Bekarım Çeviri Fransızca
980 parallel translation
Zaten bekarım.
Je suis célibataire.
Bekarım.
Je suis célibataire.
Polisin bu öğleden sonraki teorisi şöyleydi : Bekarımız Mazard'ın bir sevgilisi vardı.
La police suppose que Mazard, célibataire, avait une maîtresse.
Ben yaşlı bir bekarım. Kimse aşkı yaşlı bekarlardan daha iyi bilemez.
Je suis une vieille fille, personne ne connaît mieux l'amour que moi.
Hayır bekarım.
- Gillis.
Evet, bekarım.
Oui, célibataire.
Bekarım. 63 Doğu caddesinde bir evim, Peterson adında bir uşağım var.
Je suis célibataire, je vis sur la 63e Est et j'ai un valet, Peterson.
Ben bekarım.
Je vis seul.
Ben bekarım efendim.
Je suis célibataire.
Adım Eve Kendall. 26 yaşındayım ve bekarım.
Eve Kendall. Vingt-six ans, célibataire.
Bekarım ben, Bay Morgan.
Je suis célibataire.
Bu yüzden bekarım.
Mieux vaut la vie seul
Ed, "Bekar, beyaz ve 45 yaşında." diyor.
C'est un blanc, libre, 45 ans, m'a dit Ed.
10.000 mi? Bu bir servet. Zengin ve bekar iki adamın komşularımız olacak olması ne güzel!
Nous avons de la chance que ces jeunes célibataires visitent notre quartier.
Annesi olmayan ve bekar çok insanımız var.
Beaucoup d'hommes ne sont pas mariés.
- İnanın bana, ben bekar bir kadınım.
- Mais je suis célibataire!
Bekar olsaydım ciddiye alırdım.
Si j'étais libre je vous prendrais au sérieux.
- Keşke bekar olsaydım...
- Ah! Si j'étais libre!
- Bekar mısınız? - Evet.
- Vous êtes célibataire?
- Kalsın. Onun dışında tanıdığım tek bekar kadın 82 yaşında, kör bir yerli.
la seule fille à marier a 82 ans, elle est aveugle et indienne.
- Evli mi bekar mı? - Evli.
- Madame ou mademoiselle?
Bir bekar olarak kaldığı için onu asla affetmeyeceğim.
Je ne crois pas M. Gray méchant, et je lui en veux d'être célibataire.
Bak Kitty... eğer bekar olsaydım... - Karım olmasaydı...
Si j'étais célibataire, si je n'étais pas marié...
Bekar biri olsaydım tabiiki de seninle evlenirdim, ama...
Bien sûr que je t'épouserais, mais tu n'es pas libre.
İnan bana bekar erkeklerin sevgili adayı olmaktan bıktım usandım artık.
Je ne demande pas de réponse.
- Bekar mısınız?
Mlle Stuart?
- Bekar mısınız? - Yüzüme vurma. Ye haydi, yoksa huniyle yedirecekler.
- Buvez ou c'est la sonde.
Hallwardlar'ın evinden ayrıldım ve St. James'te kendime bir bekar evi tuttum.
Je quittai les Hallward, et pris un appartement à St-James.
Bu beni zorlayacak. Bütün kış bekar olacağım!
Ce sera dur pour moi.
Eğer genç ve bekar ve sana önerilmiş olsaydım, kabul edermiydin?
Si j'étais plus jeune et célibataire et si je vous avais proposé de m'épouser, auriez-vous accepté?
Hala bekar mısınız?
Cela me rappelle...
Bekar Bay Sean Thornton, evde kalmış Bayan Mary Kate Danaher'le tanışın.
M. Sean Thornton, célibataire... Demoiselle Mary Kate Danaher.
Bekar oImadığımı biImen gerekebiIir.
Je ne suis pas disponible.
Ben bekarım.
Je suis célibataire.
Şu eski moda, "Kızım bir bekarın otel odasında ne arıyor?" triplerini bir köşeye atabilirsin.
Ne jouez pas les pères outragés par sa fille seule avec le vilain célibataire.
Bekar senin Çinhindi'de tanışmıştığımız halin gibi..
Cet homme est seul, comme tu l'étais toi, avant de rencontrer la bonne en Indochine.
- Bekarım.
- Célibataire!
Öyleyse şöyle sorayım. Siz Bayan French'in Leonard Vole'un bekar bir adam olduğunu sandığı izlenimine kapıldınız.
Disons que vous avez lieu de croire que Mme French croyait Vole célibataire.
Ancak unutma ki o bir erkek... ve bekar... inançsız birinden korkarım.
Mais n'oublie pas : c'est un homme célibataire et athée, en plus,
Bekar mı acaba?
Je me demande s'il est marié.
O sırada bekar olmanın keyfini çıkaracağım.
D'ici là, je vais savourer ma vie de célibataire.
- Bekar kalmak mı istiyorsun?
Oui, sûrement.
- Söylemek istediğim şu ki ; siz oldukça... çekici, genç ve o kadarda gizemli bir hanımsınız,.. ... ve ben de ıssız topraklarda yalnız ve bekar bir subayım.
J'essaie juste de dire que vous êtes une belle et mystérieuse femme, et que je suis un célibataire dans une contrée isolée.
- Kızım hala bekar. Bana bakıyor.
Ma fille est donc restée célibataire.
- Ben bekar bir bayanım.
- Je suis une demoiselle.
Bekar mısınız?
Célibataire?
Zengin bir bekarın tüm avantajlarıyla kendimi donattım. Sana akademik kariyerime dair şaşaalı raporlar gönderdim.
J'ai profité de tous les avantages offerts à un riche célibataire en te laissant croire que je faisais de brillantes études.
- Bekar mı?
- Célibataire?
Affedersiniz, bana iki çilekli dondurma. Peki kızımın bekar olduğunu nasıl ispatlarım?
Comment prouver qu'elle est célibataire?
Evli mi bekar mı?
Elle est mariée ou non?
- Bekar mısınız Bay Stringer?
- Etes vous célibataire, M. Stringer?