Atlantic Çeviri Fransızca
1,113 parallel translation
Yarın Atlantic City'ye gideceğim.
Je vais à Atlantic City demain.
Ve Atlantic City işi ile ilgili olarak, her zamanki gibi yakınıyorlar.
Et c'est ce canard qui a hurlé pour le coup d'Atlantic City.
Onu Paskalya'da Tahoe'da ve sonra Atlantic City'de izleyebilirsiniz.
N'oubliez pas, il sera en tournée à Tahoe le 17 et à Atlantic City pour Pâques. C'est bien ça?
Dindar biri olmasam da bir daha kötü havalarda Atlantic'i aşmayacağıma,..... ve asla deveye bakmayacağıma yemin ediyorum.
Je jure de ne plus survoler l'Atlantique par un temps pareil, ni de poser mon regard sur un chameau. Un verre?
"Atlantic'in diğer tarafında halletmemiz gereken bir şey var."
"Nous avons un problème à régler de l'autre côté de l'Atlantique."
Atlantikteyiz 64 Gazinoların önünde.
Atlantic City, en 1964, avant la construction des casinos.
Atlantic City. Steel Pier.
A la Jetée d'acier d'Atlantic City.
Ve şimdi Atlantic Eastern Kartalları için şu anki konferans şampiyonu Doug Nelson dalacak.
Le prochain plongeur pour les Aigles d'Atlantic Eastern... l'actuel champion de conférence : Doug Nelson.
Sıradaki, Atlantic Eastern Kartallarından Bill Steincap.
Le prochain plongeur des Aigles d'Atlantic Eastern est... Bill Steincap.
Bu, Atlantic Eastern'ın 10 metrelik dalışlarını sonlandırıyor.
Ainsi se concluent les plongeons... de dix mètres d'Atlantic Eastern.
Özel olarak konuşabilir miyiz? 9-top turnuvası var, Nisan'ın sonunda, Atlantic City'de.
On peut parler tranquillement?
Atlantic City'de görüşürüz.
On se voit à Atlantic City.
Atlantic City bizim için ölmüş olurdu.
Atlantic City... rapé. Ces types, c'est des casaniers.
Çünkü eğer bu adama kötü bir şekilde yenilirsen, Atlantic City'de önemsiz biri olacaksın ve amortilerden sana hiçbir şey kalmayacak.
Si ce type te rétame... tu vaux plus rien pour Atlantic City et ta cote sera au plus bas.
Atlantic City'ye gitmek için ne kadar paraya ihtiyacın var? Birkaç binlik? Yapma, Eddie.
Combien il vous faut pour Atlantic City?
Sen ve Atlantic City arasında yaklaşık 27 bilardo salonu var.
Vous, ici... là, Atlantic City. Entre les deux, 27 clubs.
Atlantic City'ye mi gidiyorsunuz? Bu 4.00 dolar. Size en az 5.00 dolar lazım.
Vous deux, vous allez à Atlantic City?
Evet, kullandım ama şuan Atlantic City'de büyük adamlarla berabersin.
De moi! Tout à fait. Mais là, t'es à Atlantic City, avec les cracks.
- Bir bayanla Atlantic City'de.
- A Atlantic City. Avec une déesse.
Ben de Atlantic City'de parasını kaybettiğim kadına gideyim.
Faut que je retrouve la panthère dont j'ai claqué le fric.
Atlantic City'ye!
Atlantic City!
! Atlantic City'ye geliyoruz.
On arrive à Atlantic City.
Dinle, Mike amca Moe Dickstein'le Atlantic City'ye geliyoruz.
Ecoute, oncle Mike, je viens à Atlantic City avec Moe Dickstein.
Moe, beni Atlantic City'ye götür, dostum.
- Oui. Emmêne-moi à Atlantic City.
Atlantic City'deler.
Ils sont à Atlantic City.
Atlantic City'delermiş.
Ils sont à Atlantic City.
Ben Atlantic City'den Bobby DiLea.
Ici Bobby DiLea à Atlantic City.
Keşke o 250 bini Atlantic City'de bırakmasaydık.
- Quoi donc? On n'aurait pas dû laisser ces 250 briques à Atlantic City.
Hayır, anlamıyorsun. "Atlantic Overseas" Şirketi durgun bir dönem geçirmiyor.
Atlantic Overseas n'a pas seulement un mauvais trimestre.
İyi masaları kalmamışsa başka bir şey ayarla. "Atlantic Overseas" kar-zarar tablosunu istiyorum. ZBB ve PBB raporları da istiyorum Ken.
J'ai besoin des BEP sur Atlantic Overseas, et des derniers ZBB et PBB.
Atlantic Overseas'den Waterman'ı bağlayın.
Je voudrais parler à Waterman, Atlantic Overseas.
BEŞİNCİ GÜN - "AKŞAM YEMEĞİ"
CINQUIEME JOUR - "LE DÎNER" ( LES FILLES D'ATLANTIC CITY )
Atlantic City'de geçiyordu.
Ca se passait à Atlantic City.
Atlantic City'yi görmek isterim, ama masrafları karşılayamayacağım için gitmek de istemiyorum ama hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyorum.
J'aimerais bien voir Atlantic City, mais je peux pas m'offrir le voyage. J'ai pas vraiment envie d'y aller, mais j'aimerais en apprendre plus sur cette ville.
Bu yüzden Atlantic City gibi sınırlı bir bölge seçip, yerel gazetelerden seçtiğim bazı isimlere mektuplar yazdım.
Alors je me suis limité à un endroit, Atlantic City, j'ai cherché les noms des journaux locaux et je leur ai écrit.
Orada öylece durup Atlantic'i seyrettim.
Je restais là, à regarder l'Atlantique.
Güney Atlantik Ligi takımlarından Asheville'de bir tutucuya ihtiyaç olduğunu duyduğunu söyledi.
Disant qu'il y avait peut-être une ouverture pour un receveur... à Asheville dans la Ligue South Atlantic.
Bu hikayeleri daha önce de dinledim.
De la Septième Avenue à Atlantic City, je ne fais pas partie de la haute société.
Atlantic City konuşmam nerede?
Où est mon discours pour Atlantic City?
O halde Atlantic Operasyonları yöneticisine söylerim... Bu madende sıkışıp kaldık.
Quand j'ai dit au directeur des Opérations de l'Atlantique... que nous avons dû faire venir descendre un géologue pour étudier cette mine...
En son ne zaman Atlantic City'deydin?
T'as été à Atlantic City? - Jamais.
Senin adına ödediğim kumar borçlarının tam bir listesi bende duruyor, Las Vegas'tan Atlantic City'ye kadar.
Et j'ai noté les dettes de jeu que j'ai payées, de Las Vegas à Atlantic City.
Atlantic City'ye gidelim.
Allons à Atlantic City.
Atlantic City'de dökülen kanlar New York'u karıştırdı.
Le bain de sang d'Atlantic City a désorganisé New York.
- Atlantic City, Şikago. Pennsylvania.
- Atlantic City, New York, Chicago.
Atlantic International, uçuş no : 163.
À Contrôle, de vol 163 : procédure d'urgence.
Epey hareketlilik olacak.
Il y a un tournoi de Jeu du 9, en avril, à Atlantic City.
Buradan Atlantic City'ye tek başına gitmen için ne kadar paraya ihtiyacın var?
Tu l'auras la prochaine fois. Combien il vous faut pour être seuls... à Atlantic City?
- Evet, Texas Instruments Atlantic Overseas International... - Affedersiniz.
- Texas lnstruments- -
Yedinci Cadde'den, Atlantic City'den.
Je sais. J'ai déjà entendu ces histoires.
Haham'la Atlantic City'ye gideceğimi söylemiştim.
J'ai dit que j'allais à Atlantic City.