English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Öne çıkın

Öne çıkın Çeviri İspanyolca

339 parallel translation
Sen, sen, sen, öne çıkın.
Usted, usted y usted, adelante.
Bay Christian, öne çıkın.
Sr. Christian, un paso adelante.
Burkitt ve Thompson öne çıkın.
Thomas Burkitt, Matthew Thompson, un paso adelante.
Söyleyeceğim 3 kişi lütfen öne çıkın.
Las siguientes personas den un paso adelante.
Söyleyeceğim 3 kişi lütfen öne çıkın.
Los siguientes tres, den un paso adelante.
Senor Bello... öne çıkın, lütfen.
Sr. Bello... acérquese, por favor.
Bay O'Rourke, öne çıkın.
Dé un paso hacia adelante.
Lütfen bir adım öne çıkın.
Srta. Hardiman... Srta. Lovitt.
Hemen öne çıkın.
Vengan aquí al frente.
Bay Chelm öne çıkın lütfen. Kaptan sizi görmek istiyor.
Sr. Chelm, el capitán quiere verle.
- Ben. - Öne çıkın.
Pase.
Öne çıkın, hanımefendi.
Señora de Dominicis, acérquese.
- Öne çıkın.
- ¡ Nosotros!
Öne çıkın! Sadece 15 cent!
¡ Por sólo 5 centavos!
Öne çıkın. 15 cent.
Sólo 5 centavos.
Öne çıkın ve sizi suçlayanlarla yüzleşin.
Preséntese ante sus acusadores.
Öne çıkın!
¡ Más cerca!
Bir adım öne çıkın.
Den un paso hacia adelante.
Dilekçe sahibi Francis Louis Beardsley, öne çıkın lütfen.
El demandante Francis Louis Beardsley, un paso adelante.
Ayağa kalkın ve öne çıkın.
De pie y avancen.
Biraz öne çıkın.
¿ Qué piensas, Walter?
Onbaşı Barry, sekiz adım öne çıkın... ileri marş!
Cabo Barry, ocho pasos al frente... ¡ aar!
Rooster J. Cogburn, lütfen öne çıkın.
Rooster J. Cogburn, acérquese.
Öne çıkın!
Avanza.
Öne çıkın beyler, şov başlamak üzere.
Anímense, señores, nuestro show va a empezar.
Nicholas J. Gardenia. Lütfen bir adım öne çıkın.
por favor.
Öne çıkın lütfen.
Acérquense, por favor.
Yoksa, öne çıkın... silahlarınızı bırakın ve gidin.
Si no, den un paso al frente, entreguen las armas y márchense.
- Lütfen bir adım öne çıkın ve bacaklarınızı ayırın.
- Por favor, acercaos y abrid las piernas.
Edinburgh Dükü Edmund, öne çıkın.
Edmund, duque de Edimburgo. Da un paso al frente.
Öne çıkın beyler.
Den un paso al frente.
Takım çavuşları, öne çıkın.
Sargentos de pelotón, adelante y al centro.
Öne çıkın ve Albay Samuel Colt'un Hartford, Connecticut'taki Patentli Silahlar İmalat Şirketi'nden gelen en yeni nesil ürünlerle cesaretinizi sınayın.
Vengan y muestren su valor con los últimos productos de la Fábrica de Armas de Fuego del Coronel Samuel Colt de Hartford, Connecticut.
Sondayı uzat! Son sınıf öğrencileri öne çıkın.
Pasen la sonda.
Silahlarınızı indirip ellerinizi göstererek öne çıkın.
Tiren sus armas y salgan con las manos arriba.
Öne çıkın, gençler.
- Adelantaos, chicos.
Sarah Siddons Cemiyeti'nin tarihini sıkıcı detaylarla anlatmakla kalmayıp.. .. oyunculuk tarihini de Thespis'in koro çizgisinden ilk öne çıkmasından itibaren anlatan.. .. şık sunucumuz, nihayet burada olmamızın nedenine gelebildi.
Habiendo repasado con tedioso detalle no sólo la historia de la Sociedad Sarah Siddons, sino la historia de la interpretación desde que Tespis se separó por primera vez del coro, el distinguido presidente ha llegado por fin a la razón de nuestra presencia aquí.
Tanık öne çıksın lütfen.
¿ Puede acercarse el testigo, por favor?
Suratı sargılar içinde genç Çinlilerden biri öne çıkıp bağırmaya başladı. " Bakın bana ne yaptılar!
Llega un joven chino con la cara cubierta de vendas, y se pone a gritar :
13, 1 4 ve 15. tertip kıdemli subaylar derhal öne çıksın.
Quiero que los oficiales de las zonas 13,14 y 15 se presenten inmediatamente.
Şu özellikle öne çıkıyordu ki benim ve daha birçok önemli insanın askeri felsefesiydi askerlere başarı için en iyi şansı sağlama adına onları, verebileceğiniz her türlü fiziksel ve maddi destek olmadan çatışmaya sokmamanız gerekiyordu.
Siendo ese el caso, y también siendo parte de mi filosofía militar, y de mucha otra gente, de que no debes enviar tropas a batallar sin darles todo el soporte físico y material que se pueda de modo de aumentar sus probabilidades de éxito.
Vücudun, çıplak vücudun. Sırların başlangıcı, öne çık.
Tu cuerpo, tu hermoso cuerpo desnudo, iniciado a lo oculto, avanza.
Sanık, lütfen bir adım öne çıkın.
Que el acusado dé un paso al frente.
Şu anda şizofrenlerle çalışmamın tek nedeni... şizofrenide dinsel deneyimin bu kadar öne çıkıyor olması.
La única razón por la que ahora estoy trabajando con esquizofrénicos es porque la experiencia religiosa es muy significativa en la esquizofrenia.
Beşiniz öne çıkın!
¡ Aquí, Ios cinco!
Saçını azıcık öne getireceğim, sana biraz asalet verecektir. Ayrıca, yanlarını da çevirip arkasına şu fiyongu koyacağım.
Te traeré el flequillo para atrás, eso te dará algo de volumen y peinaré los costados alrededor y pondré este moño en la parte de atrás.
Sean, öne çıkıp, biraz önce öğrettiğim hareketi sınıfa göstermeye ne dersin?
Sean, ¿ qué tal si pasas al frente y le muestras a la clase tu versión del movimiento que acabo de demostrar?
Doluluğa ve yüksekliğe ihtiyacınız var yüzünüzün uzunluğunu azaltıp, elmacık kemiklerinizi öne çıkarmak için.
Necesita amplitud y altura... para hacer corta su cara y enfatizar sus mejillas.
Bu kış kadın modasında öne çıkan şey şapkalar olacak.
El elemento más importante para la apariencia de la mujer este invierno serán los sombreros.
Fakat belki bu fikri, dilin işaret biçiminde ya da kuma çizilerek ifade edildiği bir emekleme evresi olduğunu önererek ya da belki de düşüncelerimizi mantık sırasına koymak, eylemlerimizi mantık sırasına göre planlamak için kendimizle konuşmanın bir biçimi olarak ortaya çıktığını öne sürerek ya da belki daha sonra dilin dudak ve sesi kullanarak konuşma biçiminde dışsal hâle geldiğini ve böylece beyinlerimizin şu andaki gibi birbirleriyle bağlantılı hâle geldiklerini öne sürerek çıkarabiliriz.
Pero podemos sugerir que tuvo una fase primitiva, como señas, o dibujos en la arena, o tal vez el lenguaje surgió antes de la invención del habla, como una voz interior, un pensamiento para planear las acciones. Quizá después se exteriorizó como lenguaje hablado, usando lengua, labios, y voz, así los cerebros se interconectaron en una red.
Her şeyinizi çıkartın, açık taraf öne gelecek şekilde bunu giyin.
Quítese todo, póngase la bata, abierta por delante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]