Asla olmadı Çeviri Fransızca
1,675 parallel translation
Bu asla olmadı.
Elle invente.
Asla olmadığım biri gibi davranmaya çalışmadım.
Je n'ai jamais prétendu être plus que cela.
Beni endişelendiren, bu toplantı asla olmadı.
- En ce qui me concerne, cette petite rencontre n'a jamais eu lieu. Compris?
Dinle, seks veya romantizimle alakalı değildi, asla olmadı da.
Ecoutez, ça n'a jamais était à propos de sexe ou d'amour.
- Asla olmadı.
- Jamais.
Bu asla olmadı.
Attends, attends.
Asla olmadım.
Je ne l'ai jamais été.
Asla olmadı.
Il ne s'agissait que de Cally.
Öyle bir şey asla olmadı Chad. Asla.
Ça ne s'est jamais passé, Chad.
Bak, Clark, kendinde olmadığını anlıyorum, Lionel'a sırrını asla söylemem.
Ecoutes, Clark, je comprends le fait que tu n'étais pas toi-même, mais tu sais que je ne dirai jamais ton secret à Lionel.
- Harry, bu komitenin asla var olmadığına emin misin?
Harry, êtes-vous sûr que ce Comité n'a jamais existé? Bien sûr.
- Asla var olmadığına göre, besbelli ki yapmadım.
Puisqu'il n'a jamais existé, ça me paraît évident.
Asla bir takım oyuncusu olmadın.
Tu n'as jamais été capable de jouer pour l'équipe.
Ne düşündüğünü biliyorum, ben asla duygusallık açısından pek iyi olmadım, ama İnsan kendi ölümüyle yüzleştiği zaman, her şeyi daha açıkça görüyor.
Je sais que je n'ai jamais été un modèle pour ce genre de sentiments, mais quand on contemple sa propre fin, on voit les choses plus clairement.
Hey, ben asla mutlu olmadım.
J'étais jamais heureux.
Neden bahsediyorsun sen? Ben asla sağ kolun olmadım.
J'étais pas ton bras droit.
Kesin şu saçmalıkları! O asla 1.75 boyunda olmadı.
- Elle a jamais fait 1m75!
Gerçek dişlerin olmadığını asla bilemezdim.
On ne croirait pas de fausses dents!
- Benim sansürcülerle asla sorunum olmadı.
- Jamais eu de problèmes de censure.
Ama tuhaf olan şey senin yanındayken, asla başka biri olmak zorunda olmadım başlangıçtan bu yana. Seninleyken, kendimi her şeyi yapabilirim gibi.. ... her şeyi söyleyebilirim, her şeyi deneyebilirim gibi hissediyorum.
Avec toi, je sens que je peux faire n'importe quoi, dire n'importe quoi, essayer n'importe quoi.
Asla sahip olmadığın ve asla sahip olmayacağın şeyi bırakıyorsun : Kontrol.
Tu renonces à la chose que tu n'as pas et n'auras jamais, la maîtrise.
Kolay olmadığını biliyorum ama... Sonuçlar asla çocuk sahibi olamayacağımı gösteriyordu.
Je sais que ce n'est pas forcément facile pour vous... mais ces examens ont révélé que je n'pouvais pas avoir d'enfant.
"Sahip olmak zorunda olmadığın bir sanat eserini asla satın alma."
"On devrait uniquement acheter les œuvres d'art auxquelles on tient."
İtiraf ettim ve deneneceğimi söylediler ama asla bir deneme olmadı.
J'ai avoué et ils ont dit que je serais jugée, mais il n'y a jamais eu de procès.
Senin asla ideallerin olmadı.
Tu n'as jamais eu d'idéaux.
Asla yalnız kalmayacağımı söylemişti Ama hiç öyle olmadı
Elle disait que je ne serais jamais seul Mais il en fut autrement
Onun asla unutacak türde bir kadın olmadığını, peşini bırakmayacağını sonunda anladığın zaman, bana bir telefon et.
Quand tu comprendras qu'elle n'est pas le genre de femme à t'oublier, appelle-moi.
- Jorge asla burada olmadı.
- Jorge est jamais venu jusque là.
Asla iyi bir koşucu olmadım. Hatta koşan bir adam bile olmadım.
J'ai jamais su courir, je sais même pas faire semblant.
Evet, asla bırakmadım. Hiç hasta olmadım ve hiç kaza yapmadım.
Jamais de congé maladie, jamais d'accident.
Asla başka yerde olmadı ki.
On ne l'a jamais quitté.
O ve Charles, siyasi olarak asla aynı fikirde olmadılar ama David bunun, dostluğumuzun önüne geçmesine asla izin vermedi.
Charles et lui n'avaient pas les mêmes idées politiques, mais... David n'a jamais laissé cela ternir notre amitié.
Asla olmadı.
Elle ne l'a jamais été.
Bunu diyorlar çünkü Warren'a asla benim kadar yakın olmadılar.
Mais, c'est parce qu'ils n'ont jamais compris Warren comme moi je le comprenais.
Marni asla sadık olmadı.
Marni ne faisait rien en cachette.
bir daha asla böyle aşık olmadım.
Je n'ai jamais retrouvé ce genre d'amour.
Annene çekmiş olmalısın, benim asla böyle bir karnem olmadı.
Tu dois tenir de ta mère, parce que je n'ai jamais eu de telles notes.
Konu asla para olmadı.
Ça n'a jamais été une question d'argent.
Aslında, asla o kadar yakın olmadık.
En fait, on n'a jamais été vraiment proches.
Senin asla benim yardımıma ihtiyacın olmadı.
T'as jamais eu besoin de mon aide.
Kayda geçmesi için, benim tutukluluk halim çok kısa sürdü... bu nedenle asla anal bir ihtiyacım... bilirsin işte, olmadı.
Pour info, mon incarcération a été très courte, donc je n'ai jamais eu besoin de trucs anaux...
Ama Exolair'in böyle bir geçmişi olmadığını biliyordum. Asla da olmayacaktı.
Ce n'était pas le cas de l'Exolair et ça ne le serait jamais.
Asla başka biri olmadı.
Je n'ai eu personne d'autre.
Asla kolay olmadı.
Mais rien n'est simple.
Hayır... bizim son öpüşmemiz olmadıkça... etrafta insanlar varken asla olmaz.
Je ne peux pas... avec du monde autour. À moins que ce soit notre dernier baiser.
Asla teslim olmadığınız seksi eski erkek arkadaşınız mı?
Le très bel ex qui ne s'engagera jamais?
Onunla asla yakın olmadılar.
Ils n'ont jamais été très proches de lui.
Benim asla hücre ölümüm olmadı!
J'ai jamais eu de mort dans les cellules.
Benim için asla bir hayal kırıklığı olmadın.
Tu ne m'as jamais déçue.
Asla Gordon gibi bir erkeğim olmadı.
Je n'ai jamais eu d'homme comme Gordon.
Sana yemin ederim, Jin asla başka bir adamla beraber olmadım.
Je te le jure, Jin. Je n'ai jamais été avec un autre homme.