Zamandïr Çeviri İspanyolca
237 parallel translation
Ne zamandïr yokum?
¿ Cuánto tiempo he estado fuera?
Ne zamandïr? Haftalar olmalï, degil mi?
Deben de haber sido semanas, ¿ no?
Ç Uzun zamandïr tanïrïm.
La conozco desde hace mucho.
Hayïr, uzun zamandïr gelmedi.
No, hace tiempo que no tengo ejemplares de ese libro.
Öyle uzun zamandïr öyle zeki oldunuz ki tevazuu unuttunuz.
Llevan tanto tiempo creyéndose genios que olvidaron ser humildes.
Ne zamandïr orada?
¿ Cuánto tiempo lleva ahí?
Ne zamandïr bu halde?
¿ Cuánto tiempo lleva así?
Uzun zamandir nasilsak, öyleyiz.
Somos, los mismos que hemos sido durante mucho tiempo.
Ne kadar zamandir kürek çekiyorsun? "
¿ Cuánto tiempo llevas remando? "
Senin hasta oldugundan daha uzun zamandir, bunu bil.
Desde mucho antes de que usted fuera paciente.
O kadar zamandir buradayim...
Tanto tiempo aquí...
Ama siz ne zamandir bana uzaksiniz, bu hosuma gitmiyor.
Pero no se me ha acercado en todo este tiempo. Eso no me gusta.
Charley, sen çok uzun zamandir bu civarda yaºiyorsun.
Charley, llevas como mil años por estos pagos.
- Ne zamandir orada?
-? Cuanto lleva ahi?
Ne zamandir tehlikedeki kumarbazlari kurtariyorsun?
¿ Desde cuándo rescata a jugadores en peligro?
Ne zamandir sagligina önem veriyorsun?
¿ Desde cuándo te preocupa tu salud?
Uzun zamandir mi tanisiyorsunuz?
¿ Hace mucho que le conoce?
- Uzun zamandir mi buradasiniz?
- ¿ llevas mucho tiempo aqui?
- Lütfen! Uzun zamandir bir erkek için yemek yapmamistim.
- ¡ por favor ¡ no he cocinado para un hombre desde hace mucho tiempo.
Ne zamandir buradasins
¿ Cuánto llevas aquí?
Soyutlastirilmis ve geri çevrilemeyen, her kisminin yalnizca digerleriyle olan nicel esitligini saat bazinda gösterme ihtiyaci duydugu bir zamandir.
Es la abstracción del tiempo irreversible, donde todos los segmentos deben probar sobre el cronómetro, su única igualdad cuantitativa.
Tüketilebilir sahte devirli zaman gösteriye ait zamandir ; hem dar anlamiyla görüntüleri tüketmeyle harcanan zamandir hem de genis anlamiyla zaman tüketiminin görüntüsüdür.
El tiempo seudocíclico consumible es el tiempo espectacular, a la vez como tiempo del consumo de imágenes, en sentido estricto, y como imagen del consumo de tiempo en sentido amplio.
Burjuvazinin zaferi, son derece tarihi bir zamanin zaferidir çünkü bu, toplumu sürekli olarak bastan asagi degistiren ekonomik üretime iliskin zamandir.
La victoria de la burguesía es la victoria del tiempo profundamente histórico, porque es el tiempo de la producción económica que transforma la sociedad de modo permanente y de arriba abajo.
Tüm dünyada ayni gün olarak görünen sey, yalnizca ekonomik üretim zamani, ve esit soyut bölümlere ayrilmis bir zamandir.
Es el tiempo de la producción económica, recortado en fragmentos abstractos iguales, que se manifiestan en todo el planeta como el mismo día.
ÇOK ZAMANDIR ÇABALIYORSUN, SPOCK
Te has dedicado mucho tiempo, Spock.
Bu uzun zamandir Country Bunker'de dinledigimiz... dinledigimiz en iyi müzik.
Mierda, quiero decirles, que es algo de la mejor maldita música que hayamos oído... en el Country Bunker en mucho tiempo.
Uzun zamandir görmedigim eski bir dostum ziyarete gelmisti!
¡ Un viejo amigo llego de afuera de la ciudad!
Orada ne kadar zamandir beklemekteyseler ; öyle, çakil taslari kadar sakin ama atlamaya hazir halde...
¿ Cuánto tiempo han estado allí esperando a la barca, pacientes como guijaros, pero listos para saltar?
Kökenlerini, Asyatik toplumlarin çileyle uzun zamandir tanisikliklarinda ariyor insan ; o kadar ki, acinin bile süslü olmasini zorunlu kiliyor.
Y busca el origen en los pueblos de Asia, tan familiarizados con el sufrimiento, que exigen que hasta el dolor sea adornado.
Uzun zamandir görüsmüyoruz.
No nos habíamos visto en mucho tiempo.
- Ne zamandir?
- ¿ Cuánto tiempo?
- Evet, uzun zamandir.
- Sí, desde hace algún tiempo.
ne zamandir disaridayiz kim bilir. - Benny!
Quizás cuanto tiempo nos dormimos.
Bunca zamandir kimseye bundan bahsetmedin yani.
¿ Y has estado con eso rondando todo este tiempo?
Tipki senin bunca zamandir elinden geleni ardina koymadigin gibi.
Solo como tú has estado allí para mí todos estos años.
Biliyorsun annenle ben uzun zamandir evliyiz.
Tu madre y yo hemos estado casados mucho tiempo.
Ne kadar zamandir ofisimdesin?
¿ Cuánto tiempo llevas en mi despacho?
- Ne zamandir oradalar?
- ¿ Cuánto tiempo hace que los tengo puestos?
Dr. Bohlson ve ben bu tedavi üzerinde çok uzun zamandir çalisiyoruz.
El Dr. Bohlson y yo venimos trabajando con este tratamiento hace mucho.
Dr. McCoy'u ne zamandir taniyorsun?
¿ Cuánto hace que conoces al tal Dr. McCoy?
Uzun zamandir sana söylemek istedigim bir sey var hem de çok uzun zamandir, Chuck!
Hay algo que hace tiempo que quiero decirte, ¡ hasta nunca, Chuck!
Uzun zamandir bu isteyim.
Llevo en el negocio mucho tiempo.
- Bu ne zamandir burada?
- ¿ Desde cuándo está ahí?
- Çok uzun zamandir.
- Desde hace mucho tiempo.
Ne zamandir burada oturuyorsunuz?
¿ Desde cuándo vives aquí?
George, George, bekle biraz uzun zamandir görüsmedik nasilsa.
George, espera un momento. Hace mucho tiempo que no nos vemos.
Ne zamandir orada? Bilmiyorum.
- ¿ Hace cuánto está ahí?
Ne zamandir kanepede yatiyorum! Kanepe gayet iyi!
- El sofá está bien por ahora.
Oyle soyluyorlar Uzun zamandir soylenip duruyor Neye inanacagimi bilmiyorum
Llevan tantos años diciéndolo que ya no sé si es verdad o no.
Aslinda, uzun zamandir hastaydi Hic bir fikrim yoktu
En realidad, llevaba tiempo enfermo pero yo no tenía ni idea.
Onu uzun zamandir gormedim
Es verdad, hace muchos días que no lo veo.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236