivel del mar está subiendo varios metros.
Seviyeler iklim değişikliği nedeniyle son bir kaç yıldır yükseliyor fakat bariyer bir problem yaşanmaksızın üstesinden geliyor.
Los niveles han aumentado los últimos años debido al cambio climático, pero la Barrera las controla normalmente sin ningún problema.
Bu ileti, dosya boyutu ve video zamanı giderek yükseliyor.
- Esta transmisión el tamaño del archivo y los tiempos del video se están incrementando progresivamente.
Ay ne zaman yükseliyor?
¿ A qué hora sale la luna? Hace dos minutos.
Nabzı zayıf ve ateşi yükseliyor.
Las cuentas bajan y la fiebre sube.
Boş tabaklar vahşi bir hızla yükseliyor. belki de Edo'daki Babil Kulesi'nin?
por favor tengan cuidado.
10 saniye içinde 3,000 derece ve hâlâ da yükseliyor.
Subió más de 3.000 grados en 10 segundos y sigue subiendo.
- Yükseliyor. 0.2. Seviyeyi koruyun.
Está subiendo. 0,2.
Kız kardeşin deli gibi yükseliyor.
Tu hermana está haciendo un escándalo.
Satürasyon yükseliyor.
- Saturación en aumento.
Ateşi de yükseliyor.
Su corazón se acelera.
Büyük insan yükseliyor.
La reina llega al trono.
Odadaki basınç 9000 metrede ve yükseliyor.
Cámara presurizada a 9000 metros y en alza.
- Kan basıncı yükseliyor.
- Su presión sanguínea está aumentando.
"Çoktan girilmemiş popüler Hollywood masasında yeni bir trend yükseliyor"
"Una nueva tendencia se está infiltrando" "en la ya impenetrable y popular mesa de Hollywood."
Bugün, Latin Amerika halkı yeniden yükseliyor Washington Konsensusu olarak bilinen, ekstrem bir kapitalizm üzerine kurulmuş bir imparatorluğa karşı.
Hoy, los pueblos de Latinoamérica se están levantando de nuevo contra un imperio construido sobre una forma extrema de capitalismo conocida como el Consenso de Washington.
Adam yükseliyor.
No quiere que compliquemos su ascenso.
Su sıcaklığı yükseliyor, efendim. 67 derece. 68 derece.
Esta subiendo a 65 grados, 68..
Basınç yükseliyor.
La presión está subiendo.
Ve bu seviyeler daha da yükseliyor.
Y esos niveles van en aumento.
Büyük Britanya'da şafak yükseliyor, görünüşe göre bu yıl Londra şehri uzaylı müdahalesinden kurtuldu.
Al despuntar el alba sobre Gran Bretaña, parece que, este año, La Ciudad de Londres se ha escapado de una intervención alienígena...
Bugünlerde Dünyamızın sıcaklığı yükseliyor. Ve bilim insanları bunun ardındaki muhtemel sebebi Venüs'te buldu.
Hoy, nuestra propia temperatura está elevándose y los científicos encontraron la causa posible de ello en Venus.
Bu yüzden sıcaklık yükseldikçe yükseliyor.
Y por lo tanto nos estamos calentando cada vez más.
Yükseldikçe yükseliyor.
Siempre más alto.
- Satürasyon yükseliyor.
- Sube la saturación.
- Nabız yükseliyor.
- Y sutura de prolene.
Globalleşme karşıtı protestolarda pankartları yükseliyor veyahut birisi bir inşaat alanında spreyle PNA yazıyor. Ama gerçek merkezi bir örgütlenme ortada görünmüyor.
Los carteles que se enarbolan en las protestas antiglobalización algunos que pintan con aerosol "INP" y destrozan los edificios pero no parecen hacer referencia a ninguna organización centralizada.
Sıcaklık burada gezegenin diğer yerlerinden çok daha hızlı şekilde yükseliyor.
La temperatura está creciendo más rápido aquí que en cualquier otro lado en el planeta.
Dorukları neredeyse 5 kilometre göğe yükseliyor.
Sus picos alcanzan casi los cinco kilómetros hacia el cielo.
Çekirdek tarafından ısıtılmış sıcak kaya Dünya yüzeyine doğru yükseliyor.
Roca caliente calentada por el núcleo se eleva hacia la superficie de la Tierra.
Gelirleri hızla yükseliyor.
Además, los modelos están listos para ti.
Kariyeriniz göz kamaştırıcı biçimde yükseliyor, ve kimsenin akademik olarak nerede eğitim aldığınız konusunda bir bilgisi yok.
Cómo lo consiguió sin entrenamiento?
Lord Asriel, ışık vücudundan mı yükseliyor yoksa aşağıdan mı geliyor?
¿ Lord Asriel, esa luz sube del cuerpo del hombre o viene de arriba?
Suyun içinde yüzerken benden hava kabarcıkları yükseliyor. Ve yüzeye doğru ilerlerken, deniz anaları gibi sallanıyorlar.
Al ir nadando por el agua, voy despidiendo burbujas, que se agitan como medusas al elevarse.
Tamam, daha net değerler almaya başladım. 42 birim ve yükseliyor.
Son rastros bastante fuertes.
# Çan seslerini duyabiliyorum # # Ateşim yükseliyor #
♪ Escucha, puedo oír las campanas ♪
Yoğun, siyah duman yükseliyor.
Se eleva humo negro y espeso.
Su çok hızlı yükseliyor.
¡ El agua sube muy rápido!
Yükseliyor.
Está subiendo.
- Bak, yükseliyor.
- Ahí lo ve, creciendo.
Karanlık yükseliyor Will.
La Oscuridad está aumentando.
Saç ayırma çizginiz gökyüzüne doğru yükseliyor.
La punta de su cabeza toca el cielo.
Radyasyon yükseliyor!
- La radiación está aumentando.
1 Numaraya yükseliyor.
Skyrockets es el número uno.
Sayılar yükseliyor.
Los números suben.
- Akciğer tüpünden 750 daha. Buradan kanarken oradan nasıl yükseliyor?
Otros 750 por fuera del tubo del pecho.