Aşkı Çeviri Fransızca
51,443 parallel translation
Tanrı aşkına.
Bon sang.
- Tanrı aşkına.
- Seigneur.
Aşkım, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz.
Mon amour, on a tout ce dont on a besoin.
Pekala aşkım, şimdi odana git ki babanla konuşabileyim, oldu mu?
Bien, ma puce... Va dans ta chambre. Je dois parler à papa.
Ya sen ne yapıyorsun, küçük aşkım?
Et toi, ma petite puce?
Aşkım Carlos'u kim alıyor?
Qui est parti chercher Carlos?
Hermilda, Tanrı aşkına...
Hermilda, voyons.
Tanrı aşkına, Tata.
Arrête, Tata.
Pablo, aşkım?
Pablo, mon chéri?
Aşkım, nasıl gidiyor?
Ça va, mon amour?
Aşkım, Lloredas'ın ne getirdiğine bakar mısın?
Chéri, regarde ce cadeau des Lloreda.
İsa aşkına. Carmelita, lütfen yardımcı ol. Benimle kavga etme artık.
Pour l'amour de Dieu, j'ai besoin que tu m'aides, Carmelita.
İkincisi, Tanrı aşkına parayı al.
Je t'en supplie, il faut que tu prennes l'argent.
Aşkım, parayı alman lazım.
Ma belle, je t'en prie, prends l'argent...
Tanrı aşkına. Umarım ne yaptığını biliyorsun.
Putain, Javier, c'est risqué.
Tata, Tanrı aşkına, beni dinle.
Pour l'amour de Dieu, écoute-moi...
Aşkım, hadi gidelim.
Ma puce, on y va. Allez.
Sesini duymak çok güzel, aşkım.
Ça fait du bien d'entendre ta voix, mon amour.
Aşkım, hepimiz iyiyiz.
On va tous bien.
- Aşkım, meyve suyu ister misin? - Evet.
- Tu veux du jus, mon cœur?
Hiçbir şey aşkım.
Pour rien, ma puce.
Benim, aşkım.
C'est moi, mon amour.
Nihayet, seninle konuşabiliyorum, aşkım.
Je peux enfin te parler, mon chéri.
Biliyorum, aşkım.
- Je sais, ma chérie.
Şu an iyi bir fikir değil, aşkım.
Je crois pas que ce soit une bonne idée, pour l'instant.
Orası çok tehlikeli, aşkım.
C'est dangereux.
Teslim olman dünyanın sonu değil, aşkım.
Si tu te rends, ce sera pas la fin du monde.
Aşkım, Nelson Mandela'ya baksana.
Regarde Nelson Mandela.
Teslim olmayı düşün, aşkım.
Il faut que tu te rendes.
İşte hayatımın aşkı.
Ah, voilà l'amour de ma vie.
- İyiyim, aşkım.
Je suis en forme.
Harika, aşkım.
Tant mieux.
Asla teslim olmayacağım, aşkım.
Je ne me rendrai jamais.
Şimdi çık, işim başımdan aşkın.
Maintenant, va-t'en, j'ai des choses à faire.
Ama siz de hala "Yüce Sezar'ın Hayalet'i Aşkına" diyorsunuz bu da biraz eski moda.
Cependant, vous employez bien l'expression "Grand Dieu" vous, ce qui est encore plus ancien.
"Kalbinde bir sır mı var yoksa aşkı mı saklıyorsun?"
Y a t-il un secret dans ton cœur... Ou es-tu trop amoureux?
"Mübarek olsun kabim, bu senin aşkın!"
Félicitations, cher cœur, c'est l'amour!
Karga ölüleri aşkına gözlerim yerlerinden çıkacak!
Oh, pour un meurtre de corbeaux arrachez mes yeux!
Şirketler Heyeti on yılı aşkın süredir yüz yüze toplantı yapmadı.
Le conseil des corporations n'a pas tenu une réunion réelle depuis plus de 10 ans.
Sikerim öyle aşkı! Paramızı sike sike alacağız.
On va avoir notre fric.
Allah aşkına müsade et de durumu anlayayım.
J'essaie juste d'alléger la situation.
Yardım yolda aşkım.
Les secours arrivent, mon amour.
Tanrım, İsa aşkına.
Mon Dieu.
- Hayır mı? Hayır, ben kızlarımla çıkıyorum. Aşk hayatım onlardan ibaret.
Je fréquente mes filles, c'est ma seule vie amoureuse.
# Arada tokatlar Yaşarsın aşk ve acıyla #
Il te bat de temps en temps Tu vis ton amour dans la douleur
Kariyer, aşk... Ne yapacağımı bilmiyorum.
Carrière, amour, je... je ne sais pas les mener.
"Fakat benimki aşk ile dolu diğerlerinden daha fazla, göreceksin."
Mais le mien est rempli d'amour... Beaucoup plus que les autres. Attends, tu verras.
"Aşk mübarek olsun, renkler mübarek olsun!"
Amour béni...!
"Aşk mübarek olsun!"
Amour béni...!
Aşk, sorumluluk değildir Taran.
L'amour n'est pas une responsabilité, Taran.
Aşk mantıklı değildir.
L'amour n'est pas raisonnable.