Insanlar Çeviri İspanyolca
49 parallel translation
Toprağı fethedebilirsiniz. ınsanları katledebilirsiniz. Ama bu son değildir.
Pueden conquistar la tierra, pueden asesinar a la gente pero ése no es el fin, resurgiremos.
Bazı ınsanlar yaşıyor, ama ben gerçekten de yaşayamadım.
Algunos lo hacen, pero yo realmente no podría.
ınsanlar en sık o zamanlarda ata biner zaten.
Es cuando monta más gente.
ınsanların reklamlarda görmek isteyeceği bir kıza benziyorsun.
Pero eres como un pájaro para mi y quedarás así ante la gente del anuncio.
ınsanlar bizi dinliyor.
La gente nos escucha.
ınsanlar gecenin ikisinde genelde uyurlar.
Como todos a las 2 de la madrugada.
ınsanlar böyledir.
Así es La gente.
Dünyadaki ınsanların yarısı erkek.
La mitad le la población del planeta es masculina.
ınsanlar üç nedenden havuz alıyor.
Hay tres razones por las que la gente pone una piscina.
- ınsanlar böyle mi söylüyor?
- ¿ La gente habla así? Es complicado.
ınsanlar sana baktığında beni görüyor. Yoksa ne görürlerdi?
Te miran y me ven a mí. ¿ A quién verían si no?
ınsanlar diğer ülkelere karşı teminat olarak kullanılmaktadır çünkü ABD iflas etmiştir Amerika Birleşik Devletleri 9 Mart 1933'te iflas ettiğini açıkladı
El país, sin dinero para pagar los préstamos, comenzó a usar a sus ciudadanos como valor, o propiedad de respaldo.
Nazi Partisinin Reichsfuhrer'ı Hermann Goring de bu arz talep oyununu mükemmel bir şekilde özetlemişti şöyle diyordu : ınsanlar her zaman lidelerinin hegemonyasına razı edilebilir bu gayet kolaydır
Funciona igual sin importar el país. " Esto también aplica a cada psique individual. Sólo hay que recordar que el falso ser ( ego ) tiene un solo deseo :
ınsanlar içgüdüleri ve doğalarına karşı duyarsızlıklarını sürdürdükleri sürece bu olayların neden meydana geldiklerini ve bu figürlerin neden böyle yüksek pozisyonlara yükseldiklerini asla anlayamayacaklar.
Por cada gobierno corrupto que cae en manos de pueblos revolucionados y oprimidos dos más tomarán poder en su lugar cada vez, porque la causa raíz de un gobierno corrupto no yace en el individuo que lo gobierna,
ınsanlar kendi ruhlarıyla yüzleşmemek için - ne kadar saçma olursa olsun - herşeyi yaparlar
Un artículo escrito en los 50's del siglo pasado declara que algunas investigaciones muestran que los individuos que habían sido alejados de los ambientes sociales y culturales se convertían en neuróticos.
ınsanlar içlerindeki kötülüklerle yüzleştiği ve onları kendilerin olarak kabul ettiği sürece onları bütünüyle fiziksel dünyaya yansıtmıyorlardı.
La progenie de nuestra enfermedad psicológica comenzó a multiplicarse después de una serie de catástrofes que irrumpieron en el colectivo en un estado somático de "Peleas o Huyes".
Bu tufan bir çok kabileyi, kabile reisini ve uygarlığı evlerinden uzaklara sürüklemişti ınsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için yeni evler ararlarken ruh sağlıklarını koruyan ritüelleri de askıya almışlardı şamanlar dünyanın bir çok farklı yerine yayıldılar, bütün bilgilerini içlerinde muhafaza ettiler
Nos quieren hacer creer que civilizaciones avanzadas como la del Egipto antiguo y los mayas de Mesoamérica aparecieron de la nada y desarrollaron sus artefactos intelectuales separadamente para llegar a su edad dorada. Suponen que vamos a creer que su increíble conocimiento matemático, astrológico, agrario, económico, político y arquitectónico salió de la nada...
Bu sadece din eksenli bakış açısının bir başka versiyonu ınsanlar yeni bir şeyler arıyorlar yeni bir tür ruhanilik arıyorlar, birşeyleri değiştirmek ve kendilerini mükemmeleştirmek istiyorlar, ama bunlar istismar ediliyor
donde muchas personas pueden quedar atrapadas. Muchas personas están desesperadamente buscando algo que llene su vacío toman cualquier cosa que se les ofrece con el apelativo "espiritual", pero muchas de estas cosas no están basadas en la verdadera sabiduría y muchas veces el conocimiento espiritual es limitado por la misma perspectiva religiosa.
ınsanlar kendilerini üzgün hissediyorlar, yalnız hissediyorlar, boş hissediyorlar Ve bu boşluğu materyalizmle doldurmaya çalışıyorlar, bunun onları daha iyi hissettireceğini sanıyorlar.
Los materialistas sienten tristeza y soledad como cualquier otra persona y quieren llenar el vacío con productos porque creen que los harán sentirse mejor.
ınsanlar benim adımı "küçük bir hata yapmak" anlamında mı kullanıyor?
¿ La gente usa mi nombre para decir "cometer un pequeño error"?
ınsanlar benzinciye niye gelir bayım?
¿ Por qué más viene la gente a una gasolinera, señor?
Onları görmedim ki ınsanlar bu tarz şeylere alışık
Nunca los había visto. Gente es un término relativo en su caso.
ınsanlar gerilince hata yapar.
La gente comete errores cuando están nerviosos.
ınsanlar evlerini kaybetmekle kalmadı.
Esa gente no solo perdió su hogar.
ınsanların hisse portföyleri ile tasarruf hesaplarını kurtarmanın ötesinde.
- ¿ Alguna vez se te ha ocurrido que podrías hacer algo realmente bueno en esta ciudad? Algo más que recuperar carteras de acciones y cuentas de ahorro.
ınsanları kendisi için çalmaya zorluyor.
Extorsiona a la gente para que robe para él.
ınsanların buna oy vereceklerini gerçekten düşünmüyordur herhalde?
¿ No se cree de verdad que la gente va a votar sobre eso?
ınsanlar neden internette yazan her şey için yorumda bulunma ihtiyacı hissediyor?
¿ Por qué la gente siente la necesidad de comentar cada artículo online?
ınsanlar görebilsin diye.
Donde la gente pueda verlos.
ınsanlar değişmez.
La gente no cambia. Nunca.
ınsanların en çok sevdiği şey aynı zamanda onu en derinden yaralayan şey olabilir.
Las personas que mas amamos son las únicas capaces de herirnos mas profundamente.
ınsanları döverek para kazanan bir kadın mı?
¿ Una mujer que golpea a la gente para ganarse la vida?
Babam Amerikalılar hakkında haklıydı. ınsanları kendiniz için kullanıyorsunuz.
Mi padre tenía razón que ustedes americanos sólo usan a la gente para lo que quieren.
ınsanların esrar veya içki içtikleri belirli odalar vardı.
Habían... habían algunas habitaciones donde la gente iba para fumar o beber.
ınsanlar bayılıyor onlara.
La gente los adora.
- ınsanlar, yaşlılardan boş yere korkuyor.
A la gente le asustan los viejos, sin razón.
ınsanlar gider. Daha çok sevdikleri bir şey buldukları için giderler.
La gente se va porque encuentra algo que les guste más.
ınsanlar gölette suyun altına girince çok derin bir uykuya dalıyorlar.
Cuando la gente se sumergen en el estanque caen en un sueño profundo.
ınsanların göründükleri gibi olmadıklarını biliyoruz.
Ambos sabemos que la gente no es siempre lo que parece ser.
ınsanların boğazından zorla demokrasiyi sokamazsın.
No puedes meterle a la gente la democracia en la cabeza.
Kendin söyledin. ınsanlar büyüleyici değiller mi?
Lo dijiste tú mismo... los humanos son fascinantes, ¿ cierto?
ınsanlar ikinci bir şansı hak eder, işletmeler gibi.
Todos merecen una segunda oportunidad, como las empresas.
"ınsanlar Zerubbabil'in elinde çekülü görünce sevinecekler."
Pues el Señor se regocija al ver comenzar la obra. Al ver el plomo en mano de Zorobabel ".
nsanlar ondan intikam almak istiyor. Artık onun gibilerin...
El pueblo ha de tomarse su venganza.
nsanlar neler düşünüyorlar.
Vemos eso todo el tiempo. Es gracioso las cosas que la gente hace para salirse con las suyas.
nsanlar bu durumu biliyorlar, sadece değiştirmek istemiyorlar.
La gente sabe de esto, sólo que no quieren cambiar.
O arabasıyla hırsızı götürüyordu! İ nsanlar Tanrı'ya özlem duymalarıyla aynı sebepten dolayı bir komploya özlem duyarlar.
¡ Estaba conduciendo con el ladrón! La gente desea una conspiración por la misma razón que desean que haya un dios.
Hiçbir anlamı bile yok. Çünkü bir kşi, yani Smiley aynı anda tüm internet ağında, nsanların arkasında nasıl belirebilir?
No tiene sentido. ¿ Cómo puede una sola persona, Smiley,... aparecerse detrás de la gente de toda Internet?
Ä ° nsanların özel hayatını korumaktan yana mısın?
Estás del lado de proteger la privacidad de las personas?
insanları 60
insanlar 521
insanların 77
insanlar var 17
insanlara 46
insanlar bekliyor 18
insanlar değişir 33
insanlar ölüyor 21
insanlar mı 19
insanlar ölür 20
insanlar 521
insanların 77
insanlar var 17
insanlara 46
insanlar bekliyor 18
insanlar değişir 33
insanlar ölüyor 21
insanlar mı 19
insanlar ölür 20