Zalım Çeviri İspanyolca
132 parallel translation
Hadi biraz kızalım.
Emborrachémonos.
İçlerine sızalım.
infiltrarnos en la pandilla.
- Kızmaz mısınız? - Neden kızalım?
- ¿ No os enfadaréis - ¿ Enfadarnos por qué?
Akşamın içine sızalım
Que la ciudad duerme para esconderse
Arızalımı?
¿ Eso esta roto?
Arızalımısın?
¿ Funciona mal?
- İçine sızalım!
Vamos a meternos sin que nos vean.
- Telefonunuz arızalı mı?
- ¿ Tiene estropeado el teléfono? - Sí.
O zaman araçlarımız arızalıdır derim.
Supongo que nuestros instrumentos no funcionan.
Arızalı olanı sökmeden yenisini bağlamaya çalışacağım.
Voy a intentar conectar el nuevo... antes de quitar el defectuoso.
Beş tankım arızalı durumda.
Tengo cinco tanques descompuestos.
Arızalı mısın?
Sufres algún fallo.
Konuşabilir misin yoksa arızalı mısın?
Dime, ¿ puedes hablar o sufres algún fallo?
Yazıcımız arızalı...
La fotocopiadora se encuentra dañada
En büyük heyecanı, arızalı bir F-14'le, görüş sıfıra inmişken... bozuk iniş takımlarıyla, sallanıp duran bir uçak gemisine inerken yaşamıştım.
Lo más emocionante que hice yo fue aterrizar con un F-14 averiado... con la dirección averiada en un portaviones en medio de una visibilidad cero.
Fırınım arızalı. Bu akşam televizyonda güzel bir şey yok.
Y con mi estufa en un abrir y cerrar y nada en el tubo de esta noche,
Moturun sesinden, kam milinin arızalı olduğunu anlardım ama şimdi kam milinin nerede olduğunu ve nasıl söküleceğine dair en ufak fikrim yok.
Por el sonido, sabía que fallaba un taqué en el árbol de levas pero no sabía dónde estaba el árbol de levas ni cómo quitarlo.
DNA'nızı paylaşmak istemiyorsanız, acaba adamlarınız arızalı cihazlarımızı onarabilir mi?
Bueno, si no quieren compartir su ADN con nosotros, ¿ puede al menos enviar a alguien para que repare nuestro equipo?
Bir şeyler uydur. Sanırım arızalı.
Haz algo, empiezo a pensar que la maldita cosa esta rota.
Arızalı yaşlı adam mı?
¿ Viejo patético?
- Arızalı mı?
- Está averiado?
Yavaşça içeri sızalım!
Disfracémonos e infiltrémonos.
" Ben mi arızalıyım?
" ¿ En desacato?
Birkaç ay sonra, oksijen tankının içindeki arızalı bir kablonun, karıştırma sırasında kıvılcım çıkardığı ve Odyssey'deki patlamaya yol açtığına karar verildi.
En los meses siguientes se determinó... que una bobina dañada dentro del tanque de oxígeno... soltó una chispa en la crioagitación y causó la explosión que inutilizó el Odyssey.
Ama artık arızalıyım.
Y ahora soy material deteriorado.
Telefonunuz arızalı mı?
¿ Está descompuesto tu teléfono?
Artık... benim mimarımısın. Kendisine verilen arızalı çocuğn yerine daha iyi bir çocuk tasarlayan kişisin.
El hombre que diseñó a un hijo mejor para remplazar al hijo defectuoso que le tocó en suerte.
Sana göndermeye çalıştım ama, bir şey arızalı.
He intentado mandártelo a tu fax, pero algo no funciona.
Oyunun bozulup bozulmadığını benim ihmalkarlığım yüzünden sonsuza dek arızalı kalıp kalmayacağını söyleyebilmemin tek yolu var o da eXistenZ i güvenilir biriyle oynamak.
La única manera de que yo sepa si el juego aún no ha sido contaminado que el núcleo no está a punto de ser dañado de por vida por causa de mi negligencia es jugar eXistenZ con algún amigo.
Göz implantımın arızalı olduğunu düşünüyordum.
Al principio creí que mi implante ocular tenía un desperfecto.
Bay Tyler, efendim,... arızalı bir motor ve tüpteki tek torpido ile bir destroyeri haklamayı mı düşünüyorsunuz?
Sr. Tyler. ¿ Planea enfrentarse a un destructor con un torpedo y un motor averiado?
Jestin için minnettarım, ama gemim arızalı.
Aprecio el gesto, pero mi nave está dañada.
Tartımın göstergesi arızalıydı.
Que mi báscula de retención de líquidos estaba rota.
Arızalı kablolara mı bakıyorsun?
¿ Buscas cables defectuosos?
Arızalı bir okul otobüsünde mahsur kaldık. Başımız büyük dertte.
Estamos atrapados en un autobús escolar inutilizado... en la 9 Este y tenemos serios problemas.
Doğu 9 otobanında arızalı bir okul otobüsünde... mahsur kaldık ve yardım gelmezse... bir şey bizi öldürecek.
Estamos atrapados en un autobús escolar en la 9 Este... y algo va a matarnos... si no recibimos ayuda de inmediato.
Sen arızalı mısın?
¿ Eres defectuosa?
Merhaba, sabahtan beri bu numarayı arıyorum ve acaba, arızalı mıdır yoksa kapatılmış mıdır ya da meşgul ise acilen araya girmek mümkün müdür öğrenmek istiyorum.
Hola, Probé este número toda la mañana y me pregunto si puede averiguar si hay algo mal con la linea, si está desconectada, o si puedo hacer una llamada de emergencia.
Araban arızalı mı?
¿ Tu coche esta averiado?
Bu şey arızalı mı?
¡ Eh! ¿ esta... estarán en problemas?
Anlayamıyorum. Wilmore ve Casey yolu temizleyemiyorlar çünkü ekipmanlar arızalı mı?
No lo entiendo, ¿ Wilmore y Casey no puede limpiar las carreteras porque el equipo está roto?
Arızalı mı? Sence Korkunç Yasutami cinayet işleyecek kapasiteye sahip mi?
¿ Crees que Yasutani, el Terrible, sea capaz de matar a alguien?
Pardon, sanırım arızalı biri var içeride.
Lo siento. Al parecer está pasando una cosita entre nosotros.
Nakliye şirketinin sahibi, kardeşlerden biri. Yüce Tanrım.
Es Zal Gruhani, uno de los hermanos de la empresa transportista.
Hastanedeki tüm tuvaletler arızalı mı?
¿ Ningún baño en el hospital entero funciona?
Sanırım. gerçekten de arızalısın sen.
Creo que realmente te sucede algo malo.
Buna "şekil hafızalı alaşım" deniyor.
Se llama "memoria en forma de aleaciones"
Arızalı mı?
¿ Pulgas?
- Arızalı mı?
- ¿ Qué le pasa a esta cosa?
Doktor Pratt sistemin arızalı olduğunu biliyordu, düzeltmeye yardım etmeye çalıştı.
El doctor Pratt sabía que el sistema no funciona, e intentó ayudarnos.
Sen de arızalı herifleri mıknatıs gibi çekiyorsun.
Tenes la costumbre de encontrar a los raros.