Bakar mısın Çeviri Fransızca
4,213 parallel translation
Bakar mısınız?
Pouvez-vous me servir?
Şuna bakar mısın?
Tu vois ça?
Şu manzaraya bakar mısın?
Regardez la vue!
Chelsea, bir dakika bakar mısın?
[La cloche sonne ] [ Conversations indistinctes] Chelsea, avez-vous une minute?
Şuna bir bakar mısın?
Regarde ça!
Gidip bakar mısınız?
Tu veux bien vérifier?
Bakar mısınız?
Excusez-moi?
Bakar mısınız çocuklar?
Excusez-moi les gars?
Bana bakar mısın?
Regarde-moi.
- Bakar mısınız? Ne oldu?
Il s'est passé quoi?
Şuna bakar mısın?
Tu vois ça? Oh, ma chère, regarde Angie.
Bir bakar mısınız?
vous m'accordez un moment?
Şuna bakar mısın? - Menüde karışık sandviç var.
Regardez-ça, ils ont un BLT sur leur tableau.
Bakar mısın?
Excusez-moi...
- Stop lambasına bakar mısın?
On vérifie les feux arrières?
Bakar mısınız, nerelisiniz?
Excusez-moi, d'où venez-vous?
Bakar mısınız...
Excusez-moi, d'où...?
Bakar mısınız, Maria Dobra?
Excusez-moi, Maria Dobra.
Bakar mısınız?
Excusez-moi.
Unser, bakar mısın?
Unser, tu t'occupes de lui?
Gidip çocuklara bakar mısın? Evet, tabii.
Tu pourrais aller voir les garçons?
- Şunun tadına bakar mısın?
- Essayer ceux-là. - C'est bon.
Bakar mısın arkadaşım?
Excusez-moi!
Norman, bakar mısın?
Je suis désolé Norman.
İnternetten "amele" nin anlamına bakar mısın?
T'as été voir sur internet ce qu'est un trimeur?
Paige, bir dakika bakar mısın?
Paige, t'as une minute?
Sturm'un günlüğüne, mektuplarına ya da burayla bağlantılı olabilecek herhangi bir şeye bakar mısın?
Tu peux regarder dans les journaux, lettres de Sturm, tout ce qui pourrait le relier à ce lieu?
İnsan kaynakları veri tabanımıza bir bakar mısın?
Voulez-vous regarder dans notre base de données aux ressources humaines?
Rachel, Washington havaalanından son 6 saat içinde kalkan tüm uçaklara bir bakar mısın?
Ensuite elle a disparue. Rachel, peux tu me sortir la liste de tous les vols internationaux de Dulles ces six dernières heures?
Yüzüme bakar mısın lütfen.
S'il te plait, regarde-moi.
Axe Cop, kapıya bakar mısın?
Axe Cop, tu peux t'en occuper?
Alex, ajandama bir bakar mısın?
Alex... Vérifiez mon agenda.
- Bakar mısınız? - Ne var ya?
Excusez-moi?
Şuna bakar mısınız?
Regardez.
Hadi adamım, sadece bakar mısın benim için? lütfen?
Allez, mec, jette juste un oeil s'il te plait?
Bakar mısınız?
Monsieur?
İçeriye gelip sergiye bakar mısınız?
Vous rentrez pas pour voir l'exposition?
Aman Tanrım, şu fotoğraflara bir bakar mısın.
Mon dieu, veux tu bien regarder ces photos.
- Ne kadar havalı bakar mısın?
Regarde à quel point c'est cool.
Benim için buna bak, bakar mısın?
Garde ça pour moi, tu veux bien?
Bakar mısınız, hanımefendi?
Excusez-moi, madame.
Şuna da bakar mısınız?
Oh, bien! Bien, voudrais-tu regarder ça?
Eğer o adam benim yakınıma gelirse, onun icabına bakarım.
Si ce gars s'approche de moi, je m'en occuperai.
- Kendi dalgana bakar mısın?
T'occupe!
Şuraya bir bakar mısın?
Regarde cet endroit.
Bakar mısın?
Excusez-moi!
Bakar mısınız?
Bonsoir?
Bakar mısınız?
Oh, wow. Tu savez quoi?
- Eğer para cezasıyla ilgili sorunun varsa,... şehre gitmelisin. - Bakar mısınız?
- Excusez-moi.
İlerideki şu ışıklara bakar ve yıldız olduklarını varsayardım.
Et je regardais toutes ces lumières, prétendant que c'étaient des étoiles.
- Biraz bakar mısın?
Je peux?