Belâ Çeviri Fransızca
179 parallel translation
Yani, tekne okyanusun dibini boyladığından beri, bu konuda güç belâ düşünebiliyorum.
Ceux d'un bateau au fond de la mer? C'était peu probable.
Selâm, tatlı belâ.
Salut, "calamité"!
Dönüş turunda 1,5 km'lik hız-ölçme şeridine girdiğinde duman ve alevden dolayı onu güç belâ görebiliyorduk.
Quand il passa la ligne d'arrivée il disparaissait dans la fumée et les flammes.
Yaşlı J.C. belâ çıkaracak anlaşılan.
Ça s'annonce mal pour le vieux J.C.
Ne belâ! Yıllarca başımın belâsı oldu.
Il m'emmerde, ce Riton, depuis le temps que ça dure.
Dediğim gibi, herif bildiğin belâ.
Je te l'ai dit, c'est un emmerdeur.
Lâkin Yamaoka güç belâ onları yatıştırdı.
" Yamaoka a eu toutes les peines à les calmer.
Mucize olur kurtulursak başıma belâ olurlar.
Si jamais on y survit, Je serais coincé avec elles. Montez à bord.
Kuyruklu belâ!
Oh.. oh.. Quelle histoire.. Quelle histoire!
O asi başımıza çok belâ oldu.
Ce chef rebelle nous a donné du fil à retordre.
Başıma belâ açma. 3 gün daha tutuver, Meksika'ya gideriz.
Ce sera pas un gringo. Garde-le encore 3 jours, qu'on rentre au Mexique.
Ödülünü al ve çek git buradan. Belâ arama.
Tu prends l'argent de l'armée et tu te fais oublier.
O bir belâ.
Elle pose problème.
Ben belâ istemiyorum.
Je veux pas d'ennuis.
Belâ insanı arayıp buluyor.
Tu es bien bête d'y venir. Il pue les ennuis.
Kasabadan uzak dursan iyi edersin. Başına belâ açılır.
Si vous allez chez Vernon Adams, attendez-vous à des ennuis.
Maddox döndüğü zaman başına büyük bir belâ açılacak, Cotton.
Quand Maddox reviendra, tu risques d'avoir beaucoup d'ennuis. S'il revient.
Kasabanın başına belâ olduğuna hem fikiriz.
Il est en train d'étrangler cette ville, ça c'est sûr. - Quel est le problème?
Belâ açabilirdi.
Ça aurait pu être fatal.
Bu filmi, araştırmacılarımız bir araya gelip, 1954 yılında Avustralya'da çekmiştir. Tavşanlar, insanlar için bir belâ olmuştur.
Ce film, mis sur pied par nos chercheurs, a été tourné en 1954 en Australie, où l'invasion de lapins est toujours une menace.
Yerinde olsam, arkadaşının başına daha fazla belâ olmazdım.
Si j'étais vous, je ne ferais pas de difficulté à votre ami.
Büyük bir belâ açarsınız.
Ça va causer des problèmes.
Eminim toplumumuz size bir süre iş sağlayabilir. Büyük belâ çıkarsanız da.
Notre communauté pourrait vous donner du travail... même si vous créez des ennuis.
Özellikle büyük belâ çıkarırsanız.
Surtout si vous créez des ennuis.
Belâ istiyorsanız, alabilirsiniz.
vous en aurez.
Önemli yerlerde belâ açmasından iyidir.
C'est mieux que de causer des problèmes.
Belâ istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Belâ için bir neden yok.
Je ne vois là aucun problème.
Ne belâ açarsa açsın onu bir şehit yapmaya hiç niyetim yok.
Même s'il nous crée des ennuis... je refuse d'en faire un martyre.
- Baºlarina belâ olacagimi düºündüler.
- Ils ont pensé que je les generais.
Ölme vaktin geldi Sör Belâ.
Il est temps de mourir.
Sör Belâ, son nefesinde sürünerek ilerledi ve iğrenç kılıcını fırlattı.
Dans un dernier sursaut, il se redresse et lance son glaive.
Belâ kokusu alıyorum.
Je sens des ennuis.
Hiç başına belâ oldum mu?
Je lui casse les burnes?
Sizse, aileden olmadıkları sürece, herkesin başına belâ olabilirsiniz.
Et que tu peux baiser qui tu veux, si c'est pas des membres.
Ve burada belâ arayan bütün kovboylar buraya toplanır.
Tu veux que ces Cowboys continuent à nous emmerder?
Belâ istemiyorum.
- Je ne veux pas de problèmes...
Ve belâ seninle başlayacak.
Et ça commence avec toi.
Belâ arıyordun.
Tu as cherché la foudre.
Belâ kokusu alıyorum. Bana öyle geliyor ki buraya kadar boşuna geldik.
Oui, je vois.
Belâ.
Les ennuis.
Sen ve belâ mı?
Toi? Des problèmes?
Belâ.
- Ca se gâte.
Daha sonra başımıza belâ olmazlar.
Ca nous évitera des ennuis futurs.
Sana göre, biri için yaralanırsan onun başına belâ olmaya hakkın var.
A en croire ta théorie, si tout le monde se fait blesser pour moi... Alors je serai vraiment dans les emmerdes.
Belâ istemeyiz.
On ne veut pas d'ennuis.
- Onu güç belâ tanıyorsun. - Biliyorum.
- Tu ne connais même pas cette fille.
Buraya belâ çıkarmaya gelmedim.
Je cherche pas Ies histoires.
Bu adam belâ çıkarabilir. Beni merak etme.
Ça va.
-... şimdi başımızda bu belâ olmazdı!
- nous n'en serions pas là!
Belâdan başka bir işe yaramıyorsun. Sen daha belâ görmedin.
Vous n'avez encore rien vu.