English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Alacaksınız

Alacaksınız Çeviri Fransızca

1,678 parallel translation
Gerçekten Mondrian mı alacaksınız?
Vous cherchez vraiment un Mondrian?
- Hastaneden taburcu olduğunuzda yirmi bin dolar, ek ödeme alacaksınız.
- Oui. - À la sortie de l'hôpital, vous recevrez un paiement supplémentaire de 20000 $.
Parayı ne zaman alacaksınız?
- Alors quand vas-tu avoir l'argent?
Paranızı silahları deneyince alacaksınız.
Vous aurez le fric quand on aura testé les armes.
Çukurlukları düzeltmek için yağları alacaksınız... kemiği incelteceksiniz, sonra biraz kolajenle şişireceksiniz.
Vous me ferez une petite lipo pour corriger le creux, vous affinerez l'os et redynamiserez tout ça avec un peu de collagène.
- Beni koruma altına mı alacaksınız?
- Vous allez m'arrêter pour me protéger? - Pas exactement.
Ben size hırsızlığı kimin yaptığını söyleyeceğim siz de beni oyuna alacaksınız.
Je vous dis tout et vous me laissez jouer.
Payınızı hükümet görevlisi Royer'dan alacaksınız.
Demandez vos rations à l'agent Royer.
Bunlar için her on iki ayda bir 20 bin dolar alacaksınız, ve bu para Beyaz Baba tarafından sizin için harcanacak.
Pour tout cela, vous recevrez 20000 $ toutes les douze lunes, que le Pére Blanc dépensera dans votre intérêt.
Bunun için kaç para alacaksınız Bay Ibbs.
Elle va rapporter combien, M. Ibbs?
Evinize avize asacaksanız bunları da göze alacaksınız.
Voilà ce qui arrive quand on a un lustre.
- Tozu cumaya alacaksınız.
- Vous aurez la poudre vendredi.
Çocuklarımın elinden şaraplarını mı alacaksınız?
De priver mes enfants de vin?
İyi bir vatandaşsınız, arabanızı geri alacaksınız.
Vous avez l'esprit civique. On vous rendra votre voiture.
Köpeklerinizi alacaksınız. 30-30. Orada uyuyacaksınız.
Tu as tes chiens, ta carabine, tu couches là.
Karşılığında 1500 dolar alacaksınız ve dört ay boyunca... epeyce vakit ayıracaksınız.
Le salaire est de 1500 $ pour les 4 prochains mois.
Hedefi vurduğumuzda Kırmızı 1, Kırmızı 2, muhafızları siz alacaksınız.
Une fois près de la cible, Red 1, Red 2, vous éliminerez nos escortes.
Paranızı alacaksınız
Vous aurez votre argent.
Çocuklar, işte bunu alacaksınız.
Vous allez vous régaler.
Çünkü onları işlerinizde kullanıyor olacak ve güçlerinizi ondan alacaksınız
Car vous les utiliserez dans votre travail et vous recevrez leur pouvoir.
Çünkü, bu şekilde parayı alacaksınız.
Parce que, de cette façon, vous prendrez l'argent.
Ardından bu sonbaharda çocuklarınızı yanınıza alacaksınız.
Et vous prenez les arrangements nécessaires pour récupérer vos enfants avant l'automne.
- Emirleri benden alacaksınız!
C'est moi qui commande. - OK.
Çok uzak yerlerdeki imkansız görevler için gizli görevler alacaksınız.
Vous serez sous couvertures, sur des missions impossibles dans des contrées lointaines.
Alacaksınız.
Tu as notre fric?
Hepsini mi alacaksınız?
Tu vas toutes te les faire?
İnsanlarınızdan, başarıdan başka hiçbir şey talep etmeyin ve sonunda bunu alacaksınız.
Ne demandez rien d'autre à vos homme que le succès, et vous l'obtiendrez.
Zamanla bütün sorularınıza yanıt alacaksınız.
Je répondrai à vos questions en temps voulu.
Grubun amacını öğrenecek ve elektro manyetik silahı alacaksınız.
Vous allez identifier le but du groupe et récupérer l'arme électromagnétique.
Üstü açılır bir araba alacaksınız.
Vous devez acheter une décapotable.
Alacaksınız da.
Vous l'aurez.
Onları benden alacaksınız, değil mi?
Vous allez me les prendre, c'est ça?
Dostum, tüm geçim kaynağımı elimden alacaksınız.
Les mecs, vous foutez en l'air ma réputation.
Eğer bir Gamma-Rho kardeşi olmak istiyorsanız ancak biz söylediğimiz zaman konuşacak, yürüyecek, göz kırpacak ve nefes alacaksınız.
Si vous voulez faire partie de Gamma-Rho, vous devez parler, marcher, sourciller et respirer quand on vous dit de le faire.
Hanımınız için silah mı alacaksınız?
Une arme à feu pour la patronne?
Tam olarak 15 dakika içinde açık talimatlar alacaksınız.
Vous recevrez un appel avec les instructions précises dans exactement 15 minutes.
- Bizden haber alacaksınız.
- On t'appellera.
Hepimiz sessiz olalım, eminim ki, zamanında teslim etmek için... gereken tüm bilgiyi alacaksınız.
Asseyez vous, s'il vous plaît, Vous allez avoir toutes les informations nécessaires pour ecrire vos articles.
Olduğunuz yerde kalın. Önceki talimatları önemsemeyin, emirleri doğrudan benden alacaksınız.
Restez où vous êtes, ne tenez pas compte des instructions reçues précédemment, ne prenez vos ordres de personne d'autre.
Sokağa çıkıp iyilik isteyin bakalım ne alacaksınız?
Allez demander ces faveurs ailleurs, vous verrez le résultat.
Evet, barmen etrafına bir bakar ve der ki : Siz iki beyefendi ne alacaksınız?
Donc, euh, le barman regarde autour de lui et dit, euh, "Qu'est ce que 2 parfaits gentlemen comme vous désirent?"
Ev mi alacaksınız?
Vous voulez acheter une maison?
Bana oynadığınız bu berbat oyunu size ödetmek için de hepiniz buraya gelip kendi baharatlarınızı alacaksınız.
Et pour vous remercier du tour minable que vous m'avez joué, servez-vous vous-mêmes votre putain de ketchup.
Şey, sana bazı ortaklar bulacağız, ve biraz kazancımızı arttıracağız, ve Francesca'yı satın alacaksın.
On va te trouver des partenaires, soulever des fonds... et tu vas racheter la part de Francesca.
Babanız yokken, bu yerin kontrolünü siz ele alacaksızın, genç efendi.
Pendant son absence, c'est vous qui gouvernez cette ville.
Cephede görev alacaksınız.
Vous apporterez ce matériel au sergent Garrido.
Canımızı mı alacaksın? Sahip, bu zenciyle dalga geçtin.
Sahib, vous avez apprécié la loyauté d'un homme de couleur.
Tamam, yapacaklarımız, sen bana zamanda yolculuk saatlerinden bir tane alacaksın ben de geri dönüp o ölümden dönme deneyimini durduracağım.
Voilà ce qu'on va faire. Tu m'achètes une montre pour voyager dans le temps, et je remonte les années pour empêcher cette expérience post mortem.
Nasılsınız? Ne zaman araba alacaksın?
Quand achèteras-tu une voiture?
- O zaman tek ihtiyacımız para kalıyor. - İşini bitirdikten sonra alacaksın.
Il ne reste plus qu'à payer.
Bak kız biliyor musun, ailen için en iyisi neyse onu alacaksın.
On se doit de prendre ce qu'il y a de mieux pour sa famille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]