30 Çeviri Fransızca
32,082 parallel translation
Yaklaşık 30 dakika önce bir koşul konuşmadan bir milyon bir dolarlık teklif verdiler.
J'ai reçu un appel, il y a environ 30 minutes, pour une offre ferme et définitive à 1 million et 1 dollars.
30 yılı aşkın süredir evliydik.
Il a été mon compagnon pendant plus de 30 ans.
30 yıl geçti üzerinden.
Il y a plus de 30 ans, vous savez?
30 saatlik çalışma sınırına ulaştı sayılır.
Elle a presque atteint ses 30h maxi.
30 yaşımıza geldiğimizde hala bekar olursak beraber olmaya karar verdik.
Et ensuite on a décidé que si on était toujours célibataire à 30 ans, on se mettrait ensemble.
Bu mesajı 30 dakika önce aldık ama görüntü akışı sağlam değil.
On a reçu ça il y a 30 minutes, mais la source n'est pas fiable.
20, 30 adım sonra anteni üstüne kurabileceğiniz bir kaya çıkıntısına geleceksiniz.
Dans 20 à 30 pas, vous atteindrez un petit affleurement rocheux où tu peux installer l'antenne.
Saat 2.30 sıralarında gürültülü bir araba sesi duymuş.
Il a entendu une auto crisser des pneus vers 2 h 30,
Bana göre gösterinin anahtarı iri yarı olan erkeğimiz.
On dirait que le public ici est composé d'hommes de 30 à 48 ans.
Güzel, otuz yaşlarında.
Elle est jolie. Environ 30 ans.
Callie, 30 yılı aşkın bir süredir bu sistemde çalışıyorum.
Callie, je travaille dans le système depuis plus de 30 ans.
Kaliteli, zarif ve şık yerel kızlar yarım saatte partinizde.
"Optez pour la qualité, le haut de gamme, des femmes de ta région à ta fête en moins de 30 minutes."
Bu sabah Omar Velez'in ölü bulunduğu yerin 27 metre ötesinde mi?
À moins de 30 mètres de là où Omar Velez a été trouvé ce matin?
Vesaire... 0.9 hektar besi alanı online olarak 25, 30 birim getirir.
D'accord? 1 hectare de parc d'engraissement, c'est 25 à 30 unités en ligne.
9 : 00-9 : 30 gibi kalıyor.
Il se lève vers 9 h, 9 h 30.
Yarım sonra onu buldular.
30 minutes après, ils le retrouvent.
30 yıldır o parkta pretzel satıyordu. Tek bir şikayet veya olay olmamıştı.
Il a vendu des bretzels pendant 30 ans sans aucune plainte, ni le moindre incident.
Buraya kaçta geldin?
T'es arrivé à 16 h 30?
30, 29, 28 24, 23 7, 6, 5...
30, 29, 28... 24, 23... Sept, six, cinq...
- Otuz saniye daha.
- Encore 30 secondes
- Otuz saniye.
30 secondes.
Hey, Neredeyse 9 : 30 oldu, neredesiniz?
Hey, il est presque 9h30, où êtes-vous les gars?
Tamam. 8 : 30'dan sonra her zaman bana uygun sana da uyarsa.
Pas de soucis. Après 20h30, ça me va, si ça vous convient également.
Bizden 30 yıl öndesin.
Tu as 30 ans d'avance sur nous.
Ancak % 70'i bizim % 30'u senin olacak şekilde bölüşeceğiz.
Cependant, nous allons partager la somme de façon à ce que nous ayons 70 % et que tu es 30 %.
30 dakika önce gördün onu.
Tu l'as vu il y a 30 minutes.
Roket, astronotlar bindikten 30 dakika sonra kalkıyor.
La fusée va décoller 30 minutes après qu'ils soient à bord.
Bugün Winston Churchill'in 80. yaşını kutlayan telgraflar Downing Caddesi'ne yağdı. Tarih 30 Kasım.
Les télégrammes n'ont cessé d'affluer à Downing Street aujourd'hui pour souhaiter un joyeux anniversaire à Sir Winston Churchill pour ses 80 ans, en ce 30 novembre.
Ellerinizi normalden otuz saniye daha fazla yıkayın.
Lavez-vous les mains 30 secondes de plus que d'habitude.
Kendimi 30 yıl boyunca korudum.
Je me suis protégé pendant 30 ans.
- Yaklaşık 30 dakikadır.
À peu près 30 min.
Etkisi genellikle yarım saat sürüyor.
Ça met 30 minutes à agir.
- Erkek mahkum ; 128, 129, 130.
Hommes 128, 29, 30. Je vois.
Otuz yaşıma geldim ve bir tane bile arkadaşım yok.
J'ai 30 ans et je n'ai pas... une seule amie.
- Burada otuz kişi olmalıydı.
Il devrait y avoir 30 personnes ici.
Otuz kişi olması gerektiğini nereden biliyorsun?
Comment ça, 30 personnes?
Peter'ı destekleyen, otuz dakika içinde otuz kişiye ihtiyacımız var. - Yoksa kabul etmeyecekler.
On a besoin de 30 personnes d'ici 30 minutes à son stand, sinon il n'est pas éligible.
Her iki durumdan da şu çıkıyor ; Mina'yı kaçıran kişi dün gece onun evinin 30 kilometre yakınında bir cinayet işlemiş olabilir.
En tout cas, le kidnappeur a peut-être commis un meurtre à moins de 35 km de chez Mina hier.
Umarım gidiyordur yoksa son otuz yılımın çoğu vaktini boşa harcamış olurum.
Je l'espère. Ou alors j'ai perdu beaucoup de temps ces 30 dernières années.
3 metre civarı.
30 mètres, peut-être.
Nabız kontrolüne 30 saniye.
30 secondes avant contrôle du pouls.
30 yaşında ve sağlıklı.
30 ans et en bonne santé.
Tüm alanı kazdık ve kusurlu Utopiumdan eser yok ama 30 eyaletten plaka bulduk.
Tout ça en creusant dans un champ, et toujours pas d'Utopium, mais j'ai des plaques d'immatriculation de 30 états.
Kurbanımız 30'lu yaşlarda görünüyor.
La victime est trentenaire.
Bu sabah 8 : 30'da neredeydin?
Où étiez-vous ce matin à 8 : 30?
Dün sabah 8 : 30'da neredeydiniz?
Où étiez vous hier matin à 8h30?
8 : 30'da buraya doğru geliyordum, trafikte sıkışmıştım.
À 8h30, j'étais sur le trajet du retour, Bloqué dans les bouchons.
Poochmore köpeği 7 : 30'da getirdiğini söyledi.
Les Poochmore on dit qu'il avait laissé son chien vers 7h30.
8 : 30'da, cinayet saatinde hala arabada olduğunu söyledi.
À 8 : 30, l'heure du meurtre, il disait qu'il était encore dans sa voiture.
30?
30?
30 mesaj gelmiş.
J'ai 30 messages.