Zamanlaman Çeviri İspanyolca
729 parallel translation
Ama zamanlamanız daha iyi olamazdı.
- Pues su retorno nunca fue mejor.
Zamanlamanız harika.
¿ Grupo? Más bien una tromba.
Zamanlaman çok iyi anne.
Justo a tiempo, Mamá.
Zamanlaman giderek kötüleşiyor tatlım.
Querida, tu sentido de la oportunidad es cada vez peor.
Ve zamanlaman iyiydi.
Lo calculastes bien.
Geçen gece beni yağmurda arabaya aldığında da zamanlaman iyiydi.
Como la otra noche cuando me recogistes bajo la lluvia.
Zamanlaman berbat ama içgüdülerin muhteşem.
Llegas demasiado tarde, pero tus instintos son geniales.
Zamanlamanın ötesinde olmasını sağlayın.
Acabaremos antes de tiempo.
Seyircileri güldürdün, zamanlaman da bütün mimiklerin de mükemmeldi.
Todas tus risas, tu actuación, tus gestos, perfecta.
- Evet. Zamanlaman ve tonlaman tam istediğim gibiydi.
Como calculaste el tiempo, tus inflexiones, justo lo que quería ver.
Kötü olan sen değilsin, zamanlaman.
No es terrible, querida. Pero es mal momento.
- Zamanlaman çok iyi.
- Bueno, escogió el mejor momento.
Zamanlamanız harika!
- Gracias. - Qué bien que hayáis llegado.
Zamanlaman her zaman olduğu gibi yüzde yüz.
Tu parte es siempre el 100 %. Siempre equivocado.
Zamanlaman mükemmel.
Tu tempo es perfecto.
Zamanlaman benim işime yaradı.
Es un buen momento.
Zamanlaman mükemmel.
Elegiste bien el momento.
O gece zamanlaman çok kötüydü, kollarımın 3 metre olması lazımdı.
Aquella noche calculaste tan mal que hubiese necesitado brazos de 3m.
Zamanlamanız mükemmel olmalı.
El cálculo debe ser perfecto.
Dostum Paul, zamanlaman çok başarılı.
Mi querido Paul, qué considerado eres al llegar a la hora.
Doğru bir şey yaptın, ama zamanlaman yanlış. Hemen gitmem gerekli.
No me parece nada mal, pero ha elegido el peor momento.
Hélene'in ilk mektubunu aldığında zamanlamanın iyi olduğunu söyledi.
Cuando recibió la primera carta de Hélène le gustó.
Hiç olmazsa Jewel Mayhew'ün ölümündeki zamanlamanın ve bütün bunların alaycı bir rastlantı sonucu olduğunu çıkartırız.
Nos explicará al menos el momento de la muerte deJewel Mayhew... y toda esta especie de... ironía tan extraña, ¿ no cree?
Zamanlaman bir harika Christian.
Llegas en el momento justo, Christian.
Harika bir zamanlaman var.
Eres de lo más oportuna.
Düşüncen için sağol tatlım... Ama zamanlaman harika...
Te agradezco tu buen deseo, nena pero creo que no has elegido el mejor momento para decírmelo.
Zamanlaman kötü, Jim.
Ha escogido un momento pésimo, Jim.
- Zamanlamanız mükemmel, tebrikler.
- ¡ Ha sido muy oportuno!
Marifetlerini bilemiyorum ama, zamanlaman kesinlikle çok kötü.
No sé qué le pasa, pero con seguridad es inoportuna.
Mükemmel bir zamanlaman var.
No me vengas ahora con ésas.
Zamanlaman harika!
Escogiste un mal día.
Zamanlamanız da gayet iyi.
Y justo a tiempo.
Zamanlaman için birşey söylem gerek.
- Diré algo sobre tu sentido del momento.
Zamanlamanın doğru olduğundan emin değilim.
No sé si el tiempo es correcto.
Zamanlamanız mükemmel.
Pasa.
Saygılar, Kaptan. Zamanlamanız mükemmel.
Le felicito, capitán, No ha perdido su arte culinario.
Seni kim yolladı bilmiyorum ama zamanlaman çok yanlış.
No sé quién va a mandar Pero en el momento equivocado.
Zamanlamanın doğru olduğunu düşünüyor.
Cree que es el momento.
Solaklık zamanlamanı mahveder, anladın mı?
Un zurdo desequilibra tus movimientos.
Merhaba, zamanlaman harika.
Hola, llegas justo a tiempo.
Bence zamanlaman kötü, Adelaide.
Lo que creo es que eres muy poco oportuna, Adelaide.
Bobby alem adamsın. - Zamanlaman mükemmel.
Bobby, eres un asunto serio, eres perfecto.
Zamanlaman harika.
Tú siempre tan oportuno.
Zamanlaman gerçekten...
Eliges un mal momento.
Zamanlamanı pek uygun bulmadım.
Has escogido un mal momento.
Zamanlaman çok kötü.
Eres de lo más inoportuno.
Zamanlaman biraz kötü.
Falta un poco de coordinación.
Zamanlaman çok kötü.
Estas en muy mal estado.
Zamanlaman inanılmaz.
No es el mejor momento.
Bence zamanlaman çok kötü.
Escogiste el peor momento.
Zamanlaman yanlış.
Mides mal.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43