Bayılıyorum Çeviri Fransızca
4,782 parallel translation
Buna bayılıyorum.
- C'est très bien, ça! - C'est parfait!
- Buna bayılıyorum.
- Je raffole de ça!
Buna bayılıyorum.
- J'en raffolerais aussi!
Bana bağırmana bayılıyorum!
J'adore quand tu me casses!
Bu filme bayılıyorum.
- J'adore ce film.
Bu şarkıya bayılıyorum.
N'est-elle pas charmante?
Bu arabaya bayılıyorum!
- Ouais! J'adore cette voiture!
- Bu arada Blog'una bayılıyorum. - Teşekkürler.
- J'adore ton blog, au fait.
O iPad'e bayılıyorum! - Bir saniye verir misiniz?
Super, je vous l'emprunte.
- Blog'una bayılıyorum.
- J'adore votre blog!
Annelik ve ebeveynlik hakkında yazdıklarına bayılıyorum.
- Génial. C'est passionnant, la maternité, l'éducation, votre couple.
Kafanız güzelken sizinle uğraşmaya bayılıyorum adamım.
J'aime trop t'emmerder quand t'es drogué, mec.
Deniz kabuğu şeklindeki el sabunumuza bayılıyorum.
J'aime bien notre savon à main qui ressemble à des coquillages.
- Bu gömleğe bayılıyorum.
- Je l'adore.
Bayılıyorum buna.
J'adore.
- Sesini aç şunun! Bayılıyorum bu şarkıya.
Monte le son, j'adore.
Senin gibilerin benim gibilere akıl vermesine bayılıyorum, hele de ebeveynlik konusunda.
J'adore quand les gens comme vous me donnent des conseils. Surtout sur l'éducation.
- Teşekkürler. Müziğine bayılıyorum.
- Je suis fan.
Ajan gözlükleri. Bunları seviyorum, bunlara bayılıyorum.
Lunettes d'espion, j'adore.
İsrail'e bayılıyorum.
J'adore Israël.
Burada olmaya, enerjiyi hissetmeye ve birinci sıra seçimine sahip olmaya bayılıyorum.
J'adore être ici, j'adore sentir l'énergie, et j'adore le fait d'avoir le premier choix.
Bu şarkıya bayılıyorum.
J'adore cette chanson.
"Şezlong" deyişine bayılıyorum
J'aime quand tu dis "transat".
Onun yemeklerine bayılıyorum.
J'adore sa cuisine.
Bu kısma bayılıyorum.
J'adore ce moment.
- Bayılıyorum ona. - Sevgilerimi ilet.
- Je l'adore, embrassez-la de ma part.
Nigel'ın ekibinde olmaya bayılıyorum!
J'adore être dans la bande à Nigel!
Harika bir sürücüsün, bayılıyorum araba sürmene.
J'aime beaucoup ta manière de conduire.
Burasına bayılıyorum.
J'adore ce passage.
Kısa hikâyeler yazıyorum, şiirler yazıyorum. Yazmaya bayılıyorum.
Et... nous avons un devoir en littérature, et j'écris de courtes histoires, et j'ai écrit des poèmes.
Bunu söylemem lazım, Cenneti Iskalamak'a bayılıyorum.
Oh, je dois vous dire : j'adore "Paradise Misplaced".
- Bakın, filminize bayılıyorum.
- Ecoutez, j'adore votre film.
Filminize bayılıyorum.
J'aime beaucoup votre film.
Sikini 3. şahısmış gibi anlatmasına bayılıyorum.
J'aime la façon dont il parle de sa bite à la troisième personne.
Böyle tıbbî konuşmana bayılıyorum.
J'adore quand tu utilises des termes médicaux avec moi.
Bayılıyorum bu kıza.
Je l'adore.
O hikayeye bayılıyorum. O kadar güzel ki.
J'adore cette histoire.
Galler'e bayılıyorum.
Garçon 1 : J'adore le Weish.
- Ciddi misin? Çünkü ben bayılıyorum.
- Bizarre, moi, j'adore!
Bunu yapmaya bayılıyorum.
Quelle sensation exquise! Je ne m'en lasse pas.
- Tanrım, e-postalara bayılıyorum!
J'adore les e-mail. Les gens sont tous les mêmes.
Senle seks yapmaya bayılıyorum.
Avec toi surtout.
Bu şeye bayılıyorum!
Putain, j'adore ça.
Bakın, Bay Weaver, bu pek... gurur duyduğum... bir şey değil, ama O geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorum, efendim.
- Euh, écoutez, monsieur Weaver, je ne suis pas vraiment... très fier, je l'avoue, mais, euh... j'ai pas vraiment un seul souvenir de cette soirée, monsieur.
Durumunuzu memnuniyetle karşılıyorum, Bay. Wayne.
J'entends votre demande, M. Wayne.
Bayılıyorum o programa.
- J'adore ce jeu.
Ne diyeceğini bilemedğin zamanlar yüzündeki şapşal ifadeye bayıIıyorum.
J'adore l'expression stupide que tu prends à chaque fois que tu ne sais pas quoi dire.
Anladığınızı hiç sanmıyorum Bay Brown.
J'ai l'impression que non, M. Brown.
Bir hastalığım için bir ilaç kullanıyorum o yüzden bazı şeyleri olduğu gibi göremiyor olabilirim. Ama eminim ki öğrencilerinizden bazıları Bay Peterson'ı yiyorlar.
Je suis un traitement médical, donc j'hallucine peut-être, mais j'ai l'impression que des élèves sont en train de dévorer M. Peterson.
Bay Pierce, Hayalet hakkında bir şey yazıyorum kasabamızdaki etkileri hakkında falan..
Pierce, j'écris quelque chose sur le Fantôme, sur l'influence qu'il a eue sur cette ville et...
Bay Gates'in yokluğunda hizmet etmem için bana güvendiniz ve ben de bunu ciddiye alıyorum.
Vous avez placé une grande confiance en moi pour servir en l'absence de M. Gates, et je prends cela au sérieux.
bayıldım 246
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılacağım 23
bayılıyor 17
bayılacaksın 66
bayıldın 17
bayılmış 29
bayılacaksınız 29
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılacağım 23
bayılıyor 17
bayılacaksın 66
bayıldın 17
bayılmış 29
bayılacaksınız 29