English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bekâr

Bekâr Çeviri Fransızca

1,076 parallel translation
Doğru kızlar, hâlâ bekârım.
Oui, les filles, je suis toujours célibataire.
Bekâr bir adamım Bill.
Je suis célibataire.
Oğullarının bekâr bir anne ile evlenmesini isterler mi?
Et ça leur plairait que leur fils épouse une... une fille-mere?
BEKÂR BEYAZ KADIN
J.F. PARTAGERAIT APPARTEMENT
- Bekâr evinde mi? - Başladık yine.
Je m'en occupe, je prépare toujours la cuisine.
- Bekâr olduğunu söyledim. - Güzel, çok güzel.
- J'ai dit que tu es célibataire.
İş bu noktaya geldi demek? 60 yaşında bir bekâr göremeyecek miyim artık?
Je ne verrai jamais un célibataire de soixante ans?
Ancak, kendi borumu öttürmekten vazgeçmeme gelince hanımlar beni bağışlasınlar ama bekâr kalmayı tercih ederim.
Mais je ne veux pas accrocher une corne de chasse à un invisible ceinturon, que les femmes me le pardonnent. Je vivrai garçon.
Bekâr olarak öleceğim derken, evlenecek kadar uzun yaşayacağımı sanmıyordum.
Quand j'ai dit que je mourrais garçon, je ne croyais pas devoir vivre jusqu'à ce que je fusse marié.
Ben babamın eşyalarını bekâr odasına götüreyim. Siz de birlikte nasıl eğleneceğinize karar verin.
Et si j'amenais les affaires de papa dans son nouveau quartier célibataire pour que vous autres canailles puissiez trouver quelques prétextes de chamailleries?
Evet, çünkü bekârım, zayıfım ve temizim.
Parce que je suis célibataire, mince et soigné.
"Kaldığı temiz bekâr evinde Seinfeld ve Costanza eski bir çift gibi bir adet meyvenin temizliğinin tartışmasını yapıyor." Armutu yıkadığımı söylemiştim.
"Dans sa garçonnière d'une propreté méticuleuse, Seinfeld et Costanza se chamaillent à propos d'un fruit tel un vieux couple." Je t'avais dit que cette poire était lavée!
Ancak bekârım, zayıfım ve temizim.
Toutefois, je suis mince, célibataire et soigné.
Birisi bekâr, zayıf ve temiz olunca insanlar onu gey sanıyor çünkü basmakalıp gey böyledir.
Ce qui me vaut le soupçon d'être homo, car c'est un stéréotype.
Ama bekâr kalmak istemiyorum, anlıyor musun?
J'ai pas envie d'être célibataire, vu?
Sigortacı. 35 yaşında, bekâr, belirgin bir yara izi yok.
Enfin, jusqu'à récemment. ASSURANCE SUR LA MORT Billy Wilder, 1944
Ama ben bekâr değilim ve seni bu şekilde incitmek istemiyorum.
Mais je ne suis pas libre. Je ne veux pas te faire de mal.
Joe Jr. Da hala bekâr.
Joe Junior est toujours célibataire.
Bir daha kendi kendine konuştuğunda konuşmanın sonunda kendine bekâr olduğunu söyle.
La prochaine fois que ça vous arrive, dites que vous êtes célibataire.
- Bekâr mısın, George?
- Vous êtes célibataire?
İbadethanelerimizde birçok bekâr var.
Dans mon temple, il y a beaucoup de célibataires.
Lauren Mackalvey'nin bekâr olup olmadığını öğrenmeye çalışacağım.
Vérifier si Lauren Mackalvey était un cœur solitaire.
Her bekârın kötü olduğunu sandın.
Tu n'as rien fait de ce que je t'avais dit!
- Hayır. Bekâr, çalışan bir anneyim.
Non, je suis une mère qui travaille.
Eğer tıbbi tavsiyeye ihtiyacı olan varsa Laney bir doktorla tanıştı, ve adam bekâr.
Si quelqu'un a besoin d'un avis médical, j'ai rencontré un médecin qui n'est pas maqué.
İkizler burcu. Bekâr, ama bence eşcinsel. Cidden mi?
Il est gémeaux, célibataire mais homo.
Franklin'den dosyalara bakmasını, bekâr, kimsesiz ve tedavi edilmesi imkânsız olanları seçmesini istedim.
Franklin a examiné leurs dossiers, choisi les célibataires... sans famille, ceux qui étaient pratiquement incurables.
Barbara, Barbara. Üç numaralı bekârımızla tanışmanı istiyorum
Barbara.Je veux vous présenter le troisième célibataire.
Evet, bekâr olmak zor iş.
C'est dur, d'être célibataire.
Neden bekâr olduğunu biraz daha anlayabiliyorum.
Je comprends mieux pourquoi tu es célibataire.
Hiç evlenmemiş ya da uzun süreli ilişkisi olmamış bekâr bir kadınsınız.
Vous êtes une femme célibataire, vous n'avez jamais été mariée ni en couple.
Benim kitabevinde olabilir mesela. Pek çok bekâr erkek gelir gider, turistler de cabası.
Regarde à la librairie par exemple, y a plein de... y a plein d'hommes tout seuls qui passent, des touristes...
Anlaşmış iki yetişkin, hatta ikisi de bekâr...
Entre adultes consentants...
Bekâr, güzel bir avukat. Çok kazanıyor.
Une avocate célibataire... jolie, gagnant bien sa vie...
Bu ülkedeki herhangi bir bekâr kadından farkı yok yani.
C'est à peu près la même chose avec toutes les célibataires du pays.
Bekâr evimi basketbol biletine değişecek değilim.
Ma garçonnière vaut plus qu'un match de basket!
"Bekâr evin" mi?
Ta "garçonnière"?
Bekâr kalmak istemiyorum, tamam mı?
J'ai pas envie d'être célibataire!
- Siz bekâr erkekler misiniz?
Vous êtes des hommes?
Melissa'nın hoş ve bekâr olmasının...
Avant, je pensais que c'était parce que Melissa était jolie et seule.
Tanışmak istediğin adamın bekâr ve ahmak çubuğunun yönetiminde olduğunu düşün. Onunla bir kitapçıda aynı anda Balzac'a uzanırken mi tanışacağını sanıyorsun? Tepki verirdi.
Tout célibataire doté du bâton débile y aurait répondu.
Para sıkıntısı olan bekâr bir restoran müdürü olduğumu, ve hala kardeşlerimle büyüdüğüm evde yaşadığımı mı?
Que je suis gérante d'un restaurant, fauchée, et que je vis dans la maison où j'ai grandi, avec mes soeurs?
Hepsi bekâr bayanlar, 30 yaşının altında.
Que des femmes, moins de 30 ans.
Eğer gece yarısından önce 13 tane bekâr cadı öldürebilirse, yeraltından kurtulacak ve öfkesini her gün dünyaya salabilecek.
S'il arrive à tuer 13 sorcières célibataires avant minuit, il sera libéré des Enfers et nous terrorisera pour l'éternité.
Bekâr. Sanki bekâr olmak yeterince zor değilmiş gibi.
Comme si être célibataire n'était pas assez pénible comme ça.
— Bekâr Seksi Cadı.
- Sorcière sexy célibataire.
Ayrıca ona yazan biri olacaksa bu adam bekâr biri bu konuda bir şeyler yapabilecek biri olmalı.
Si quelqu'un doit la draguer. c'est le célibataire. Celui qui peut conclure!
Ne zamandır bekârım.
Je suis seule depuis longtemps.
Bekâr.
Célibataire.
Elaine, sen çalışan, bekâr bir kadınsın.
Tu y arriveras?
Zengin, bekâr, eşcinsel.
Riche et homo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]